Ne Mutlu Türküm Diyene

gündemsel etrekşın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gündemsel etrekşın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2015 Perşembe


Para insanı en fazla zengin eder...

1 Yorumgaçlı Okurcan
Medeniyet ve insan olmak gibi özellikleri maalesef parayla satın alamazsınız. Gündemle pek yakından uzaktan alakası kalmadığı için yazmaya karar verdim bu sözleri bundan bir süre önce gözlerime inanamadığım görüntülere muhtemelen hep birlikte şahit olduk memleketin en kaymak tabakasından olduklarını düşünen vatandaşlar balmain modaevinin indirimli ürünlerini almak için tabiri caizse demeyeceğim gerçekten birbirini ezdi vitrine uçanlar mı ararsın mankenin üzerinden elbisesini çekiştirenler mi rezilliğin bini bir para.


Yokluk pek çok şeyi zorla yaptırır insana günlerdir aç ve ölmek üzere olan bir topluluğa yemek dağıtmaya kalkarsan ancak böyle bir izdiham çıkar ortaya zira söz konusu olan hayattır ya bir an önce o yemeğe ulaşır yaşarsın ya da ölürsün kimse kusura bakmasın ancak böyle bir durumda mazur görebilirim böylesi keşmekeşi.

Zincir marketlerde haftanın belirli günlerinde yapılan özel indirimlerde de görebilirsiniz benzeri bir manzaraları ama oradaki vatandaşlar fakirdir ihtiyaçlarını en ucuz şekilde karşılamaları mecburidir başka türlü ayın sonunu getiremezler.

Zaten herhangi bir ucuzluk olmasa dahi rahatlıkla alabilecekleri kıyafetleri sanki hayat memat meselesiymişcesine saatlerce bekleyip birbirini ezenlere ne denilebilir ki.

Medeni topluluklarda ölmek üzere bile olsa insanlar birbirinin haklarına mümkün olan en üst seviyede saygı gösterirler.

Yok arkadaş yok bazılarını mümkün değil adam edemiyorsun, parayı bulan anında lümpenleşiyor. Eskilerin tabiriyle adab-ı muaşeret, başka insanların hakları falan artık hikaye olmuş.

Altı üstü bir kıyafet giysen ne değişir giymesen ne :) Yazık yahu :))

24 Ekim 2015 Cumartesi


Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak hissiyatı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Biz küçükken büyüklerimiz söylerdi hep nerde o eski bayramlar teranesini demek aynı nakaratı tekrarlamak bize de nasipmiş. Nereye bağlayacak bu herif diye merak etmeyin kısa ve öz bir yazı olacak herzaman ki gibi :)

levent_kirca

Levent Kırca'nın ölümüyle artık kesinlikle idrak ettim ki iyiler tez ayrılıyor bu dünyadan (istisnalar kaideyi bozmaz) hatırlıyorum da bir zamanlar kendisi o hani "eski Türkiye'nin" güya "demokrasinin" olmadığı zamanlarında yani benim gençliğimde hem de devletin televizyonunda "olacak o kadar" programıyla iktidarı, devleti, düzeni eleştiriyordu. Bu ülkenin televizyonlarında çatır çatır bizi yönetenleri eleştirmek mümkündü yani. Yeni nesil tarağa gelen mizahçılar ise bırak eleştirmeyi gıklarını bile çıkartmıyorlar nerdeyse hepsi dalgasının peşinde cüzdan şişirmekle meşgul. Kısacası Levent Kırca gitti siyasi mizah bitti.

Şimdi hangi kanalı açsan birbirinden abidik gubidik milletin vaktini ezmeye, düşünmesini engellemeye, imkansız hayallerin peşine sürüklemeye yönelik programlar, diziler gırla gidiyor, faydalı bişey bulmak neredeyse imkansız. Tartışma programları bile lafta tartışma programı çoğunda hep aynı siyasi görüşün elemanları toplanmış başka bir siyasi görüşü linç etmeye çalışmakta (hangi kanal olduğuna göre değişiyor) karşı tarafın sözlerine kulaklar tıkalı çok nadir adam akıllı birşeyler izlemek mümkün.

Ben hatırlıyorum nerdeyse hepsi rahmetli olan eski siyasi parti liderleri seçimlerden önce çıkar karşılıklı vaatlerini sıralar birbirlerini nazikçe eleştirirdi milyonların karşısında. Şimdi olasılık dahilinde mi? Nerdeeee :)

Velhasılı kelam tüm çocukluğumun ve gençliğimin figürleri usul usul ayrılıyor aramızdan ve sanırım bende içimdeki o haşarı çocuğu onlarla beraber kaybediyorum...

12 Ekim 2015 Pazartesi


Yaşayamıyoruz hiçbirimiz

0 Yorumgaçlı Okurcan
Doldum, doldum, doldum artık ne yapacağımı bilemiyorum. Dağlara çıksam YETER ARTIK diye haykırsam çare olur mu bu ölümlere?

Barış getirmek için yola çıkmış insanların arasında bomba patlatmak nasıl hastalıklı bir düşüncedir yarabbi...

Sağımıza dönsek bir facia solumuza dönsek bir katliam, boğazımıza kadar kana ve kedere boğulmadık mı hâlâ.

Ülkenin sorumuluk sahibi olması gereken insanları topu başka yerlere atma peşindeler ve en ufak bir özeleştiride bulunmaktan imtina etmekteler.

İçişleri bakan hiç bir güvenlik tedbirinin alınmadığı tren garı civarı için güvenlik zaafiyeti yok der. Başbakan canlı bomba olacaklarndan kuşkulanılanları eyleme geçmeden tutuklayamayız türkiye sebepsiz yere insanların tutuklanabileceği bir ülke değil der.

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

Bildiğim tek bir şey var o da veysel hep 9 yaşında kalacak.

Velhasılı kelam...

Durakta otobüs beklerken üstünüzden bir kocaman bir otobüs geçebilir, işinizin başındayken maden ocağı tepenize çökebilir, ya da herhangi bir toplumsal olayın ortasında kör kurşunlara hedef olabilirsiniz. Burası Türkiye...

Sabah evden çıkarken aklınızda bulunsun ve ona göre vedalaşın sevdiklerinizle...

27 Mart 2015 Cuma


Onurlu insanlar

0 Yorumgaçlı Okurcan
kishi_ryoichi
Türkiye'de herşey olursunuz ama rezil olamazsınız diye bir söz var eminim bu satırları okuyan aşşağı yukarı herkes biliyordur zira çok sık kullanırım. Kasten sadece para hırsıyla iş güvenliği kurallarına uymadığınız için yüzlerce kişi madenlerinizde hayatını kaybedebilir, hiç uygun olmadığı halde trenlere raylarda yüksek hız yaptırılarak bir dünya insanın ölümüne yol açabilirsiniz, bariz bir şekilde yolsuzluk yapabilirsiniz ama kimsenin aklına intiharı geçtim istifa etmek hatasını kabul etmek gibi erdemli hareketlerde bulunmak gelmez.

Geçenlerde İzmit Körfezi Geçiş Köprüsü'nde bir halat koptu kimse ölmedi, kimse yaralanmadı ama köprünün yapımından sorumlu japon mühendis Kishi Ryoichi intihar etti. Yazılanlara bakılırsa muhtemelen kendisinin doğrudan bir ihmali de yoktu ama adam böyle bir kazayı, aksiliğin yaşanmasını gururuna yediremedi.

Adamlar onurları için yaşıyorlar bizde ise onur adeta bozuk para haline gelmiş durumda.

Şimdi bi japon mühendise bakıyorum bi bizim aymaz sorumlulara arada dağlar kadar fark var anlayış olarak yüzyıllar var e böyle olunca da ne yazık ki bizden bi japonya çıkmıyor bu gidişle de çıkmayacak.

Acı ama gerçek bu maalesef.

Huzur içinde uyu onurlu adam...

11 Mart 2015 Çarşamba


Ne yapsın bu insanlar

0 Yorumgaçlı Okurcan
Dün 11 marttı Berkin Elvan'ın ölüm yıldönümü hemen hemen Türkiye'nin her yerinde anma yürüyüşleri yapılmaya çalışıldı. Çalışıldı diyorum zira devletimiz artık gelenekselleştiği üzere yürümek isteyen kendinden gayri düşünen her vatandaş grubuna karşı olduğu gibi şiddetini esirgemedi hal böyle olunca meydan radikallere kaldı yine bilindik görüntüleri izledik atılan taşlar,molotoflar .

Geçen yine böyle görüntüleri tv'den izlerken "Neden insanlar radikalleşiyor?" diye sordu bi arkadaşım. Bence çok basit.

Küçükken hepimize öğretildiği üzere sus büyükler konuşurken lafa girilmez diyerek ifade özgürlüğü törpülendi.

İlk ve orta öğretimde yaratıcılıktan uzak ezberci sistem düşünmemizi engelledi es kaza sürüden farklı düşünen bireyleri ise elinden geldiğince ezdi elimine etti.

Üniversitede ise aman evladım siyasete karışma başın polisle derde girmesin diyerek yine çoğunluk baskılandı.

Bu baskı içerisinde büyüyen insanlar dertlerini meydanlarda ifade etmeye çalışınca tepellerine binildi.

Hal böyle olunca düşünemeyen, düşünse de düşündüğünü ifade edemeyen insanlar yetiştirdi bu toplum.

Sonuç: radikal unsurların ellerinde militanlaşma

Herkes böyle olacak diye bir kaide yok tabi, şansı yaver giderse sürüden biri olur ömrünün sonuna kadar etliye sütlüye karışmadan mutlu mesut yaşar ya şansı yoksa....

18 Şubat 2015 Çarşamba


Özgecan'a dair

0 Yorumgaçlı Okurcan
Geriye benim söyleyebileceğim pek bir söz kalmadı sanırım bu konuda yorumda bulunmayan, aforizmalar patlatmayan, ütopik çözümler sunmayan, saçmalamayan ( idam ve hadım gibi ) kimse kalmadı...

Peki ya çözüm ne bundan bahsedeni duyduk mu?

Erkeğin bakış açısını kadını metalaştırmayacak şekle evirmek, şiddeti toplumsal hayattan uzaklaştırmak için ortaya bir fikir, öneri koyabilen oldu mu? Ben duymadım.

Bu yazıyı okuyan hemen hemen herkes her gün düzenli olarak gazete okuyordur muhtemelen 3. sayfalardaki haberlerden haberi vardır her gün birbirinden daha vahşi cinayetler işleniyor daha dün istanbulda parçalanmış bir kadın cesedi bulundu ve aynı gün sadece dükkanının camına kartopu isabet ettiği için esnaf bir gazeteciyi (Nuh Köklü) bıçaklayıp öldürdü.Daha ondört yaşında bir çocuk silahla okul basıp kız arkadaşını kaçırmaya kalktı.Seksenlerinde bir ninenin belki yüz lira edecek yüzüğü için ağzını burnunu kırdılar.

Neden?

Neden her geçen gün daha yüksek volümlü şiddet dalgalarına maruz kalıyoruz, yoksa toplumsal olarak bir cinnet hali mi yaşıyoruz.

İnsanları böylesi vahşete sürükleyen sebep ne.

Hepsi psikopat ya da akıl sağlığı yerinde olmayan insanlar değil herhalde. Cinayet işleyen, tecavüz eden, gasp yapanların büyük çoğunluğu gayet aklı başında. Bilinçle, planlayarak ve kastla işleniyor bu suçlar.

Sokaklarımızı yeniden güvenilir hale getirmek zor olacak bence çünkü bu şiddeti minimize etmek için en az sağlıklı yetişmiş iki hatta üç nesil geçmesi gerekecek. Toplumca kollektif bir biçimde kendimize gelip bunun için çabalamamız zorunluluk başka bir çözüm yolu göremiyorum.

Zira insanımızın yetişme, yetiştirilme tarzında sorun var.

Çocuklar yetişirken adalet, merhamet, empati gibi erdemlere sahip olmaktan ziyade kibir yüklü, herşeyi yapmayı kendinde hak gören, emek harcamaktansa köşeyi dönme düsturunu benimsemiş hırs küpüleri olarak büyüyorlar.

Zeki olmak birşeyler başarmak değil, çakal olmak birşeyler kotarmak derdindeler.

Farkındalar artık ekmeğini bölüp arkadaşıyla paylaşmak yerine arkadaşının ekmeğini gasp etmek ya da çalmak daha evla sayılıyor. İtibar gören iyi insanlar değil artık ne kadar kötüysen, ne kadar çalarsan ne kadar garibanın hakkına tasallut edersen o kadar mutebersin.

Güçlü olan herşeyi yapabilir yanına da kâr kalır mottosu gencecik beyinlere kazındı artık ve maalesef kolay kolay geri dönüş yok. Böyle yetişen insanlar varken yeni Özgecan Aslanlar mutlaka olacak ve her zaman olduğu gibi ölenin yedisi çıkmadan herşey unutulacak... 

Adaletin a'sının bile kalmadığı bir memlekette daha başka birşey de beklenemez zaten.

Gün geçtikçe iyi olan kavramların içi hızla boşaltılırken sonumuz ne olacak bende çok merak ediyorum. Ya toplumca en dibe vuracağız ve yukarı çıkacağız ya da uzunca bir süre bu şiddetin içinde piyango bir gün bana ve aileme de vurmasın diye dua ederek varolmaya çabalayacağız.

Sürç-ü lisan ettiysek affola

30 Ocak 2015 Cuma


Türk gencinin Emilie Voe Nereng ile imtihanı

0 Yorumgaçlı Okurcan
emilie_voe_nereng

Malumunuz güzel bir kadın gören türk erkeği şebermekten kendini alıkoyamaz. Emilie Voe Nereng ablamızda maşallahı var dünya tatlısı. ekşisözlükte emilie hakkında ki başlığa birkaç kişi abanınca tabiki dikkatleri çekmesi uzun sürmedi.

Yurdumun ne kadar "romeosu" varsa sosyal medya üzerinden başına üşüştüler kızcağızın bir kaç gün içinde 200 civarı er kişinin faceebook'ta kendisini eklemesi ile dumura uğramasına kendisi kadar şaşırmadım. Söz konusu olan biz olunca bu daha başlangıç diyorum umarım olayın gidişatı çirkinleşmez.

Allah sabır versin kendisine  :)))


13 Ocak 2015 Salı


Mentalite farklı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Bundan çok değil 1.5 yıl önce gazetelerde Ekonomi Bakanımızın bir beyanı vardı "Uzay gemisi yapmamızı engelliyorlar". O zaman okuduğumda çok gülmüştüm millet marsa roket yollarken bizim televizyonlarda hala şu caiz mi bu mekruhmu gibi mevzular konuşulan bir ortamda bilim üretilmez diye düşünüyorum. Nitekim geçen zaman beni yanıltmadı Geçenlerde okuduğum bir haber ne kadar haklı olduğumu artık aksi ispat edlemeyecek şekilde ortaya koydu :)

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Bölümü 2.5 yıl uğraşmış ve 5 farklı model elektirikli araç üretmiş araçları görünce kendimi tutmadım gülmekten sandalyeden yuvarlanıyordum. asına da boy boy fotoğraflar vermişler te allahım. Elalemin yaptığı elektrikli araca bak birde bizimkilere :)



elektrikli_araba

Dünya uzay çağını yakalamış bizimkiler daha bir üniversitede adam akıllı araç bile üretilemiyor fotoğraf ortada fazla söze gerek var mı? Ha diyecekseniz bir dünyaca tanınmış bir markanın konsept arabası üniversiteyle mukayese edilmez haklısınız mukayese edebilmek için terazinin iki küfesinde de bişeyler olması lazım. Üniversitelerimizin durumu, bilime, gelişmeye ne kadar değer verildiği ortadayken bizim avrupanın seviyesini yakalayabilmemiz için temiz bir yüz sene falan lazım ama bu hızla ve bu kafayla gidersek temiz üçyüz, dörtüz yılı bulur.

Sürç-ü lisan ettiysek affola...

9 Kasım 2014 Pazar


Ben küçükken cumhurumuz çok fakirdi

0 Yorumgaçlı Okurcan
Öyleki 1000 odalı bir sarayımız bile yoktu ağaçların yükselmesi gerektiği yerde aoç toprakları üzerinde.

Sonradan çook ama çook zenginleştik neredeyse 1 milyar dolara cumhurun başına saray yaptırıp uçak alabilecek kadar hemde.

Yetkili kişilere israf değil mi bu diye sorulduğunda cevap gecikmedi "Ak Saray, milletimize layık standartlara uygundur" evet haklılardı bir yerde milletimize layık standartlardaydı belki de ama ya milletin ihtiyacı olan diğer hizmetlerde neredeydi bu "bizlere layık standartlar"

İşçimizin madenlerdeki güvenliği sözkonusu olduğunda bu standartlara ulaşmamızı araya giren 50 kişi engelliyordu mesela "Dünya 5 ten büyüktür" diyen devletimize göre 50 muhterem egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olan necip milletimizden daha büyüktü. Herşeyi engellemeye kadirdiler zira. 

ve en acısı madenlerde ölenler konusunda işyerlerinin gerekli çalışma koşullarını ve işçi güvenliğini sağlamasını denetlemekle yükümlü devletin hiç bir sorumluluğu yoktu makamında oturan zat-ı âlilerine göre

Çalışanlarımızın ekonomik zoruklar karşısında ezilmesini engelleyecek ücret tespit edilirken vekillere kepçeyle milletin aslına çay kaşığıyla vermek şeklinde tezahür ediyordu her zaman. Araya giren büyükler kârdan zarar etmemeliydi işçiler yerine onların cepleri daha çok dolmalı hatta taşmalıydı.

Kıdem tazminatı ise çoktan beridir sürdürülebilir olmaktan çıkmıştı patronlar işçilerini bile kovamıyorlardı ağız tadıyla hemen bu yük üzerlerinden alınmalı işçinin hakettiği tazminat kadük edilmeliydi.

Doğal tahribat ise bu standartlar içinde yeralmıyordu besbelli yoksa bir gecede güya "çevre hassasiyeti olan "bir şirket tarafından yırca'da kesilen 6000 zeytin ağacı nasıl açıklanabilirdi bir termik santral uğruna.

Çocuklarımızın sağlıklı ve güzel bir doğaya sahip olması lükstü bizler için, para getirmeyen herşey gereksizdi yokedilebilir sömürülebilirdi onların nazarında.

Sağlığımız o kadar önemli değildi kafalarına göre yaptıkları kesintiler yüzünden yarım kalan ameliyatlar, sağlığından olan vatandaşları kimsecikler umursamıyordu anlaşılan

Eğitim ise "şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim" kafasıyla yapboz tahtası olur muydu milletimize layık standartlar içinde olsa 

ve daha neler neler...

İşte böyle benim penceremden hal-i pür mealimiz sayın cumhur sen yine itiraz etme bunlara evinde asgari ücretle alabildiğin yegane şey olan çekirdeğini çitleyerek otur ve yapılan görkemli sarayın eşsiz güzelliğinde zenginlik hayallerine dal olur mu?

Sürç-ü lisan ettiysek affola...

17 Ekim 2014 Cuma


Empatinin cılkını çıkarmak

0 Yorumgaçlı Okurcan
Hiç soğuk kanlı bir katille empati yapar mısınız, tecavüzcülerle, ottan boktan sebeplerle işlenmiş kadın cinayetlerinin failleriyle, acımasız bir teröristle, soykırım suçlusu zalim bir diktatörle mesela hitlerle ya canım adam öldürmüş ama ona haksızlık etmeyelim eskiden ressamdı acaba hangi şartlarda bu suça itildi, soykırım yaparken akıl sağlığı yerinde miydi değil miydi dikkate alalım der misiniz?

Eminim hiçbiriniz böyle bi abukluk içinde yer almazsınız hayvanlarına kötü davranan insanlar bile neredyse linç edilirken kimse çıkıpta vahşice katledilmiş Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu ile empati yapacak ve bunu köşesine taşıyacak kadar şuursuz olamazdı

ama oldu

Perihan Maden herhalde aykırı olayım kafasıyla bu minvalde bir yazı döşemiş gazetesinde aksini düşünmek dahi korkunç. Sosyal medyada denk geldim ilk başta inanmak istemedim ama mevzubahis yazıyı okuduğumda kan beynime sıçradı hanımefendi bildiğin katil güzellemesi yazmakta beis görmemiş.

Yazının içeriğine pek girmek istemiyorum zira okudukça ve üzerinde yazıp düşündükça çileden çıkıyorum.

Bu kafayla işinize gelen her durumda her türlü pisliği mazur görmek mümkün mesela tecavüzden suçlu birine e canım mağdurda açık giyinmeseymiş, karısını katleden biri için ama canım kadında kaşınmasaymış ya da bir seri katil için bu kadar insanı öldürmüş ama diye başlayan cümleler kurup failleri kolaylıkla aklayabilirsiniz.

Allah akıl fikir versin ne diyeyim...

1 Eylül 2014 Pazartesi


Teknoloji mağduru Jennifer Lawrence

0 Yorumgaçlı Okurcan
jennifer_lawrence

Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki tam anlamıyla sindirerek kullanmamız mümkün değil hızına yetişemiyoruz zira. Tabi bu durum çoğu zaman istenmedik sonuçlar doğuruyor. Dün itibariyle hollywoodun bazı ünlülerinin iCloud hesapları hacklenerek mahrem fotoğrafları sızdırıldı tabi bunu yapan sevabına yapmadı internet üzerinden bitcoin karşılığı satışa çıkardı ve bir anda ortalık bu teknoloji mağduru ünlülerin fotoğraflarıyla doldu taştı. Jennifer Lawrence, Jessica Brown Findlay, Kate Upton, Kirsten Dunst, Kaley Cuoco, Selena Gomez, Teresa Palmer, Yvonne Strahovski vs vs.

Bazı yerlerde saçma sapan yorumlara rastladım fotoğrafları sızdırılanların aleyhine demediklerini bırakmamışlar ben kendilerinde fazla suç bulmuyorum sadece teknolojiyi yanlış amaçlarla kullanmışlar şimdi bunun ceremesini çekiyorlar ve ileride başları çok ağrıyacak göründüğü kadarıyla çünkü piyasaya sürülenlerin devamı da varmış. Daha önce başka ünlülerinde başına benzeri olaylar gelmişti demek ki yaşananlardan pek ders alınmamış.

Bana kalırsa asıl suçlu fotoğrafları çalan ve satan zira fotoğrafların yayınlanmasından sonra bu kadınların başına gelebilecek her türlü sıkıntının müsebbibi kendisidir. İçlerinde bunalıma girenler, kariyeri bitenler hatta intihar edenler bile çıkabilir bilemiyorum. Kimse böyle bir utancı haketmez...

Bazı arkadaşlar bilgisayarlarından, telefonlarından fotoğrafları ya da videoları sildiklerinde geri döndürülemeyeceğini düşünürler gel gelelim restore - kurtarma programlarıyla hemen hemen herşey kolaylıkla geri getirilebilir bu anlamda pek güvenli değiller ancak çaldırmadığınız sürece pek problem olmaz. Anlaşıldığı kadarıyla sanal depolama hizmetleri de güvenli değilmiş o yüzden siz siz olun başınıza benzeri bir şeyin gelmesini istemiyorsanız bu tarz özel görüntüler çekmeyin ya da çektirmeyin cloud sistemlere yedeklemeyin benim başıma gelmez demeyin ortalık bu tarz mağdurların fotoğraf ve videoları ile kaynıyor.

18 Ağustos 2014 Pazartesi


Memleketin üstüne çöken karabulutun tezahürleri

0 Yorumgaçlı Okurcan
Gazeteci olduğunu beyan eden lakin bu mevhumla yakından uzaktan alakası olmayan muhteremler muktedirden beslenen basın organlarında her gün yeni mevzular yumurtlamakta. Bu muhteremlerden biri Boğaziçi, Bilkent ve ODTÜ yıkılmalı vs gibi akla hayale gelmeyecek önerilerde buyurmuşlar bizleri yöneten zat-ı şahaneye.

Tüm yönetimi ellerinde tuttukları yetmiyormuş gibi şimdi kendileri toplum mühendisliği yapmaya Asım'ın nesli yetiştirmeye niyetlenmişler anlaşılan. E muhterem sen değilmiydin jakoben kemalistler toplum mühendisliği yapıyolla gençlerimizi eziyolla diyen bu ne pehriz bu ne lahana turşusu.

Hani önerilerin bişeye benzese anlayacağımda yüzyıllar önce denenmiş ve işe yaramamış yöntemleri sanki çok matahmış gibi temcit pilavı misali gündeme getirmek düpedüz saçmalık. Zannedersin cumhuriyet kurulmadan önce bunların bir kısmını uygulayan osmanlı galaksinin uzak köşelerinde cirit atıyordu da cumhuriyet kuruldu taş devrine döndü. Albert Einstein'ın bir sözü var bu duruma cuk diye oturan "Delilik aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemektir."

Herşeyi dine dayayarak gönence esenliğe erişme çabası kadar anlamsız bir şey yok tarihe bakmayak bile gerekmiyor bunu görmek için bak güneyimize gör milletin "din" adı altında ne zulümlere uğradığını. Ama nerde o kafa gerçi bu muhtereme sorsan milleti kıtır kıtır doğrayan topluca katleden o zalimler muhtemelen gözünde melek gibidir. Günümüzde kaç tane dini temel alan devlet dünya üzerinde söz sahibi olmuş bi baksa görecek ama bakmak için göz lazım anlamak için de beyin.

İşte bu tip gibiler köşe yazıp özenle fonlanıp köşeleri dönerlerken Yılmaz Özdil gibi kuvvetli bir kalem yazısı yayınlamayarak yerinden ediliyor. Ne desen boş...


***   ***   ***


Yıllardır bizlere kan kusturan katiller "şehitlik"lerine heykel dikmişler bir teröristin heykelinin dikileceğini ve devletin eli kolu bağlı aciz bir şekilde bunu izleyip gıkını bile çıkartamayacağını bundan 10 sene önce söyleseler hass..ir derdik şimdi oldu açılım maçılım ayağına ülkenin güney doğusu başka bir devlete doğru evriliyor gözünüz aydın...

19 Temmuz 2014 Cumartesi


Kana doymayanlar

0 Yorumgaçlı Okurcan
Hayalimizde yarattığımız karakterlerden Vampirler maalesef gerçek zira ortadoğuda görüldüğü üzere insanoğlu kana doymuyor. Heralde bu karakterini ilk yaratan kişi yaşadığımız günleri görseydi muhtemelen yarattığı karakterin insan karşısında oldukça masum kaldığını düşünürdü.

Bir tarafta güya din adına kafa kesen, olmadık vahşiliklere imza atan islamcı fundamentalistler diger bir tarafta güya devletlerinin bekaası için yıllardır Filistinlilere olmadık eziyet çektiren israilliler en acısı bu vahişiliğe göz yuman kılını kıpırdatmayan dünya...

Gidişat hiç iyi değil.

Kömölöstlör çök örkçöö yööa diyen, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık beyanında bulunan zat-ı muhteremi çılgınlarca alkışlayan "dindar" vatandaşlarımız ise İsrail karşıtlığı yapacağım diye Yahudilere düpedüz ırkçı söylemlerde bulunmaktalar. Yahudilerin hiç azımsanamayacak bir bölümü bırak isralin yaptığı katliam ve sürgünleri onaylamayı israil devletinin mevcudiyetine bile karşıyken bu devletin yarattığı terörün sorumlusu olarak görülmeleri çok enteresan. Zira bu "dindar" arkadaşlara sorduğunuzda islami teröristlerin insanlık dışı muameleleri tüm islamı alemini kapsamazken israilin günahlarının vebali nedense tüm yahudilere teşmil ediliyor bizzat kendileri tarafından.

Dindarlarca çıkartıldığı söylenen "Yeni Akit" adlı kağıt parçasının bilmecesinin fotoğrafını görünce ırkçılık konusunda ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız zaten.


Bu arada muhteşem hükümetimizin başmıza sardığı suriyeli göçmen sorunu yüzünden korkarım araplara karşı ırkçılık hızla taraftar toplayacak. Hemen hemen her şehirde suriyelilere karşı ufak tefekte olsa şiddet hareketleri yaşanıyor basın gizlemeye çalışsada arada sızıyor ister istemez.Devletin kamplara alıp güvenle yaşamasını sağlayamadığı hayatını zor kurtarmış savaşzede hiçbirşeyi olmayan bu zavallı suriyeliler pek çok istismarın mağduru durumundalar. Çoğu dilencilik yaparak geçimini sağlarken, şanslı olanlar üç kuruşa tabiri caizse karın tokluğuna kaça göçek çalıştırılıyorlar zaten zor bela iş bulan bizim vatandaşlarda ucuz işçiyi bulan patronlar yüzünden hepten işsiz kalıyorlar sonuçta öfke zavallı garibanlara yönleniyor.

Bizde öyle şeyler olmaz diyenler almanya örneğine baksın yıllar boyunca yavaş yavaş yapılan işgücü göçü bile ne büyük acılara yol açtı ülke sokaklarına bir anda yayılan yüzbinlerce işsiz güçsüz biçare insan bir süre sonra nelere sebep olur bir düşünün isterseniz..Devletin bir an önce çözüm bulması şart yoksa çok uzak olmayan bir zaman sonra hiç istenmeyen olaylar meydana gelecek.

17 Mayıs 2014 Cumartesi


Söylesem Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil.

0 Yorumgaçlı Okurcan
Bu aralar ciddi ciddi göçmeyi düşünüyorum bu memleketten zira akıllara zarar bir ortamda yaşamaya çalışıyoruz. Somada madene 300 can veriyoruz sorumluluk hissederek istifa eden bir devlet yetkilisini geçtim ülkeyi yönettiği iddia edilen muhterem zat-ı şahane çıkıp "Bunlar olağan şeylerdir. Bunun yapısında fıtratında bunlar var" diyebiliyor bir allahın kuluda çıkıp e muhterem almanyadaki, amerikadaki madencinin fıtratında niye yok, gelişiyoruz diyorsunuz ama neden hala iş kazalarında en tepelerdeyiz neden ilo 176.madde imzalanmadı diye sormuyor zira o soruyu sorabilecek basın mensubu zaten akredite olupta başbakanın karşısına dikilemiyor ne olur ne olmaz ters bi soru soran olur mazallah başbakanımız üzülür diye "muhalif" gazeteciler kendisine yaklaştırılmıyor.

Fıtrat diye verdiği örnekler taa 50-100 yıl öncesinin kazaları, elin oğlu almış yürümüş biz hâlâ 19. yüzyıl sanayi toplumu kafasıyla yönetiliyoruz ölen ölür kalan sağlar bizimdir mantığıyla.

Bu zihniyetin yönettiği bir ülkede huzur içinde yaşanmaz kimsenin can ve mal güvenliği yok çünkü. Gösteri yapana gaz-cop polisten, başbakana gık çıkarana danışmanından tekme-yumruk, yuh çekersen tokadı yersin azarı vatandaşa hemde bizzat başbakanın kendisinden.

Tesadüf mü dersiniz artık içime mi doğdu bilemem faciadan birkaçgün önce yazdığım yazı ortada orada değindiğim gibi yarın mazallah nükleer santral kurulduğunda bu ellerde bi vukuat bi kaza çıkmama şansı var mı? Bu işin fıtratında var bak nasıl oldu çernobil, nasıl sızınt yaptı fukuşima diyip geçecekler belli oldu artık.

En temizi basıp gitmeli galiba daha az riskli ülkelere yerleşmeli mesela madagaskara falan, pisi pisine ölüm riski daha azdır eminim Türkiyeden.

10 Mayıs 2014 Cumartesi


Başımızdaki musibetleri kendi elimizle çağırıyoruz aslında

0 Yorumgaçlı Okurcan
Maalesef işin aslı bu okurcanlar aynı ekmeği bölüştüğümüz aynı sudan içtiğimiz aynı atmosferi paylaştığımız güzide halkımızın epeyce bir miktarı ne çevre felaketlerinden ne yolsuzluktan ne hırsızlıktan ne ahlaksızlıktan zerrece rahatsız olmuyor. İşte bu duyarsız "nitelikli" çoğunluk sayesinde burnumuz da boktan kurtulmuyor.

Elin oğlu nükleer tesislerden kurtulmaya çabalarken bizimkiler aksine memleketin ta göbeğine 2 nükleer enerji santrali kuracaklar. Nükleer atıklarn ne olacağı muammasını geçtim buralar nasıl ve kimler tarafından işletilecek en önemlisi ne kadar güvenli belli bile değil. Ama bu güzide vatandaşlara sorsan oy verdikleri kimselerin gazıyla "niye la gardaş bizimde nükleer gücümüz olmasın mı" kafasındalar. Güvenli olsa kimse çıkıpta yapmayın demez ama gel de anlat işte tamam yapma demiyorum hobi olarak gene araştırmanı yap ta ki %100 güvenli nükleer enerji elde etmenin yolunu bulana kadar. Hepimizin canına kastetme bari.

Devletin soyulması, ihalelerin peşkeş çekilmesi, yeşil alanların betonlaştırılması, ormanların maden arıycuuuk bahanesiyle yok edilmesi, makamların hakedene değil biat edene verilmesi bu kütleyi ilgilendirmiyor olabilir ama elimizdeki ebedi yegane varlığın yani ülke topraklarının nükleer bir felaket tehlikesiyle burun buruna gelmesi de mi hiç ilgilendirmiyor yahu? Belki diğer herşey yerine konabilir ama nükleer enerji santralindeki en ufak sızıntının uzuuun bir süre dönüşü yok bunun dahi farkında değiller. 


Aslında bu nükeer yanlılarına verilecek ders belli hepsini bir nükleer enerji santralinin yanında ikamet etmeye mecbur burakacaksın bir süre, o yusuflamayı ciğerlerinin köküne kadar hissedecekler bak bakalım fikirleri değişiyor mu değişmiyor mu?

Adamın biri ta japonyadan duyarlılık göstermiş bir de üzerine video çekmiş eminim bu satırları okuyaların büyük bir çoğunluğu bu videoyu izlemişlerdir ama ne yapayım izlememiş olan nitelikli kütle bir gün tesadüfen izer de kafasında bir soru işareti olur diye paylaşmadan edemeyeceğim...


16 Nisan 2014 Çarşamba


İnsan gerçekten hayret ediyor

0 Yorumgaçlı Okurcan
Aslında yazmak istediklerim bambaşkaydı ama bu köşe yazısını okuduktan sonra anlamsız geldi Mehmet Y. Yılmaz'ın affına sığınarak yazısından bi parça paylaşacağım paylaşmazsam içimde ukde kalır :)
Müsrif Merkel’e benden bir hayat dersi

FEDERAL Almanya Başbakanı Angela Merkel, paskalya tatili için her zaman olduğu gibi yine İtalya’ya, Napoli’ye gitmiş.
Pompei kalıntılarını gezerken çekilmiş bir fotoğrafı gazetelerde yayımlandı.
Üzerinde kanvas bir pantolon, bir ceket ve beyaz tişört var.
Pompei müzesinin müdürü, gezisi sırasında kendisine eşlik etmek istemiş.
Merkel bu öneriyi “Resmi gezide değil, tatildeyim, sıradan bir turistim” diyerek geri çevirmiş.
Eşi, bir arkeolog arkadaşı ve iki korumasının 55 Euro tutan giriş biletlerini de kendisi satın almış ve ödemiş.
Zaten tatilini geçirdiği otelin oda ücretini de kendisi ödüyormuş. Tam pansiyon mu, oda-kahvaltı mı, onu öğrenemedim ama.

Bize ne kadar uzak bir durum!
Bir kere koskoca Başbakan iki koruma ile mi gezer?
Bunun ambulansı, önde iki araba, arkada üç araba koruması nerede?
Olur da sağdan soldan protesto gelirse, onları döverek karakola çekecek bir ekip daha gerek.
Ayrıca Başbakan dediğin, elini cebine atar mı? Elini parayla kirletir mi?
Merkel, meteliğe kurşun atarken, bizimkilerin evlerinden milyon Euro’lar taşmasının nedeni bu işte.
Bizimkiler tutumlu, Merkel müsrif!
55 Euro oraya, 750 Euro buraya dağıtırsan, elde para kalır mı?
Ondan sonra elde para kalmayınca gidip ucuz kanvas pantolonlar giyiyor tabii.
Almancada “kendi zenginini yaratmak” diye bir kavram da olmadığı için kendisine ne Hermes çanta hediye ediliyor, ne Chanel cüzdan. Bir Bottega bile alamıyor.
Bu işte Almanya da suçlu tabii! O kadar Alman’dan bir Rixos çıkmamış!
Oysa bak bizimkilere: Tutumlu davranıyorlar!
“Sıfırlamak için” bütün yakın akrabaların evi seyyar kasa gibi kullanılıyor ama elde “babacığımın” 30 milyon Euro’su kalakalıyor!
Sıfırlamak için mecburen gidip ev alıyorlar!
Ne oluyor, hop o evler de değer kazanıyor, al sana yeni para kaynağı!
Birisinin Merkel’e “Damlaya damlaya göl olur” atasözümüzü öğretmesi lazım.
Baskıyı durdurun! Aklıma başka atasözü geldi!
“Bal tutan parmağını yalar”ı öğrense acaba daha mı iyi olurdu?

Bu arada meclisten geçirilmek üzere olan yeni yasa sayesinde muhteremlerin muhalefeti suçlamakta kullandığı baasçı bunlar tezi de tarih oluyor zira kendi elleriyle bir baas rejimi kurmaya başladılar eskiden suriye için söylenen şakayla karışık bir söz vardı "Her 10 suriyeliden 11'i el muhaberat elemanıdır." diye sayelerinde yakında bizim için de benzer cümleler kurulmaya başlanırsa şaşırmayacağım.

7 Nisan 2014 Pazartesi


Pamir bebek ve Türk toplumunun vicdanı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Gündemle ilgili birşeyler yazacaksam eğer sıcağı sıcağına değinmekten çekiniyorum ister istemez insan maksadını aşan ifadelerde bulunup sonradan pişman oluyor. Ancak Pamir Bebekte (Pamir Dikdik) durum tamamen farklı oldu zira sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla toplumumuzun bir kesiminin nasıl ahlâkını yitirdiğini, habisleştiğini görünce emin oldum ki zaman ilerledikçe öfkeme yenik düşüp çok daha ağır şeyler yazacağım, vazgeçtim.
 

Artık karşılıklı olarak acılarımızı paylaşmak yerine körüklemeyi, yaralara tuz basmayı tercih ediyoruz. Kuşkusuz siyasetçilerimizin kamplaşma konusundaki büyük katkıları yadsınamaz ancak bizim hiç mi payımız yok bu hususta? Adeta vicdanımız, yüreğimiz kurumuş, yavaş yavaş aynı evde yaşayan kanlı bıçaklı kardeşlere dönmüşüz.

Hayatını kaybeden el kadar bebeğin yasını tutmak varken bu acı ölümü bile komplo teorileriyle süsleyen, ailesinin mezhebini öne sürerek ötekileştirmeye çalışıp insanlıktan çıkan hatta ölümü bahane ederek köprü protestosu yeni bir gezi direnişi yapmaya çalışacaklar gibi beyin yerine tek hücre sahibi varlıkların bile inanmayacağı saçmalamalarda bulunanları gördükçe asabım hepten bozuldu.


Gözümün önünde araf suresi 179'da tarif edilenler belirdi "Cehennem için de insanlardan ve cinlerden pek çok kimse yarattık ki onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar, gözleri vardır onlarla görmezler ve kulakları vardır onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibi hatta daha aşağıdırlar. İşte bunlar gafillerdir."

Hele bazılarının yazdıklarını okuyunca sadece ailelerine üzüldüm Allah şeytana bile azap edecek olsa böyle evlat vermez.

Gerçi gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin ardından yazdıkları hâlâ hafızalarımızdaki yerini koruyor hadi onlar protesto göserisinde hayatını kaybetti diye öfke saçmalarını bir nebze anlıyorum zira devlet ellerinde ve devleti koruma kollama hissiyatı içinde bir takım hezeyanlarda bulundular ama bu el kadar bebenin ne günahı vardı iki dua okuyup (o kadarını da bildiklerini zannetmiyorum ama) bir rahmet dilemek bu kadar zor geldi o kararmış yüreklerine.

Yine aynı tipler internette mısırda idam cezası almış göstericiler için bizlerden destek beklediklerini beyan ediyorlar ulan sen kendi ülkende gösterilerde hayatını kaybedenlere ne reva gördün ki elin mısırlısı için bizden neyin desteğini bekliyorsun demek var ama neyse sakin kalacağım.

Onlara söylemek istediğim tek şey "Bu utanç sizlere ömür boyu yeter" bir süre geçtikten sonra dönüp yazdıklarınıza bakınca içinizde hâlâ insanlıktan zerre kalmış ise utanırsınız ha eğer o zaman dahi utanmıyorsanız...

31 Mart 2014 Pazartesi


Başka bir devlet mi kursak napsak :)

2 Yorumgaçlı Okurcan
Sekiz kişinin öldüğü, onlarca kavganın yaşandığı, yüzlerce hile hurda tutanağı tutulan neredeyse Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek katılımlı seçiminin ardından ortaya çıkan manzara şudur; halkımızın %45'i için ortaya çıkan yolsuzlukların, hırsızlıkların, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, en ufak hak arayışında ya da gösteride kafaya cop, surata biber gazı yemenin, hunharca atılan dayakların, hatta devlet eliyle katledilmenin bir önemi yokmuş.

Kısacası özgürlük, demokrasi, insan hakları falan fasa fisoymuş.

En önemlisi bazı yerlerde ayyuka çıkan hileyle elde edilen sonuçlara da kimse benden saygı duymamı beklemesin.

21 Mart 2014 Cuma


Twitter mivitter

0 Yorumgaçlı Okurcan
twitter

Baş muhterem seçim meydanından kükredi "Mahkeme kararı çıktı. Twitter mivitter hepsinin kökünü kazıyacağız. Uluslararası camia şöyle der böyle der hiç ilgilendirmiyor. Türkiye Devleti'nin gücünü görecekler." akabinde aynı gece twitter engellendi 21.yüzyılın Türkiyesinde. Şimdi başmuhterem'in sözlerindeki anlamsızlıklara takılmayalım dersem olmaz. Daha baştan ofsayta düşüyor zira twitter'in toptan kapatılmasına dair herhagi bir mahkeme kararı yok bu adli değil tamamiyle TİB'den kaynaklı idari bir karar. İkinci olarak 15.yy'da orta afrikada yaşayan bir kabile devleti değilsin ki dünya umruna olmasın baştan ayağa dünyaya entegre olmuş bir devletin yöneticisi olan bir zat böyle afaki sözler sarfedemez inandırıcı olmaz ama kendisinin hitap ettiği kitle için pek bir önemi yok ne de olsa muhterem bir bismillah, bir allah dedi mi herşeyi unutuyorlar :) Üçüncüsü bir siteyi yasaklamakla güç gösterilmez bilakis karşınızdakine olan acziyetinizi ortaya koyar aklı başında, gün görmüş birine böyle bir söz sarfederseniz afedersiniz size mabadının yanaklarını ayıra ayıra güler.

Kendisinin umrunda olmayan dış dünya tabi bu saçma sapan yasağa karşı kayıtsız kalamadı yoğun tepkiler gelmekte gecikmedi hatta pek çok yerde mavra malzemesi olarak kullanıldı. İtibarını arttırdığını söylediği Türkiye yasaklar konusunda Çin'in hemen yanıbaşına demirledi hali hazırda özgürlükler konusunda pek parlak olmayan sicilimiz hepten yerle yeksan oldu.

"Ülke güvenliği sözkonusu" bahanesiyle isterseniz insanların yolda tek ayak üzerinde yürümesine dair kararlar bile alabilirsiniz zira ucu açık bir söylem kime göre neye göre ülke güvenliği? Bana kalırsa twitter üzerinden hızla yayılan tapelerin seçime ramak kala geleceği söylenen en sarsıcısını millet duymasın bilmesin diye yapılmış bir hamle ama yasaklarla yaşamaya alışmış bizim kullanıcıları pek etkilemedi aksine kullanıcı ve tweet sayısında gayet anlamlı bir yükseliş olduğuna dair rakamlar dolanıyor ortalıkta. Ne de olsa bu yasağı delmek sadece dns değiştirmeye bakıyor 30 saniye bile sürmeyen bir işlemden sonra tüm yasaklı sitelere rahatlıkla girebiliyorsunuz

Sonuçta bu günlerde gelip geçecek ama bizlere yaşatılanlar ve reva görülenler asla unutulmayacak.

13 Mart 2014 Perşembe


Sonsuza dek çocuk kalanlar

0 Yorumgaçlı Okurcan
berkin_elvan
Sadece 14 yaşındaydı bir gaz fişeğinin isabet etmesiyle komaya girdiğinde ve 269 gün sonra gözlrini yumduğunda 15 yaşındaydı berkin. Sen, ben, o hepimiz aynı tehtidin altında yaşıyoruz farkındaysan sevgili okurcan. Sevgilinin elini tutup gezmeye gittiğin yerde veya kafan dağılsın diye sokağa çıktığında aniden bir gösterinin ortasında kalıp gerçekten kafan dağılabilir bir fişekle ya da bir ekmek almaya niyetlendiğinde sokakta Berkin Elvan gibi.

O kadar keskin köşelere sahip olmuşuz ki birbirimize karşı, küçücük bir çocuğun yitip gitmesinin ardından rahmet okuyamayan, bunun kasıtlı yapıldığını savunan, hatta söven insanlar bile gördü bu gözler. İnsanın nutku tutuluyor yahu bir avuç çocuk ölen nasıl bir kin nasıl bir nefret ki bu insanı rahmet okumaktan alıkoyan ve dahi ardından küfrettirecek kadar insanlıktan uzaklaştıran. El İnsaf...

Nazım Hikmet'in Kız Çocuğu şiirinde dediği gibi;

Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.

Bizi düşman edenlerin keyfi yerinde nasıl olsa kendi evlatları korumalarla, zırhlı araçlarla geziyor, bizim maruz kaldığımız tehlikelerin zerresini barındırmayan elit mekanlarda takılıyorlar. Tek dertleri borsaya bişey olup olmadığı enseleri kalın nasıl olsa paraları da sıfırladıkları için rahatlar.

Ya berkinin katilleri nerede nasıl uyuyorlar başlarını yastığa koyunca ya da uyuyabiliyorlar mı acaba? Şimdiye kadar çıkıp ben çektim o fişeği atan silahın tetiğini diyen çıkmadığına göre uyuyabilecek genişlikte bir vicdana ahlâka sahipler. Aradan aylar geçti soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı mobese yok, güvenlik kamerası kaydı yok ifadesinde orada olduğunu bile kabul eden yok yok oğlu yok... Kim bu silahın ucundaki el ta fizandan atılmadı ya bu ama devletin olayı aydınlatmak gibi bir niyeti yok daha önceki cinayetleri gibi bunu da örtecekler ya da sürüncemede bırakıp en sonunda birinin üstlenmesini emrettikten sonra hikayeden cezalarla kurtulmasını sağlayacaklar...
Önceki kayıtlar Anasayfa