Flash Tv Yayın Akışı

Sanal alemde seyirtirken karşıma çıkan yayın akışı tablosunu paylaşmazsam ölürdüm heralde Yalçın Çakır abi sen büyüksün :))) Sabahtan akşama kadar Flash Tv yi sırtlayan dertlere derman,hastalıklara şifa,gönüllere deva olan gönül adamı.Gerektiğinde müşvik, gerektiğinde ayar veren duruşuyla televizyon camiasının son süper hiper mega ultra starı önünde saygıyla eğiliyor yayın hayatında başarılar diliyoruz.Ayrıca Flash Tv'yide üstün yayın anlayışlarından dolayı tebrik ediyoruz.

The Pacific dizisinde Türklere büyük ayıp

Dün değil evelsi gün internette dizileri takip ettiğim sitede keyifle izlediğim The Pacific dizisin 3.bölümünün çıkmış olduğunu gördüm bir hevesle diziyi izlemeye başladım.Guadalcanalda çarpışan askerler avustralyaya toparlansınlar diye gönderiliyorlar burada askerler avustralyanın kızlarıyla haşır neşir oluyorlar vs vs büyük skandal bundan sonra başlıyor zaten Başrollerdeki askerlerden bob stella adında bir kızla tanışıyor kız yunanlı kızın evine gidiyor ailesiylede muhabbeti ilerletiyor.Kızın annesine buralara nasıl geldiniz diye soruyor ve annesi İzmirden geldik diyor bob da İzmirin Türkler tarafndan işgal edildiği manasına gelen sözler sarf ediyor.Ardından kızın annesi 1922 de Türklerin izmiri yakıp yıktığını canlarını zor kurtardıklarını mecburen avustralyaya geldiklerini anlatıyor.Yahu azıcık tarih bilgisi bile böyle bir durumun olmadığını bilmeye yeterken HBO nun dizisinde bu minvallede diyaloğların varlığı dışarda bizim tarihimizin yabancıların elinde nasıl eğilip büküldüğü gerçeklerin nasıl çarpıtılarak aktarıldığı konusunda bize gayet güzel fikir veriyor.

Bu gafletten sonra yunanlı kızın aynı gece bobun yatağına girip halvet olaraktan nasıl namlı bir hatun olduğunu ortaya koyması bile yapılan bu ayıbı örtmeye yetmedi gözümde The Pacific dizisi itibarının %99'unu yedi bitirdi.

Seven erkek bitlenir

Şimdi bazılarınız diyecektir ulan bu nasıl bir başlık diye bilmiyorum gelişine vurdum böyle oldu.Sevmek konusunda yazılmamış bişey kalmışmıdır ? zannetmiyorum binlerce yıldır insanlar bu konu üzerinde düşünüp yazdılar benim neyim eksik bende yazarım ve dahi yazdım bakayım yazmışmıyım valla yazmışım.

Sevgi durumuna göre erkek tipleri

Seven ve sevilen erkek:İşte dünyanın en şanslı erkeği hem seviyor hem seviliyor daha ne istesin değil mi? Tabi kılın yünün gün dönümü, ay dönümü, yıl dönümü vb günlerden kalan zamanlarda hatun dırdırından huzur bulabilirse ki öyle bir zaman bilmiyorum ben.Kabotaj bayramı bile hatun kişiler için kutlama nedeni olabilir.Bu erkek tiplerinden korkmak gerekir aralarından ferhat ve mecnun aday adayları her an çıkabilir kah dağları deler, kah boğazı yer altından birbirine bağlamaya çalışır bazısı ise ossura ossura aya ulaşma denemelerinde bulunur.Burnundan çıkardığı tataklarla monaliza tablosu çizip leonardoyu kusturabilmiş birini tanıyorum.Aşık işte şuursuz canlı da denilebilinir.Çok tehlikeli olabilirler aman dikkat.Ne yapacakları belli olmaz.

Seven ama sevilmeyen erkek:Biraz melankoli, biraz arabesk, birazda trajedi küçük bir kapta toplanır içine bir miktarda hicran eklenir karışım iyicene çırpılır elimizde mevcut olan herhangi bir kek kalıbına dökülür 300 derecede sabitlenmiş sıcak fırınada yarım saat pişirilir biraz dinlendirildikten sonra işte karşımızda.Bol miktarda acı çeker, her daim gözleri yerde ama aklı havadadır.Şiir yazar en pis sanatçılar bunların arasından çıkar.Doğru düzgün yemek yemezler hayattan zevk almazlar daha önceden yaptığında ağzı kulaklarında gezdikleri eylemlerde bile hüzünlenecek bişeyler bulurlar.Polyannadanın anti tezi gibidirler. Bu tiplere platonik aşıkta denir.

Sevmeyen ama sevilen erkek: Ehh bunun durumu bir üsttekinden çok daha iyidir en azından arada arayanı soranı olur,şımarıklık yapacak birileri mutlaka etrafında bulunur ama kendisi kimseleri sevmediğinden sürekli huzursuzluk hisseder arayış içindedir gözü yükseklerdedir ancak onu seven yakın çevresini görmediğinden mütevellit dibindeki müstakbel aşk fırsatlarını kaçırır.

Sevmeyen ve sevilmeyen erkek:Bu canlıya ne desek ne etsek azdır bildiğin canlı kütüktür teknolojinin son harikası konuşan paspas diye tanımlanabilir hatta kuvvetli inanç sahibiyseniz rabbinizin son mucizesi konuşan öküz olarakta nitelendirebilirsiniz.Bu canlıları yolda belde abazalık ederken görebilir itina ile yakın çevresinden kaçabilirsiniz.İtlafları caizdir.


Bir eksiğimiz ve kusurumuz olduysa affola.

Ricky Martin gay olduğunu açıkladı

Kızlara kötü haber Ricky Martin eşcinselmiş...Hayat hikayesini yazdırmaya başladıktan sonra açıklamaya karar vermiş.Daha önceleride hakkında bu tür söylentiler dolanıyordu Ricky Martin'in ama o zaman tabiki kabul etmiyordu büyük ihtimalle müzikal kariyerini düşünüyor bayan dinleyicilerini kaybetmek istemiyordu.Bu da bir gelişme en azından artık cinsel kimliğini gizleme derdinden de kurtulmuş oldu.Eminim kadın hayranları için büyük bir hayal kırıklığı olmuştur.Şahsen eğer benim hayran olduğum bir kadın Lezbiyen olduğunu açıklasa bende aynı şekilde hissederdim.

Bloğumuzda Gölgeli Yazı Kullanalım

Kuşkusuz tüm blog yazarları okurlarını görsel olarakta tatmin etmek isterler.Göresel anlamda güzel bir blog yapmak aslında çokta zor değil.Ben bile kendi kendime birşeyler yapabildiysem siz kafanızı yorup bu işe alaka gösterirseniz neler neler yaparsınız kim bilir.Birazcık HTML birazcık CSS birazda azim ve sabırla çok tatlı bir bloğa sahip olabilirsiniz

Şimdi gelelim konumuza son zamanlarda oldukça popüler olan "Gölgeli Yazı" kullanımını dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.

text-shadow: 1px 1px 1px silver;

Bu bize gerekli olan kod e peki bunu nasıl kullanıcaz tek başına çalışmaz .Önce bu kodu sürekli olarak nerde kullanmak istediğimize karar verelim.Ben yazı başlıklarımda kullanmak istediğim için bloğumun HTML kodlarına girdim ve yazı başlığımın tanımlı olduğu kodları bulup altına yukarıdaki kodu yapıştırdım



Kodlarla olan işimiz bitti.Bundan böyle tüm başlıklarımız Aşşağıdaki gibi gölgeli olarak çıkacak



Peki bunu yazı içinde kullanabilirmiyiz tabiki.Nasıl olsa değerimizi tanımladık.Aşşağıdaki gibi değerimizi yazmıza çağırdığımızda

<h3>Gölgeli Yazı</h3>

Yazımızda gölgeli olarak çıkacaktır.Deneyelim bakalım

Gölgeli Yazı

işte oldu.Kolay gelsin...

Apaçice - Emoca sözlük

Yorumsuz :)))

Habire yeniyoruz bıktık artık :)

Yine her zamanki gibi bir Fenerbahçe klasiği (el clasico) yaşandı Ali Sami Yen'de Galatasarayı pek iyi oynamamamıza rağmen yendik.Hepi topu 2-3 pozisyonumuz vardı gol ise ta 35 metreden selçuğun güllesiyle geldi aslında ortada bir maçtı galatasarayda alabilirdi eğer pozisyonları doğru değerlendirmiş olabilselerdi.İlginç bişey dikkatimi çekti Türkiyenin en büyük iki takımı son vuruşlarda çok beceriksiz.Oynadıkları futbolla ilk 3 te yer alabilmeleri mucize.Eğer seneye toparlanmazlarsa avrupada yeniden nal toplarız mart ayını göremeyiz.Maçın başlangıcı çok güzeldi Özhan Canaydın için yapılanlar hakikaten duygusal anlar yaşattı Ancak Alex'in sırtına atılan su şişesi büyük ayıptı.Neyse iyisiyle kötüsüyle bir derbi daha centilmenliğe gölge düşmeden büyük olaylar yaşanmadan sona erdi...

Orhan Gencebay - Aklım Takıldı

Kim ne derse desin Orhan Gencebay müzikte başlı başına bir ekol yıllar önce yazdığı şarkılar bile bu gün deliler gibi dinleniyor.Bazıları burun kıvırıyor arabesk kategorisinde değerlendirip hakir görüyorlar (Kalıbımı basarım hakir görenlerin çoğu yanında kimse yokken onu dinliyordur) ah ah yok mu bizim önyargılarımız.Dinleyince anlıyorsunuz Orhan Gencebay'ın diğerlerinden farkını.Sanki ayrı bir derya deniz her dinlediğinizde ayrı anlamlar ayrı incelikler yakalıyorsunuz.Çok şükür uzun zaman önce kurtulmuştum önyargılarımdan yıllardır keyifle dinlerim.En güzel Parçalarından biridir Aklım Takıldı sizde dinleyin hiç olmazsa bir sefercik bakın önyargılarınız nasıl yumuşuyor...

Orhan Gencebay - Aklım Takıldı Şarkı Sözleri

Dün gece hep seni seni düşündüm
Söylediklerine aklım takıldı
Uykumda bir sağa bir sola döndüm
Alaycı gülüşe aklım takıldı

Yüzünde şüpheli bir anlam vardı
Bana ne dediysen sanki yalandı
İçimi tarifsiz bir korku sardı
Aşkımı düşündüm aklım takıldı

Açık konuş benle doğruyu söyle
Nedir bu tavırlar bu gidiş böyle
Bir yanlışlık yaptım demediN ama
Şeytana uydunmu aklım takıldı
Bir yanlışlık yaptım demediN ama
Şeytana uydunmu aklım takıldı
Şeytana uydunmu aklım takıldı

Aklım takıldı fikrim takıldı
Yeşil gözlerine aklım takıldı

Sevdim diyorsun gerçek mi bilmem
Söz veriyorsun bunla yetinme
Geleceğe dönük hayallerimize
Durun biraz dedim aklım takıldı

Beni sevmeye mecbur değilsin
Sen bir gerçeksin yalan değilsin
Belki bir aşkla kalan değilsin
Gururum coştu aklım takıldı

Belki sana göre eski kafayım
Bir aşkla yetinen anlayıştayım
Belki isteyipte yapamadığım zorluklardayım aklım takıldı
Belki isteyipte yapamadığım zorluklardayım aklım takıldı
Anlat bana seni aklım takıldı

Aklım takıldı fikrim takıldı
Yeşil gözlerine aklım takıldı
Aklım takıldı fikrim takıldı
Yeşil gözlerine aklım takıldı

Ellerinize sağlık

Yiğit Özgür'den yine kopartan bir karikatür hala gülüyorum ya...:)

Türk Malı Dizisi

Baş Rollerini Şafak Sezer ve Binnur Kaya'nın paylaştığı "Türk Malı" dizisini izleme gafletinde bulundum geçenlerde. Son zamanlarda izlediğim en kötü dizi dersem haksızlık etmiş olmam sanırım diğer dizilere.İzlemeden önce diyordum belki bizimkiler bu sitcom işini kotarırlar bu sefer ama nafile bir umutmuş benimkisi.Dizinin temeli bizim sıradan vatandaşımızın yeni nesil bir ailenin onlara komşu olmasıyla aralarında gelişen komik komşuluk ilişkisine dayanıyor.Diğer oyuncular ise başka dizilerde yan rollerde izlediğimiz Bekir Aksoy,Devin Özgür Çınar,Sinan Çalışkanoğlu,Damla Cercisoğlu,Hazal Şener,Barış Çelikkol,Metin Zakoğlu,Selin Altay,Şafak Pakdemir,Ünal Yeter.

Dizide dialoglar ve sahneler gereksiz yere uzatılmış komedi biraz hızlı olmalı nerdeyse 2 saat süren komedi mi olur.Gerçi bizim dizi tayfasının klasik alışkanlığıdır bitmeyen diyaloglar ve sahneler.Komik olmaktan çok uzak tahammül edebildiğim 15-20 dakikada bir sefer olsun gülemedim.Ne yazıkki ne Şafak Sezer ne de Binnur Kaya kurtarmaya izletmeye yetmiyor.Ancak kimseye izlemeyin diyemem espiri anlayışıda zevk işi sonuçta benim beğenmediğim yavan bulduğum bişeyi siz beğenebilirsiniz

Medya Derneği mi Yandaş Medya Derneği mi?

Gözümüz aydın yeni bir "medya derneği" kuruldu ne kadar medya sayılırlarsa artık işlev bakımından AKP'nin propaganda organı olmaktan başka bir anlam ifade etmeyen kuruluşlar bir araya gelip Basın Konseyine alternatif olarak bir dernek çatısı altında birleştiler kendilerini tebrik ediyorum.2002'den bu yana memlekette ikilik yaratmaktan bıkmayan "medya" organlarının "diğer medya" (ne kadar demokrat oldukları tartışılır) organlarına karşı bir saf oluşturmamasını beklemek en hafif deyimiyle safdillilik olurdu zaten.

Şimdi bazıları diyecekler bu derneğin "yandaş" olduğunu nerden çıkartıyorsun diye e yapısına bakmak yeterli derneğin başkanı Salih Memecan eşi AKP milletvekili Nursuna Memecan Salih Memecanın yardımcıları kim Mustafa Karaalioğlu ve Ekrem Dumanlı aa tesadüfe bakın değil mi? Peki dernekte hangi yayın organları var ? Bakalım;Zaman,Bugün,TRT,Turkuaz Medya(atv-sabah),Kanal 7 (Başkanı keriz feneri davasında sanık),Yeni Şafak,Türkiye Gazetesi bu medya organlarının iktidarı eleştirdiğini duyan bilen var mı? Herhangi bir yolsuzluk ortaya çıkarmışlar mı acaba?

Bu medya organlarının tarafsız olduğuna gerçekten demokrat olduğuna inanan varsa bi zahmet kendini en yakın yükseltiden atsın.Amaçları medya'da çıtayı yükseltmekmiş breh breh yahu siz değilmisiniz ipe sapa gelmez "iddaa edildi,öne sürüldü" kalıplarıyla hakkında kesin delillere dayanmadan insanlar hakkında hüküm veren hem hakim hem savcı olup birde iskemlesine tekme vurup infaz eden.Sizin çıta'nız anca bu kadar olur

The Blind Side izlenecek film

İzlemeye başlamadan önce tereddütlerim vardı aslında güzel olduğunu duymuştum ancak dram filmlerine karşı hep mesafeli oluşum yüzünden pekte istekli olmadan bilgisayarın başına geçtim.Bendeki önyargıyı yıkmayı başardı tek kelimeyle şahane bir film The Blind Side mutlaka izlemeniz gerekir oyunculuk şahane, kurgu sağlam sizi sıkmıyor zaman zaman hüzünleniyor zaman zaman ise yüzünüzde ufacık da olsa gülümsemeye yol açıyor.Dramın dozunu kaçırıp salya sümük ağlatmıyor içinizi burkuyor.İzlemeden önce bilmeniz gereken bişey var filmin senaryosu (Michael Lewis’in The Blind Side: Evolution of a Game kitabından) gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yazılmış.Sandra Bullock resmen yıllanmış hala eskisi kadar güzel ve çekici boş yere oscar almadığı alenen ortada döktürüyor oyunculuğunu konuşturuyor desek yeridir.Filmin yönetmeni ve senaryo yazarı John Lee Hancock çok güzel bir iş çıkarmış Oyuncu kadrosu ise Sandra Bullock (Leigh Anne Touhy) , Tim McGraw (Sean Tuohy) , Quinton Aaron (Michael Oher) , Jae Head (S.J. Tuohy) , Lily Collins (Collins Tuohy) , Ray McKinnon (Coach Cotton)'dan oluşmakta.

Bir nevi amerikan rüyasını anlatan The Blind Side'ın konusuna gelince Big Mike oldukça sessiz kimi kimsesi olmayan adındanda anlaşılabileceği gibi iri bir gençtir.Ona sahip çıkan mahalledeki bir büyüğü onu okula yazdırmaya niyetlenir ve şehrin elitleriyle beyazların bulunduğu kısımdaki bir hristiyan okuluna götürür okulun koçu tarafından beğenilir ancak ortada bir sorun vardır big mike çok zor öğrenmektedir bununla beraber spora karşıda bir hayli yeteneklidir.Okuldaki bir kaç günün ardından big mike sokakta kalır gece sokakta üşüyerek dolanırken aynı okulda çocuklarını okutan Touhy ailesi tarafında eve alınır onu sevip benimseyen Touhyler big mike'ı himayelerine alırlar ve big mike'ın şansı döner....

Aslında daha detaylı anlatırdım hikayesini ama filmin tadı kaçar siz en iyisi kendiniz izleyin bağlanacaksınız sonunda boğazınız düğümlenecek...

The Blind Side filmden kareler



The Blind Side Fragmanı

Politikamızda Halk Adamı figürü sorunsalı

Yıllar yılı bu ülkede politikacılar vatandaşları biz "Halk Adamıyız" diye kandıradurdular ne yazık ki necip halkımızda bu "Halk Adamları"na inandılar kandılar.Meclisin sınırları içerisine kapağı atan nerdeyse tüm vekiller halktan bağını koparttılar aralarında bakan başbakan olanlar ise olayı aşıp kendilerini padişah zannettiler.Onlarca koruma, koca koca konvoylar,saray misali konutlar debdebe şaşaa içinde yaşadılar ama lafa gelince nasıl oluyorsa hepsi halk adamı.Bana kalırsa 1950'den sonra politikadaya girenler arasında tek halk adamı figürü Rahmetli Bülent Ecevittir.Ecevit'e en yakın duruş sergileyen ise Ahmet Necdet Sezerdir ancak oda halk arasında pek bulunmazdı.



Resimde numarayla gösterilenler Başbakanlık Korumalarıdır.

Bu yazıyı yazmama sebep olansa Recep Tayyip Erdoğan.Kendisini hiç anlayamadım biri ancak bu kadar halk adamı portresine tezat olabilir.Partisi ve partisinin propagandistleri nerdeyse her platformada halk adamı halktan biri diye propaganda yapıyorlar sanki bizim başbakanı değil başka birini tarif ediyorlar.Eğer halk adamlığı böyle oluyorsa demekki problem bu halk adamı tanımının içinde.Halk fakru zaruret içindeyken yüzlerce koruma, onlarca araçlık konvoylar,devletin hali hazırda uçağı varken yeni uçak almalar hele birde her hafta sanki padişahın cuma selamlığı gibi peşinde koruma ordusuyla cumaya gitmesi yok mu beni çileden çıkartıyor.Hatta geçen ay ankarada başbakan gelicek diye ezanı geç okutmuşlar güvenlik gerekçesiyle 80 yaşındaki adamcağızı camiye sokmamışlardı.Uçak kaçmasın diye uçak bekleten politikacı bilirim de Yahu ezan geç okunurmu hiç.Eminim İslam Halifesi olan padişahlar için bile ezan geç okunmamıştır.

Neyse bizim millet böyle şeyleri görmez görse de işine gelmez durmak yok uyumaya devam gösteriş şaşaa çok kıyak vesselam.

Demet Evgar'ın yeni imaj sorunsalı

Allahım yarabbim Demet Evgar gözümdeki imajını ancak bu kadar yerle yeksan edebilirdi.Halbuki "Beyzanın Kadınları" filminde ve en son "1 kadın 1 erkek" ile ne çok hayran olmuştum bu imaj değişimini yapmayacaktın kendine kıymayacaktın.Yeşilçam Ödüllerine keşke normal demet gibi gelseydin be güzelim hortlak gibi bu ne böyle.Neyse her genç kızın başına gelir,bir daha olmasın diyoruz yine hayranlığımız sürüyor kendisine :)))

Hitler

Serkan Altuniğne yine kopardı beni :)))

The Pacific nasıl bir dizi ?

The Pacific (Pasifik)Tom Hanks ve Steven Spielberg'in yapımcılığını üstlendiği 2.Dünya savaşı temalı 10 bölümlük mini bir dizi.HBO kanalında yayınlanmakta.Şimdiye kadar ilk iki bölümünü izleme fırsatım oldu.Güzel diyebilirim tabiki bir (Kardeşler Takımı) ayarında değil yani en azından ilk iki bölüm bana o kadar muhteşem gelmedi ancak bu izlenirliği düşük bir yapım olduğu anlamına gelmez.Her zamanki gibi Amerikan deniz piyadelerinin "Kahramanlığı" teması işlenmekte konusu ve işlenişi itibariylede buram buram Amerikan propagandası içeriyor.Deniz Piyadelerinin pasifikteki guadalcanal bölgesinde başlayan hikayesi japonlarla çarpışa çarpışa devam ediyor.Dizinin konusu savaş olduğu için bir hayli kanlı.Haklarını yememek lazım adamlar çok sağlam prodiksiyon yapmışlar ve hiç bir masraftan çekinmemişler kendinizi bariz savaşın içinde gibi hissediyorsunuz.Herşey çok gerçekçi sanal duran sırıtan hemen hemen hiç bir unsur yok.Tanıdık bildik,meşhur oyuncular olmamasına rağmen yaptıkları cast'da başarılı oyunculara diyecek yok adamlar cayır cayır oynuyorlar.Benden tavsiye eğer 2.dünya savaşı meraklısıysanız izleyin...


The Pacific Resimler



The Pacific Fragman

Süprizzzz Yeni Temaya geçtim

Bir süredir üzerinde çalıştığım çeşitli temalardan ve faydalanarak kendime bir tema düzenledim.Sıfırdan değil blogger tema editleyenler hangi temalardan faydalandığımı hemen anlayacaklardır.Ana temanın takriben %70 civarını değiştirdim.Bu gün bir çılgınlık anıma denk geldi son halini dostlarıma da gösterdikten sonra hizmete açmaya karar verdim İnşallah beğenirsiniz eğer hatalı bir yer görürseniz çekinmeden haber verin elimden geldiğince düzeltmeye çalışayım :)))

Chat Roulette nedir neye yarar?

Epeydir adını duyduğum bir siteyedi Chat Roulette merak ettim girip inceledim.İşin espirisi şu Web Kamerası olan insanların karşılıklı muhabbeti ancak diğer chat sistemleriyle karıştırmayın burada sohbet edeceğiniz kişiyi siz seçmiyorsunuz sadece sohbet sistemine giriyosunuz sistem size tesadüfen birini seçiyor.Beğenmezseniz next diyip başkasına geçiyorsunuz.

İlk olarak tarayıcımıza http://www.chatroulette.com yazarak giriş yapıyoruz karşımıza sade bir ekran geliyor kullanım şartlarından falan bahsetmiş ama ben denetim falan olduğunu zannetmiyorum.Nick almak kayıt olmak gibi bir mevhum yok nede olsa.Akabinde ufak bir uyarı penceresi çıkıyor karşımıza kameramız ve mikrofonumuza sitenin erişmek istediğine dair okey veriyoruz ve işlem tamam New Game dedikten sonra ilk muhattabımız karşımızda.



Şimdiden uyarayım.Sitede aşırı müstehcenlikle karşılaşabilirsiniz.Sohbet edilebilecek seviyeli biri gelicek diye beklerken karşınıza çırıl çıplak kıllı bir ayı yavrusu çıkabilir benden söylemesi.

Aynı sistemi kullanan Stickam Shuffle'da var ancak kesinlikle Chat Roulette bu konuda stickam'dan çok daha başarılı.Ha bu arada karşınıza çıkacak insanları bir kısmı gerçek olmayabilir şimdiden haberiniz olsun nasıl olur diyecek olursanız virtual cam gibi bilgisayarınızdak videoları karşınızdakine göstermeye yarayan programlarla sizi kandırabilirler.

Sistem oldukça benimsenmiş pek çok kullanıcısı var artık ne çıkarsa bahtınıza...

Key Ödemeleri komedisi

Bildiğiniz üzere yine yurdumuzda key ödemelerini ödiyememe rezalati vuku bulmakta.Devlet-i Alimiz halkından onlara konut edindirmek için belli bir miktarda çalışanlardan kesinti yaptı (key)bu kesintinin amacı yasada belirtildiği üzere "İşçi, memur ve bunların emeklilerinin, geçim sıkıntısının en önemli nedenini teşkil eden kiradan kurtulmaları sağlanarak, vatandaşlarımızın kendilerine ait bir meskene kavuşmaları temin etmek" Gel gelelim günümüzde bu kesintinin sonucunda halkın eline geçen para tamamiyle komedi.Kimine 1.500 kimine 5 lira düşüyor.Yahu adamın yıllarca maaşından kesinti yapıyorsun karşılığında seneler sonra eline 5-6 TL verince bu biraz insaf sınırlarının ötesinde oluyor.Düşünün siz bundan 20 sene önce devletten bu günün rayiciyle 100 TL almış olsaydınız bu gün devlet sizden kaç para isterdi?

Bazıları ne istiyorsun iyi kötü ödeme yapıyorlarya diyecektir be kardeşim senin hakkın olan parayı vermedikten sonra ne yapayım ben o ödemeyi.Kimse kusura bakmasın ben devletin bu alacağına şahin vereceğine güvercin anlayışından hiç hazzetmiyorum.Geçici vergi çıkartırlar kalıcı yaparlar, yanlış elektirik faturası keser,sayacı okuyamaz fazladan fatura ödetir geri ver diyince bin dereden su getirir, para toplarlar geri vermezler e yeter artık arkadaş ya adam gibi yap bu işi yada hiç yapma delikanlı gibi çık de paraya ihtiyacım var kesinti yapmam gerekli böyle dolanbaçlı yollardan milleti kandırmaya çalışmanın ne alemi var?

Bu arada eğer güncellenmiş key listelerini merak eden varsa http://www.keyodemeleri.com adresinden ulaşabilir.

Predators (2010) Fragmanı Yayınlandı

Sonunda en çok beklediğim filmlerden birisinin daha fragmanı yayınlandı hobareyy diyerek izledim.Müjdeler olsun efsane film Predators'un yeni versiyonu temmuzda sinemalarda gösterime girecek.Kadro sağlam mı sağlam bakalım kimler var Adrien Brody,Laurence Fishburne,Danny Trejo ,Topher Grace,Michael Jai White ohoo daha ne olsun değilmi.Adrien Brody,Laurence Fishburne başlı başına bu filmi uçurmaya yetecek iki isim hele birde filme senaryoda Robert Rodriguez'in eli değimiş desem ne kadar iddaalı bir yapımla karşı karşıya olduğumuzu anlarsınız.Yönetmenliğini Nimród Antal yapıyor senaryo ise Robert Rodriguez,Alex Litvak,Michael Finch'in elinden çıkmış.Konumuz yine Predator arkadaşların av maceraları üzerine ancak bir fark var bu sefer avlar kendi gezegenlerinde dünyadan bir grup insanı (dünyanın en tehlikeli,psikopat adamlarını) kaçırıyorlar ve gezegenlerinde av şölenine başlıyorlar bakalım bizim avlar ellerinden kurtulabilecek mi.Kendi adıma söyleyebilirim ki bu film kaçmaz.Hem kadro hem filmin kendisi şahane tadından yenmeyeceğine eminim.En azından son AvP'den iyi olacağı şimdiden garanti...


Predators Filmden Kareler




Predators Fragmanı

Bloggerde Taranan Yazıların arkaplan rengini değiştirelim

Bloğumuzun ziyaretçilerimine güzel bir süpriz yapalım.Normalde biri yazılarımızı tararken arkaplan rengi mavi olur biz bu rengi istersek başka bir renkle değiştirebiliriz nasıl pek tabiki css yardımıyla.

Nasıl Yapacağız?

Panelimize giriyoruz Yerleşim > Html'yi düzenle dedikten sonra F3'e basarak aşşağıdaki kodu arıyoruz

#outer-wrapper

Kodumuzu bulduktan sonra hemen altındaki stil bölgesine aşşağıdaki kodları yapıştırıyoruz

::-moz-selection {
  background:#D10000;
  color:#fff;
}
::selection {
  background:#D10000;
  color:#fff;
}

Herşeyi doğru olarak uyguladıysanız sonuç resimdeki gibi olacaktır.Bu arada css'le yaptığınız kimi değişiklikler ie'de (İnternet explorer)görünmeyecektir şaşırmayın henüz ie'nin css desteği tam oturmadı.Google Chrome,Mozilla Firefox ve Opera'da tamamiyle belirgin olur bu değişiklikler.

Önemli Not:

Renk kodlarını değiştirerek sizde kendi sitenize adapte edebilirsiniz.Color yazanlar harflerin rengini background ise seçili arkaplanın rengini değiştirir.

Kolay Gelsin...

Tron Legacy Fragmanı yayınlandı

Tron efsanesi geri dönüyor ilk filmini izlediğimde küçüktüm hayal meyal hatırlıyorum ama o zaman bile beni oldukça etkilemişti.Tron Legacy sinemalara 2010 sonunda bize ise 2011 başında gelecek ve bir hayli sansasyon yaratacağa benziyor Tron Legacy için 300 milyon dolar bütçeden bahsediliyor ve kesinlikle ağırlıklı olarak 3D olacak.Görsel efektler konusunda Avatarı gölgede bırakacağını düşünüyorum.İlk filmden tanıdık bir sima Jeff Bridges karşımızda olacak filmde Kevin Flynn rolünü Jeff Bridges oğlu Sean Flynn’i ise Garrett Hedlund oynayacak geri kalan kesinleşmiş kadro ise Bruce Boxleitner, Olivia Wilde, Beau Garrett,Michael Sheen, Karl Urban ve John Hurt'den oluşuyor.Fragmanını izledim ve bende oldukça pozitif bir etki bıraktı hayalkırıklığı yaşayacağımı zannetmiyorum kadro gerçekten gayet iyi.Belirtmeden geçmiyeyim yönetmen Joseph Kosinski senaryo ise Edward Kitsis, Richard Jefferies,Lee Sternthal,Adam HorowitzBrian Klugman,Steven Lisberger'e ait.Müziklerini ise Daft Punk yapmış.


Konusuna gelince Kevin Flynn'in oğlu Sam Flynn babasının kayboluşunu araştırmaktadır onun peşinden tron dünyasına kadar gelir.Bu oldukça tehlikeli dünyada babasıyla ve babasının en yakın arkadaşı Quorra ile beraber siber dünyaya karşı ölüm kalım mücadelesine girişir.

Tron Legacy Filmden kareler



Tron Legacy Fragmanı

Evlilik üzerine çeşitlemeler

Konuya nasıl gireceğimi bilemedim dersem yeridir bazı arkadaşlar evlilik hususunda laf dokundurup duruyor hacım geldin otuza hala ev yok bark yok ne zaman evlenicende bebe becik sahibi olucaksın diye bende kısaca sanane arkadaşım gerdeğe benmi gircem sen mi girceksin diyorum.Kıl oluyorum bu muhabbetlere.Yaşım otuzu geçti diye pilim bitmedi her an evlenebilirimde evlenmeyebilirimde aslına bakarsanız daha en az beş sene evlenmeyi düşünmüyorum.Zaten ev yok bark yok anadan atadan kalan han yok hamam yok doğru düzgün düzenli bir iş yok en önemlisi, neyle evleniceksin.Memleketin hali ortada memur değilsen iş garantin yok.Hadi diyelim işi buldun düzenli maaş ödeyen firma sayısı bir elin parmağını geçmez böylesi bir durumda elin kızını alıpta kendimle beraber rezil mi edeyim.Bide çoluk çocuk oldumu öldün ki ne öldün ne masrafı biter ne derdi tasası.Ben kendime zor bakarken birde çoluk çocuk sorumluluğu hiç alamam.Henüz o kadar olgunlaştığımı zannetmiyorum.Bakıyorum çevreme daha yirmili yaşlara yeni geçmiş çiftler evli üstüne üstlük çocuk bile peydahlamışlar yahu arkadaşım sen daha çocukluktan çıkamamışsın bu neyin sevdası anlamadım ki.Ondan sonra ağlarsın çocuğum tinerci oldu, aman bizim oğlanı karakoldan topluyoruz, aman bizim kız motor oldu kartelden yağ sızdırıyo vs vs....

Evlenilecek hatun seçimi konusu de kafamı kurcalamakta.İnsanlar senelerce yanyana kalıp birbirlerini tanıyamıyorlar.Evlenmişler 3-5 sene geçmiş soluğu mahkemede alıyorlar.Çocuk oyuncağı değil ki bu evlendinmi bi sefer evleneceksin.Her dala yuva yapan kuş misali bu olmadı başka yer olsun denmez ki.Bana ters açıkçası

İlginç kafa yapılarına sahip insanlar var evleneceğim hatun bakire olmalı temasından başka bir tema geçmez evlilik hususunda kafalarından.Ulan düdük senin kırdığın ceviz binbeşyüzü geçmiş karşındakinden bakire olmasını bekliyorsun.En büyük riyakarlıktır bu.Sen sıfır kilometre ol eyvallah kendi yaptığını karşından bekle.E ben yaparım ben erkeğim dersen karşındakide bende yaparım demez mi? Gerçi bizim toplum sözkonusu olunca demez diyemez açık açık söyleyebilen zaten bir avuç mert hatun var buradan hepsini selamlar ellerinden öperim.Ben insanın dürüst mert ve özü sözü bir olanını severim.

Bu bekaret konusunda bizim hatunlarada kızıyorum bakire olmayanı yalan söyler bakireyim der evlenecekleri zamanda diktirmek için doktor peşinde dolanırlar.Ya bu işi yapmayacaksın ya da yaptığın şeyin arkasında duracaksın.Kimsenin kimseyi kandırmaya hakkı yok.Karşındakini katalogdan seçmiyorsun a bu çok ellenmiş yok bunun burası vuruk diyemezsin.Yok öyle bir seçenek sana ne diyorsa inanmak zorundasın.Ha ne kadar doğru ne kadar eğri orası onun bileceği iş.Ne çıkarsa bahtına

Neyse gelelim işin özüne arkadaşlar benden daha bir süre bu konuda tık yok haberiniz olsun.Olursada kimseye söylemeden sade bir nikahla evlenirim bilen bilir düğün dernek işinden nefret ederim.

Feridun Düzağaç FD7 - Meyil Adresim Sensin

Sonunda beklediğim albüm çıktı Feridun Düzağaç FD7 - Meyil Adresim Sensin dinlenesi bir albüm olmuş alın dinleyin kesinlikle pişman olmayacaksınız.Albümde toplam 10 parça var benim favorilerim ağır ağır ve Hayat neden şekil yapıyor özelliklede Hayat neden şekil yapıyor bu parçayı tuttum...

Albümdeki Şarkılar:

01 – Feridun Düzağaç - Ağır Ağır
02 – Feridun Düzağaç - Mütamadiyen ağlıyorum
03 – Feridun Düzağaç - Bir varmış bir yokmuş
04 – Feridun Düzağaç - Rüya
05 – Feridun Düzağaç - Devrik
06 – Feridun Düzağaç - Hayat Neden Şekil Yapıyor
07 – Feridun Düzağaç - Aşkın Önsözü Ayrılık
08 – Feridun Düzağaç - Sensiz
09 – Feridun Düzağaç - İz
10 – Feridun Düzağaç - Bir Aşk Masalı

Feridun Düzağaç - Hayat neden şekil yapıyor

Feridun Düzağaç - Hayat neden şekil yapıyor Şarkı sözleri

Hayat neden şekil yapıyor,
Rüzgarıyla sesin bulutuyla yüzün,
Yıldızım yalnızlığına,
Vekil yapıyor beni,
Hayat neden şekil yapıyor,
Diyorlarki çözer hekim,
Ben yaremi bilirim yarem seni bilir,
Böyle derde hekimde kim,
Böyle derde neyler hekim,
Sarılsın diye bekliyorum,
Açtım kollarımı anlamak için soruyorum,
Bana mutluluk yasakmı,
Anladım acım ilacım olmuş eyvah,
Kötü talihim eyvah,
Arada bir şevkatine muhtacım,
Şimdi belki mutlusundur diye
Ödüm kopuyor eyvah,
Bana acı acı hatıran lazım..

AlacaKaranlık 3: Tutulma - The Twilight Saga eclipse geliyor

Alacakaranlık 3 Tutulma (The Twilight Saga eclipse) Haziran'da sinemalara geliyor ve newmoon (yeniay) gibi baymayacak kanımca zira bu sefer bella'nın hayatı tehlikede ayrıca gerçekten kesin bir seçim yapmak zorunda kalacak vampirler ve kurt adamların arasında oldukça zor anlar geçirecek.Oyuncu kadromuzda pek bir değişiklik yok yine Robert Pattinson , Kristen Stewart , Ashley Greene , Taylor Lautner , Dakota Fanning filmde rol almakta.Yönetmen koltuğunda David Slade'in yeraldığı tutulma'nın senaryosu ise Melissa Rosenberg'e ait.Sonunda gayet güzel fragmanıda çıktı daha önceden habire fanların yaptığı (fanmade) abidik gubidik fragman taklitlerini izlemekten bıkmıştım.Newmoon'da izlediğiniz üzere ilk filmde çarpıştıkları vampir grubundaki vampirlerden Victoria bellanın peşindedir.Victoria bellaya oldukça yaklaşmıştır bellanın hayatı için büyük bir tehlike sözkonusudur.Edward Bellaya evlilik (dolayısıyla bellayı vampire dönüştürmeyi)teklif eder ve bu teklif kasabadaki vampir ve kurtadamlar arasında süregelen barışı jacob'un bellaya olan aşkı yüzünden tehdit etmektedir.Bellanın önünde iki seçenek vardır edward ya da jacob

AlacaKaranlık 3: Tutulma - The Twilight Saga eclipse Filmden Kareler



AlacaKaranlık 3: Tutulma - The Twilight Saga eclipse Fragmanı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü

Bu gün 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü insan oturup bir muhasebe yapıyor acaba yaşantımızla o zamanlar bizim uğrumuza kimi şehadet şerbetini içimiş kimi gazi olmuş güzide insanların fedakarlıklarına layıkmıyız diye düşünüyor.Açlık,yoksulluk,donanımsızlık onlarca yıl süren savaşların ardından tabiri caizse yedi düvelin bir araya gelip bize karşı savaştığı noktada Çanakkale Geçilmez dedirtebilmiş vatan evlatlarına layıkmıyız? Bombacı Mehmet Çavuş'un hikayesini vereyim sizlere bilmeyenlerde okusunlar ve ibret alsınlar

Bombacı Mehmet Çavuş

Seddülbahir ve Conkbayır’ın büyük kahramanlarından biride Bombacı Mehmet Çavuş‘tu. Bu kahraman Anadolu çocuğu ,İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar,karşı tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu. İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş ‘un iadesini önlemeye çalışmışlardı. İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş ‘un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu. Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:

“Sağ kolumu kaybettim, zarar yok,sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni müteessir eden ve yüne kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır.

Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz ,affedeniz muhterem kumandanım..”

Ruhunuz şad Mekanınız cennet olsun.Başta Atatürk olmak üzere vatan topraklarının kurtarılması uğruna canlarını feda eden Aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz.

Blogumuza Yukarı Butonu yapalım

Pek çoğumuzun bloglarında olmayan ama aslında çok basit bir eklenti bu.Diyelimki bloğumuzu takip eden bir okuyucu 3. ya da 5. mesaja geldiğinde aşşağılarda kalıyor ve sayfa içinde yukarı çıkması için ya mouse ile roller kullanmalı ya da kenardan barı yukarı çekmeli oldukça zahmetli iş. Bunun yerine işlerini kolaylaştırmak için sağ alt köşeye bir "Yukarı Butonu" eklesek tek tıkla yukarıya gitseler nasıl olur?

Nasıl yapıyoruz?

Önce Panelimize giriyoruz ->Yerleşim ->Gadget Ekle ->HTML/JavaScript'dedikten sonra aşşağıdaki kodu yapıştırıyoruz.

<style type="text/css">.backtotop a:hover {background:none;}</style><div class="backtotop"><a style="display:scroll;position:fixed;bottom:5px;right:5px;" class="backtotop" href="#" rel="nofollow" title="Yukarı"><img style="border:0;" src="http://i40.tinypic.com/iwlovm.gif"/></a></div>

Kodu doğru şekilde yapıştırdıysanız sizinde benim bloğumdaki gibi bir yukarı butonunuz olacak

Kolay gelsin...

Tramvay Kazası ve Yetkililerin aymazlığı

Hepinizin bildiği üzere geçtiğimiz günlerde İstanbul Merter'de bir tramvay kazası yaşandı.Bu kazanın sonucunda üç gencin ikisi hayatını kaybetti (Deniz Teksoy , İrem Dinçsoy) birinin ise beyin ölümü gerçekleşti (Buket Bulut) bu saatten sonra kurtulması mucize kabilinde.Kazanın sebebi çok basit koca tramvayın ilerlediği yolun trafikten ayrılmamış olması.Belediye o kadar güzel çalışmışki sanki süs için yapılmış bir zincir sistemiyle Tramvay yolunu belli etmişler sadece.


Hala bir önlem alınmamış merter'de

Peki neden böyle kıytırık bir önlem alınmış Kadir Topbaş'ın kendi beyanı kenti ikiye bölmemek adına yapılmış.Eğer yolu daha yüksek bariyerlerle ayırsalarmış şehir berlin duvarıyla ikiye bölünmüş gibi olurmuş.Allah aşkına üç gencecik insanın hayatından önemliyse eğer şehrin ikiye bölünüp bölünmemesi varsın batsın o şehir.Bu nasıl bir insanlıktır yahu can mı önemli yoksa sizin keyfiniz mi beyler? Zaten belediyecilikten anladığınız sadece yandaşlarınıza rant yaratmaktan ibaret.Madem şehir ikiye bölünmesin e-5 gibi otoyolun şehrin merkezinde ne işi var,kaldırın tüm caddeleri, kaldırın banliyö trenlerini onlar bölmüyormu şenri bu kadar saçma bir gerekçe olabilir mi? Plansızlıktan dem vuruyorlar birde be kardeşim millet sana oy verip şehrin mührünü sana verdi mi verdi süleyman sensin o zaman mızıklamanın anlamı var mı ? Yeniden planla ona göre.Ailelerin acısını yürekten hissediyoruz vs vs geçin bunları arkadaşım giden can senin kanından olsaydı görürdün dünyanın kaç bucak olduğunu.

Bu gün hala Tramvay yolu o kıytırık zincirlerle ayrılmış durumda diğer yollardan ve öğrenciler karşıya geçerken tramvay yolunu kullanmakta daha bir hafta olmadan unutuldu gitti yaşananlar.Aileler kayıplarıyla baş başa kaldılar.Eminim malum yola bir üst geçit bile yapılmayacaktır nasıl olsa bizim insanımız unutur.İki bilemedin üç ay geçsin kimse orada bir kaza şandığını hatırlamayacaktır.

Antalya'da da bir tramvay garabeti yaşanmakta İstanbul'dakinden bir farkı yok daracık yollardan ortasından hiçbir ayraç olmadan tramvay geçiyor ve insanlar vızır vızır üzerinde çok sürmez burada da yaşanır bir benzeri ama ulusal haberlere ulaşırmı bilemem daha önceki dönemde deneme sürüşlerinde Antalya'da hayatını kaybeden insanlardan kaç kişinin haberi oldu şehir dışından ? Alınan yegane önlemse trafik ışıklarının olduğu bölgelere zabıta dikmekten ibaret.


Antalya Tramvay yolunda önlem yok yayalar için

Bizim memleket böyle işte arkadaş insana değer verilmez.Gerçekten gelişmiş bir ülkede aynı kaza yaşanmış olsa belediye başkanına kadar tramvayda sorumluluğu olan tüm bürokratlar istifa etmiş olurdu.Bizim atasporumuz koltuğa yapışmak olduğundan böylesi alicenap hareketler bizi bozar kaçtı derler mazallah.İlerde mümkün değil birdaha öyle makam bulunmaz.Hızlandırılmış tren faciasından sonra bile kimse istifa etmedi yahu adamlar öylesi aymaz ki suçu rahmetli makiniste atıp sıyırdılar paçayı.Bizi böylesi zihniyetlerin yönetmesine izin verdiğimiz sürece bize müstehaktır tesadüfen yaşamak.

Durmak yok uyumaya devam...İyi uykular Türkiye her nerde uyuyor ve uyutuluyorsan...

Kırmızı gül demet demet - Yavuz Bingöl

Muhteşem bir türkü "Kırmızı gül demet demet" hele "Yavuz Bingöl"ün narin ve yüreğinizi titretecek sesiyle yaptığı yorumla tadına doyum olmuyor.

Kırmızı gül demet demet Türkü Sözleri

Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Gitti gelmez o muhannet
Şol revanda balam kaldı

Kırmızı gül her dem olsa
Yaralara merhem olsa
Ol tabipten derman gelse
Şol revanda balam kaldı

Kırmızı gülün hazanı
Ağaçlar döker gazeli
Kara yağızın güzeli
Şol revanda balam kaldı

Derleme:Nida Tüfekçi

*Not:Revan, Erivan'ın kısaltılmış şeklidir.

Diyarbakırspor küme düşmeli mi?

Son zamanlarda statlarımızda şiddet hızlı şekilde tırmanışta sonucu ciddi olacak diye korkuyorum.İnsanlar hayatlarını kaybedecek ocaklar sönecek sebebi ise hepimizin hastası olduğu futbol.Anlam veremiyorum eğlenme amaçlı müsabakalarda nasıl böyle olaylar meydana gelebiliyor.Gidin maçınızı izleyin, haykırın, deşarj olun eyvallah da olay çıkartmak ne oluyor? Karşı taraftan birini dövüp yaraladığınızda elinize ne geçiyor.Allah korusun yarın bir gün savaş çıksa omuz omuza düşmana karşı savaşacağınız insanların canını acıtmak,incitmekte neyin nesi? Bazı arkadaşlar bu konuda eğitimsizlikten dem vuruyorlar öyle değil eğitimliside eğitimsizide aynı şekilde şiddete meyilli toplumsal yapımızdan mıdır nedir hemen alevlenip kırıp döküyoruz.

Bu gün yine sahalar karıştı hem Galatasaray - Ankaragücü hemde Diyarbakırspor - İstanbul BŞB maçı olaylı oldu.Galatasaray - Ankaragücü maçında ise 8 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı.Şimdi daha önceki Bursaspor maçındada olay çıkartıp maçı tatile mecbur bırakan Diyarbakırspor "Taraftarları" bu gün aynı şekilde maçın tatil edilmesine sebep oldu.Federasyonun önünde iki seçenek var ya bu maçı seyircisiz olarak kaldığı yerden devam ettirip Diyarbakırspor'a ceza verecekler ya da hükmen 3-0 mağlup sayıp küme düşürecekler.Zira TFF Futbol Müsabaka Talimatı'nın 20 ve 22.maddeleri bir sezon içinde iki sefer taşkınlıktan maçı tatil edilen ve hükmen yenik sayılan takımın küme düşmesini öngörüyor.

Bana kalırsa Diyarbakırspor'a ya bir sezon boyunca seyircisiz oynama cezası verilmeli ya da küme düşürülmeli küme düştüğünde de seyircisiz oynama cezası geçerli olmalı.Ayrıca spor müsabakalarında olay çıkartan insanlara "Gerçek" cezalar verilmeli öyle maçtan önce karakolda imza atmak, yok kitap okumak gibi antin kuntin cezaların caydırıcılığı yok en az bir yıl içerde kalmalılar.Akabinde 5-10 yıl hiçbir spor müsabakasını yerinde izleyememeli her haftasonunu karakolda gözetim altında geçirmeliler.Ancak böylesi önlemlerle caydırıcı olunabilir.

Diyarbakırspor işi birazda siyasi yönü varmış gibi geliyor bana yoksa hiçbir taraftar grubu bile bile böylesi bir ladese girmez.Büyük ihtimalle arkalarındaki siyasi ve örgütsel desteğe güveniyorlar bizi düşüremezler diye hareket ediyorlar.Nasıl olsa Diyarbakırspor düşürülürse ortalık karışacak korkusuyla federasyonun böylesi bir ceza verebileceği ihtimali akıllarına bile gelmiyor.Belkide takım düşürülsünde ortalığı karıştıralım diye bir bahanedir bu.

Federasyon korkmamalı ellerindeki en ağır cezayı vermeli,dirayetle de arkasında durabilmeli.

Biz Üç Kişiydik - Yusuf Hayaloğlu

Biz üç kişiydik:
Bedirhan, Nazlıcan ve ben.
Üç ağız.. üç deli yürek.. üç yeminli fişek!
Adımız belâ diye yazılmıştı dağlara, taşlara
Boynumuzda ağır vebal,
Koynumuzda çapraz tüfek!

El tetikte, kulak kirişte,
Ve sırtımız toprağa emanet...
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık..
Deniz çok uzaktaydı
Ve dokunuyordu yalnızlık...

Gece, ırmak boylarında uzak çakal sesleri,
Yüzümüze, ekmeğimize,
Türkümüze çarpar geçerdi.
Göğsüne kekik sürerdi Nazlıcan,
Tüterdi buram-buram.
Gizlice ona bakardık, yüreğimiz göçerdi...

Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı
Ateş böcekleriyle bir oldu,
Kırpışarak tükendi...
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza
Kurşun gibi, mayın gibi,
Tutuşarak tükendi...

Oy, Nazlıcan... vahşi bayırların maralı...
Oy, Nazlıcan... saçları fırtınayla taralı...
Sen de böyle gider miydin yıldızlar ülkesine?
Oy, Nazlıcan oy... can evinden yaralı...

AĞIT:
Serin yayla çiçeği, oy Nazlıcan..
Deli-dolu heyecan, oy Nazlıcan..
Göğsümde bir sevda kelebeği,
Ölüme sunduğum can, oy Nazlıcan..

Artık, yenilmiş ordular kadar
Eziktik, sahipsizdik..
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça!.
Gerisi ölüm duygusu,
Gerisi sağır sessizlik..
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda..

Bedirhan'ı bir gedikte sırtından vurdular,
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları..
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,
Titredi ve iki yana düştü kolları..

Ölüm bir ısırgan otu gibi
Sarmıştı her yanını...
Devrilmiş bir ağaçtı, ay ışığında gövdesi..
Uzanıp, bir damla yaş ile
Dokundum kirpiklerine..
Göğsümü çatlatırken nabzının tükenmiş sesi..

Sanki bir şakaydı bu!.. birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir cıgara saracaktı...
Oysa ölüm, sadık kalmıştı randevusuna, ah...
O da Nazlıcan gibi,
Bir daha olmayacaktı!..

Hey, Bedirhan.. katran gecelerin heyulası!..
Hey, Bedirhan.. kancık pusuların belâsı!.
Sen de böyle bitecek adam mıydın, konuşsana,
Hey, Bedirhan hey.. mezarı kartal yuvası!..


AĞIT:
Mor dağların kaçağı, hey Bedirhan!.
Mavi gözleri şahan, hey Bedirhan!.
Zulamda bir suskun gece bıçağı,
Beyaz gömleğimde kan, hey Bedirhan!.


Biz üç kişiydik.. üç intihar çiçeği..
Bedirhan, Nazlıcan,
Ve ben: Suphi!...

Yusuf Hayaloğlu

Orda Olduğunu Biliyorum

Bayılıyorum Erdil Yaşaroğlu'nun karikatürlerine

Background - Arkaplan üretme sitesi

Hemen hemen hepimiz zaman zaman bloglarımıza arkaplan bulmakta zorluk çekiyoruz.Şimdi tanıtacağım site size bu hizmeti ücretsiz olarak sunuyor.Arkaplan - Background üretirken nerdeyse tüm ayarlarını kendiniz yapabiliyorsunuz ve güzel tarafı yaptığınız arkaplanın uygulanmış halini anında görme şansınız oluyor.Ayrıca daha önce yapılmış olan backgroundları görme ve kullanma şansınızda oluyor.Tek eksi tarafı kullanabileceğiniz grafik sayısının az olması.Yinede bu kadar az grafikle bile ne kadar çok farklı arkaplan üretebileceğinizi görünce şaşıracaksınız.


http://www.bgpatterns.com

Uğrayın asla pişman olmayacaksınız hatta uzun bir süre başından ayrılamayabilirsiniz.

Seo ipuçları :Canonical Kullanımı işe yarar mı nasıl kullanılır?

Şimdiden duyar gibiyim oo sende mi girdin seo konusuna diye.Hasbel kader blog yazmaya başladıktan sonra kendini geliştirmeye çalışan biri olarak bu işi çözdüğümü söyleyemem henüz başlardayım ancak yaygın olarak kullanılan ve acemi olarak nitelendirdiğimiz arkadaşlara faydası olacağını düşündüğüm konularda bilgim ve yararlandığım kaynaklar dahilinde birşeyler yapmaya çalışıyorum.


Konumuza gelelim nedir bu canonical denen şey.Arama motorları sitelerimizi inceleyip indexlerken öncelikle yazımızın linkine bakar örneğin "http://osiriscemo.blogspot.com/2010/03/nasl-daha-iyi-bir-blog-yaplr.html" eğer bloğumuzda bu linke benzer bir link daha varsa mesela aynı konuya yapılmış bir yorum "http://osiriscemo.blogspot.com/2010/03/nasl-daha-iyi-bir-blog-yaplr.html?showComment=1268090849522#c5929088565351593961" bu ikisini aynı içerikteki çift sayfa olarak nitelendiriyor ve ikisinide kayda almaya çalışıyor.Şimdi diyeceksiniz ki sorun bunun neresinde meselede burada işte eğer ikisinide indexlemeye kalkarsa yazınız çift sayılmış oluyor ya ikisinden birini kayda alıyor yada hiç indexlemiyor.Konunuz değerini yitiriyor bir nevi çöpe gitmiş oluyor.

Gelelim nasıl önlem alacağımıza işte burada canonical kodu devreye giriyor biz bu kodu kullanarak asıl yazımızı işlevsel olanı budur diye google, yahoo ve microsoft'un arama motorlarına tavsiye edeceğiz onlarda yorumu pas geçecekler indexlemeyecekler peki nasıl yapacağız bunu?

Panelimize girip Yerleşim ->HTML'yi Düzenle kısmına geliyoruz her zamanki gibi "Widget Şablonlarını Genişlet" seçeneğini işaretledikten sonra F3'e basıp kodlarımız arasında

</head>

Kodunu buluyoruz.Bulduktan sonra hemen üzerine

<link expr:href='data:blog.url' rel='canonical'/>

Kodunu yapıştırıyoruz ve işimiz bitiyor.Böylece daha güzel indexlenmiş bir bloğa sahip oluyoruz.

Konuyla ilgili Daha detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz

Kolay gelsin...

İntikam Peşinde - Edge Of Darkness izlenimleri

Başrolde Mel Gibson'ın oynadığı İntikam Peşinde (Edge Of Darkness) hoş bir polisiye - Aksiyon filmi.Cehennem Silahı(Lethal Weapon) kadar yoğun aksiyon beklerseniz hataya düşersiniz.Aslında ben bol akiyonlu diye izlemeye başlamıştım ancak İntikam Peşinde ilerledikçe kazın ayağının öyle olmadığı ortaya çıktı bol bol dram öğeleriyle yoğurmuşlar fena da olmamış.Kızı rolünde ise Bojana Novakovic (Emma Craven) fena değil.Cast yaparken çok ünlü oyuncuları seçmemişler ama oyuncular tanınmamış diye kötü oynadıkları anlamına gelmez.Yönetmen Martin Campbell Senaryo William Monahan, Troy Kennedy-Martin, Andrew Bovell'in haklarını yememek lazım gayet güzel bir yapıt ortaya koymuşlar.Aslında bu filmi nasıl tanıtacağımı bilemedim İntikam Peşinde'yi anlamak istiyorsanız izlemeniz lazım.

Konusu:"Thomas Craven (mel gibson) cinayet masasında görevli bir dedektiftir.Bir gün uzun zamandır görmediği kızı (Bojana Novakovic) onu ziyarete gelir.Oturulur yenilir içilirken kızının ağzından burnundan kan gelir.Heyecanlanan Thomas (mel gibson) kızını hastaneye yetiştirme çabasıyla evden çıkarken üzerlerine ateş açılır ve kızı oracıkta can verir.Önceleri kendine yapılmış olduğunu sandığı bu saldırının aslında kızına yapıldığını anlaması uzun sürmez.Kızının intikamını almaya niyetlidir.Ancak bu iş sandığından daha zor olacaktır zira karşısında hükumete çalışan dev bir silah şirketi vardır."

İşte burada silahlar patlayacak kan gövdeyi götürecek diyorsunuz ama öyle olmuyor geçmişe dönmeler (flashback),kızının hayaliyle konuşması,anıların canlanması, yaşadığı açmazlar vs vs nerdeyse çatışma sahnelerini biraz daha azaltsak dram denebilecek yapıda.Esasında klasik amerikan polisiyesi diyesi geliyor insanın fakat değil, ilginç bir film.Bazen biraz sıkar gibi oluyor buna karşılık filmden kopamıyorsunuz.Şahsen mel gibson adını görünce biraz çıtayı yüksek tuttum sanırım.Hayal kırıklığı,kötü diyemem ama beklediğimden biraz daha alt düzeyde ancak izlenebilir.

Benden aldığı not:6.5 (izlenir)

İntikam Peşinde - Edge Of Darkness Filmden kareler




İntikam Peşinde - Edge Of Darkness Fragmanı