Hepimizin bildiği üzere yurdumuzun büyük bir kısmı deprem kuşağında yeralmakta (%92 inanmayan araştırsın - Nüfusun %98'i) başka bir ülkede olsa insanlar ne yapar bu gerçek üzerine önlem alır ya biz ne yapıyoruz ufak tefek çabaları saymazsak kocaman bir hiç.Ekonomimizin yarısı İstanbul'da yani ekonominin kalbi İstanbul'da atıyor buna karşın İstanbul'un nerdeyse %70-80'i kaçak,ruhsatsız.İstanbul'u her an bekleyen 7.5 şiddetinde olacağı tahmin edilen deprem riski varken Belediye Başkanı Hazretleri Kadir Topbaş'a deprem konusunda ne yaptıkları neden bu kadar az önlem alındığı sorulunca Muhalefet elimizi kolumuzu bağlıyor diyor pişkince.Suçu başkasına atmakta oldukça mahiriz vesselam.
Bundan çokta uzun olmayan bir süre önce 17 Ağustos 1999'da 7.4 şiddetinde yaşanan depremle Gölcük ve İzmit tarumar oldu.Arkasından 12 Kasım 1999'da 7.2 şiddetindeki depremde Düzce.Süper hızlı "dürüst" müteahitlerimizin marifetleri sayesinden 2 depremde 20.000'e yakın insanımız hayatlarını kaybetti.
Biz ders aldık mı almadık hala hızla kaçak yapılaşma devam etmekte,"Dürüst" müteahitlerimiz cukkalarını doldurmakta.Elimizdeki binaları güçlendiriyormuyuz hayır.Yahu İstanbul'da deprem için acil durum konteynırları oluşturuldu adamlar içindeki jenaratörleri,matkapları çaldılar ve çalmaya devam ediyorlar.Utanmadan ekonomimiz dünyada ilk 20 içinde demeyi biliyoruz ama insana verdiğimiz değer sıralamasında 150.sırayı falan zor buluruz benden söylemesi.
Elazığ'da yaşanan 6.0 şiddetindeki depremden sonra 41 vatandaşımız hayatını kaybetti.Elazığ Depremi ortaya çıkardı ki deprem konusunda çok hazırlıksızız.Ölenlerin sayısını bile doğru düzgün tespit edemedik depremin ertesinde 51 denilen ölü sayısı gün itibariyle 41'e düşmüş durumda.Kuşkusuz depremdeki ölümlerin en büyük sebebi bölgedeki yapılaşmanın kerpiç diye tabir edilen saman - killi çamur karışımı inşaat malzemesinin kullanımından kaynaklanıyor.İnsanlar kerpiç'i babasının hayrına kullanmıyor yokluktan, fakirlikten çünkü ucuz, evini yapabilmek için elinde başka malzeme de yok.Betonarme yapmaya kalksa parası mümkün değil hayatta yetmez.
Bilim adamlarımız vakti zamanında deprem olabileceği konusunda yetkilileri uyarmışlar.Her zamanki gibi bürokrasimiz bu uyarıları kaale almamış.Alsalardı da bişey değişmezdi zira koca bir bölgenin tamamı kerpiç evlerden oluşmakta.İşin kolayına kaçıp devleti suçlamayacağım tabiki kusuru var ancak kusurun en büyüğü yine bizde bizim duyarsızlığımızda 1999'daki depremler bize ders olsaydı Toplum olarak bilinçlenmiş olsaydık belki bu gün 41 vatandaşımız hayatını kaybetmemiş olurdu.İnsanlar gırtlağından keser evini güçlendirirdi.Biz bilinçli olmadığımızdan bizim gibi insanlardan müteşekkil devlette bilinçlenemedi o da alması gereken önlemleri almadı.Vatandaşlarına evlerini güçlendirsinler diye yardım etmedi yol göstermedi teşvik etmedi yeterince.
Şili'de 8.8 şiddetindeki depremin hemen ardından ortalık toparlandı 3-5 gün içinde hayat normale döndü neden ? Şilililer daha önceki depremlerden dolayı önlemlerini almışlar üst ve alt yapılarını güçlendirmişlerdi de ondan.Bizde aynı şiddette deprem olsa Allah muhafaza ülke birdaha toparlanmamacasına yerle yeksan olur.
10 Mart 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorumgaçlı Okurcan:
Yorum Gönder
Dök içinden geçeni