Uzun zamandır amannn günde 2 sefer fırçalıyorum dişleri bişey olmaz bahanesiyle dişçiye uğramayı savsaklamam yüzünden başıma gelmedik kalmadı.Pazartesi günü bizimkilerle dışarı çıkmadan önce ağzım kokmasın diye bi sakız aldım çiğnemeye başlamamla birlikte eski dolgularımdan biri sanırım yerinden oynadı ya da hava aldı dişimde öyle şiddetli ağrı başgösterdi ki tarifi mümkün değil. Neyse gezdik dolandık geldik ama ben ağzımı açamıyorum ağrısından, gittikçe de şiddetleniyor namussuzun oturduğum yerde duramıyorum kendimi sıkıyorum ama katlanması imkansız gözümden yaş geliyor resmen.İdare edeyim belki bir kaç güne geçer dedim 6 saatte bir ağrı kesici alıyorum tuzlu suyla gargara yapıyorum falan bi şekilde idare etmeye çalışıyorum ama nafile.
Baktım olmayacak çarşamba günü sabahtan doğru dişçiye gittim.Doktor hanım benim artık tarumar olmuş bakımsız dişlere baktı başladı yazmaya şu yapılcak bu yapılcak vs vs ama liste döndü alışveriş listesine.Dişlerim sıkışık olduğundan ne kadar fırçalasam da araları temizleyemiyormuşum bu yüzden diş ipi kullanmam şartmış.Oturduk konuştuk acil olanları önceliğe aldık malum diş sektörü dediğin ucuz hizmetin yakınından geçmiyor 3 kanal tedavisi aynı dişlere 3 porselen kaplama ve 1 dolgu yenilemeyle şimdilik zevahiri kurtardık lakin giren girdi. Akabinde bu güne randevu aldım.
Öğlen 12 civarı oturdum malum koca koca delikanlıları süt dökmüş kediye çeviren koltuğa. Maşallahı var doktorumun eli çok hafif hayatımda ilk defa neredeyse hiç hissetirmeden dişimi uyuşturmayı başarabilen birine denk geldim. Neyse üst çene burnuma kadar uyuştu 2-3 dakika içinde ve başladı o malum zımbırtının vızıltısıyla dişleri oymaya. Dişçi koltuğundan nefret ediyorsam birinci sebebi iğne ikinci sebebi o uğursuz vızıltı. Acı falan hakgetire hiçbir şey hissetmiyorum ama bu seferde vakit geçtikçe çeneyi açmaktan yanaklar kasılmaya başladı. Çürüyen dişlerim arkada olduğudan erişmesi zor oluyor haliyle de koltukta kaldığım süre uzadıkça uzuyor ben uzanmaktan yıldım doktor oymaktan yılmadı ilk önce en arkadakini sinirlere kadar açtı sonra o korkutucu, sinirleri temizlemek için kullanılan iğneler kanalların içinde cirit atmaya başladı ama iyi uyuştuğundan herelde zerre hissetmedim akabinde dişimde o iğnelerle beraber bi röntgen çekildi kanalların durumuna bakıldı ve hemen geçici dolguyla kapatıldı ve ikinci dişte de aynı süreç tekrarlandı takriben 1 saatte işim bitti. Tekrar radevu aldım pazartesi ve çarşamba günü malum dişler kontrol edilip kalıcı olarak kapatılacak tabi bu arada muhtemelen 3. kanal tedavisi ve kalan bir dolgu yenileme işlemini de aradan çıkartacağız.En son olarak porselen kaplama yapılcak.
Şimdi gelelim tavsiyelerime
1- Kesinlikle dişlerinizi ihmal etmeyin günde en az 2 sefer fırçalayın eğer benim gibi sıkışıksa mutlaka diş ipi kullanın sonra bencileyin kallavi bir yapılacaklar listesiyle karşılaşırsınız.
2- Düzenli olarak muayne olmak için dişçiye gidin etrafınızdan soruşturun eli hafif hangi dişçi varsa ona abone olun zararlı çıkmazsınız.
3- Düzenli muayne ve hemen tedavi olmak sizinde işinize gelecektir zira sonra benim gibi kol misali bir fatura ve pazarlık sürecinde bulursunuz kendinizi :)
4- Korkmayın...
Ankarada yaşıyorsanız bana mail atın adresini vereyim kendisi çok hanım hanımcık ve gayet ilgili pişman olmazsınız :)))
Bazen dayanamıyorum kendimi politik mevzularda yazmak zorunda hissediyorum, biliyorum söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil ama ne yapayım elimden gelen sadece yazmak bir de zamanı gelince sandıkta nacizane oyumu kullanmak.
Reyhanlı'da resmi rakamlara göre 51 vatandaşımız hayatını kaybetti ancak oralardan yayılan söylentiler aslında hayatını kaybeden insanlarımızın sayısının resmi rakamın birkaç katı olduğu yönünde.Gerçi önemli olan bu değil ha 3 kişi ölmüş ha 300 sonuçta bir kıyım sözkonusu.Gazetelerde köşelerden televizyonlarda programlarda bangır bangır bağırıyorlar bombayı şu terör örgütü patlattı yok bu istihbarat örgütü patlattı diye inanın zerrece umrumda değil katil ha ahmet olmuş ha mehmet farkeder mi? Önemli olan o bombanın oraya konulmasına sebep olan devlet ve politikaları değil mi? Bence katil her ne kadar düğmeye basan ya da basanlar olsa da onu teşvik eden, tahrik eden bizim neo osmanlıcı über zekalar.
Burada kaç sefer yazılarımda dile getirdim bu açma sapan hayallerin bize mutlaka bir maliyeti olacağı belliydi.Kendi ülkende barış sürecini işleme koyarken komşundaki güya "muhalefet" aslen teröristleri ve onların eylemlerini maddi ve lojistik olarak desteklemek ne kadar hazin ve ağır bir ikiyüzlülüktür? Üstelik terörden bizzzat senelerce en büyük acıları yaşamış ve en ağır faturaları,bedelleri ödemişken. Elalemin verdiği gazla kurduğun saçma sapan hayallerin yüzünden gün gelir işte böyle kendi hanende de acılara yol açarsın.
Büyükbaşlar ekranlarda boy gösterip haberimiz vardı, takipteydik, enselerindeydik vs diye beyanlar veriyorlar. Nasıl oluyorsa hep böyle acı olaylardan önce istihbarat alınıyor kimin yapacağı, nasıl yapacağı belli ama bir türlü engellenemiyor ya bizim emniyette ve istihbaratta bir sorun var ya da birileri bizimle fena dalga geçiyor.
Daha uzun uzun yazasım var tonla değinecek konu başlığı toplamıştım bu konu hakkında ama vazgeçtim ne de olsa neticeye bir etkisi olmuyor 3-5 gün sonra olayın sorumluları unutulacak, yetkililerce vatandaşın ağzına bir parmak bal çalınacak ve bu saçmalığın müsebbibi olanlar mecliste hiç utanmadan boy göstermeye devam edecekler nutuklar ata ata hatta ilk seçimlerde bizim necip milletimiz meşhur maluliyeti nisyanı ile yine bu muhteremlere oy yağdıracak ki yeni felaketlere yol açabilsinler diye...
Ölenlere Allahtan rahmet kalanlara da başsağlığı dilerim...
Çekip gitmek istersinde, yollar uzun menzil ırak gelir, gözün kesmez ya da adımların kısadır olması gerektiğinden, beceremezsin, çakılı kalırsın olduğun yerde. Boğazın düğüm düğüm, çaresizliğine hırslanırsın, gözlerin nemlenir, ve aniden bir kaç damla dökülüverir...
Malumunuz önümüz Anneler Günü sıradan hediyelerden bıkan arkadaşlara tavsiyem bir değişiklik yapsınlar annelere organik biber gazı hediye etsinler nasıl olsa artık moda oldu.Piyasada gırla var kabı swarovski işlemeli falan değişik bişeyler bulursunuz heralde. Devlet-i alimizin ithal ettiği tamamen organik ve çocuklar üzerinde dahi kullandığı biber gazlarını tecih edebilirsiniz :)
Artık anneler bu sayede eski usül yaramaz çocuklara ağzına biber sürerim demek yerine doğrudan ağız göz biber gazıyla dalmak suretiyle aynı etkiyi yaratabilirler hatta aile içi tüm sorunların çözümü bile olabilir nasıl olsa evde sıktığınızda uzunca bir süre eve giremeyeceğinizden dolayı hane içinde bir sorun da kalmaz böylece.
Siz girişimciler de bunu bir fırsata çevirebilirsiniz Anneler günü için gaz maskesi,taşıma kılıfı ve biber gazından müteşekkil setler hazırlayıp paranın anasını ağlatabilirsiniz.
Enteresan bir günden herkese merhaba, bazı insanların özellikle akraba cemaatine mensupların yüzsüzlükte çığır açmalarına şahit olup hayret ve insaf hatta ohhhaaaa duvarını aşmaları üzerine biraz keyiflenme ihtiyacı hissettim.Bu keyfi tek başıma yaşamak yerine tüm angaralı okurcanlarımla paylaşayım dedim.
Güzide oyun havalarımızdan Ankara'nın BağlarıÜmit Ortaç ve Ömer Koca tarafından caz sounduyla muhteşem coverlanmış dinlerken çok eğlendim umarım siz de eğlenirsiniz.Bazı insanlar tarafından hakir görülen Ankara Havaları değişik ezgilerle yeniden yorumlanınca ne kadar hoş olabiliyor onlarda izleyip-dinleyip ibret alsınlar :)
Ankara'nın Bağları Şarkı Sözleri
İp attım ucu kaldı da
Daraz da gücü kaldı
Ben sevdim eller aldı
İçimde acı kaldı
Ankara’nın bağları da
Büklüm, büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları
Anmayı yüke koydun da
Ağzını büke koydum
Aldın yari elimden
Boynumu büke koydun
Ankara’nın bağları da
Büklüm, büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları
Astarda urganım varda
Yün basma yorganım var
O yar senin derlerse
On koyun kurbanım var
O yar benim derlerse
On koyun kurbanım var
Ankara’nın bağları da
Büklüm, büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları
Kimdir deyü merak eden olursa Ankaranın Cebeci kazasında hazana çalan eylül ayında doğuvermiş bu insan evladı.Hayata melankolizmin penceresinden bakan çokta ahım şahım olmayan birisidir kendisi.Ne okur derseniz bildiğini okur ,döner döner yine okur.Bol miktarda cigara tüketir.Boş zamanlarında cigara içmeyenlerin cigara içenler üzerinde kurduğu emperyal ve faşizan baskılara kafa yorar.Hobi olarak amatörce şiir yazar,ahkam keser,kafa açar.Arkadaşları için can ciğer kuzu sarması,kaymaklı ekmek kadayıfıdır.Siyasi görüşünü sorarsanız Kamerist - Gençist hareketin yılmaz savunucusudur.
*-Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupery *-Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali *-Grey - E L James *-Tutsak Güneş - Ayşe Kulin *-Fi - Akilah Azra Kohen