Zırvada çığır açmak

Yeni dönemin çakma aydınları gün geçmiyor ki yeni bir zırvaya imza atmasınlar, sağa sola yaranmak adına akıl ve mantığın sınırlarını zorlamasınlar.Bunlardan sonuncusu Hilal Kaplan namlı muhafazakar "aydın" hanımefendinin bayrak saçmalatması.

Hanımefendiye göre "Türk Bayrağı"nın adı değiştirilmeliymiş onun yerine "Devlet Bayrağı" denilebilirmiş.Sebep? Bu öneriye ancak şakaysa hiç komik değil ciddiyse çok komik denilebilir.Terbiyesizliğin vs (daha ağır yazmak istemiyorum) önde gideni aslında ama neyse konumuz bu değil.

Hani Türk kelimesi aslında bir etnisiteyi belirtmemesine rağmen muhtereme göre etnisite belirtiyor diyelim o zaman denilmesi gereken Türkiye bayrağı değil mi neden devlet bayrağı? Aaa pardon Türkiye'nin içinde de Türk kelimesi geçiyor nee kaaa faşizan bi isim o da etnik hemen onu da değiştirelim soralım hilal hanımefendiye devletin adı ne olsun heralde cevabı devlet olsun olur :) Bir etnisiteye ve coğrafyaya aitlik içermesin zira aksi durumda her türlü birileri alınır.

Bayrağın sadece adını değiştirmekte yetmez rengini şeklini de değiştirelim daha post modern bir hal alsın hatta Cemil İpekçi veya Dilek Hanif yeni bir tasarım yapsın acunun programında sms oylaması ile yeni bayrağa karar verelim olma mı?

Şimdi gülümsüyoruz mevzuyu espiriye vurup mavra yapıyoruz ama yaşananlar halka bir fikri aşılamaya çalıştıklarının kanıtıdır. Uzak olmayan bir gelecekte gerçekleştirlmesi düşünülen rejim değişkiliği için ön çalışma yapılıyor vatandaşın kafasında acaba daha mı yi olur sorusu uyandırılmaya çalışılıyor bilinen propaganda ve sosyal toplum mühendisiliği yöntemleri işte.

Deveti soysuzlaştırmak kimliksizleştirmek değerlerini ve temellerini yoketmeye çalışıyorlar bazı şeyleri daha kolay gerçekleştirebilmek için.

Kütçü ve islamcı cephe el ele memleketi ortadoğu tipi başkanlık sistemine sürüklüyorlar yavaş yavaş şimdi bayrak,yarın başkanlık öbür gün eylet sistemi derken bir bakmışsınız olan olmuş atı alan üsküdarı geçmiş.

Ne mi olacak peki e bi zahmet onu da ben söylmiyeyim az saksıyı çalıştırın ne olacağını anlayacaksnız.

Çanakkale içinde

Aslında geçen hafta tam 18 martta yazmam gerekiyordu bu yazıyı ama araya giren türlü aksilikler elimi kolumu bağladı. Bahanelerin arkasına saklanmak kendini kandırmak ne kadar kolay olsa da kafaya koyduğum şeyi yapmazsam benliğime ihanet etmiş gibi hissediyorum hazır bir pazar günü oturmuş kahvemi almışken bilgisayarın başına kurulmuşken yazıvereyim daha fazla aksatmadan dedim.

Daha önce aynı konseptle hazırlanmış "Doğa için çal" gibi bir çok yapımı burada paylaşmıştım bu sefer İstanbul Müziğin katkılarıyla, Kuzey Kumsal önderliğinde bir grup sanatçımız aynı şeyi Çanakkalede bu topraklar uğruna yapılabilecek en büyük fedakarlığı sergileyerek şehadet mertebesine ulaşmış tüm canlarımızın aziz hatıraları anısına "Çanakkale İçinde" türküsü ile yapmışlar.Dinlerken içinizde vatan sevgisi varsa yüreğinizde birşeylerin kıpırdadığını hissettiriyor, tüyleriniz diken diken oluyor hatta kendinizi kaptırırsanız gözlerinizin nemlenmesine engel dahi olamıyorsunuz...gayet başarılı.

Tüm şehitlerimizin ruhu şad, mekanları cennet olsun...

Dinleyin,dinletin...

Acı bir şaka içinde yaşamak

Dün Ankara'da acayip bir fırtına vardı öyle böyle değil.Ağaçlar yerinden sökülecek gibiydi uğultusuyla bile beni uyutmadı desem anlarsınız herhalde.Öğlene doğru yatakta debelenirken duvarların titrediğini hissettim peşi sıra acayip bir gürültü hasıl oldu kendimi alelacele yataktan dışarı attım noluyor diyerek.Salona geçtim pencereden baktım ki ne göreyim bizim çatı yerlerle yeksan hayatımda ilk defa oturduğum bir evin çatısı uçtu.Tam o sırada kapı çaldı bir baktım bizim peder bey bakkaldan gazete almaya çıkmış çatının düştüğü yerden 2-3 saniye önce geçmiş verilmiş sadakamız varmış vesselam.

Neyse efenim bu kadar benden haberler yeter asıl konumuza dönelim.Yazmayayım yazmayayım diyorum ama ne yapayım her gün yeni bir bomba patlatıyor memleketi yönetenler.Çalışan tek bireyin açlık sınırının 1.365 TL olduğu bir ülkede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı basının karşısına çıkıp 800 TL'lik asgari ücretle geçinilmez diye bişey yok diyebiliyor.Vatandaşla dalga geçmekten başka bişey değil bu.

Aslına bakarsanız haklı olduu bir tarafta yok değil eğer mini şehirlerden birinde yaşıyosanız kira olarak 100-200 TL size yetiyorsa, ısınma sorununuz devletin hibesi kömürle sağlanıyorsa, elektiriğiniz suyunuz kaçaksa kısacası beleş ya da devlete yaslanmış şekilde yaşıyorsanız 800 TL ile zor da olsa geçinilir. Ancaaak çalışan-üreten nüfusumuzun büyük bir çoğunluğunun yaşadığı lafta değil harbiden büyük bir şehirde yaşıyorsanız ortalama 400 TL kira 250-300 TL ısınma elektirik su telefon gibi masraflarınız varsa e birde işe otobüsle gidiyorsanız bu masraflardan sonra geriye size kalacak para kocamana bir "0" sıfır.Hele birde millete 3 çocuk yapın diye tavsiyede bulunmuyorlar mı ne desem bilemiyorum neyle doyacak bu çocuklar?

Sevgili bakanımız maşallah güzel kazanıyor Allah için onun kazancında gözüm yok ama kendisine 800 TL versek zaten yediğinden içtiğinden para alınmıyor bir ay değil sadece bir hafta geçinebilir mi acaba hiç zannetmiyorum denemesi bedava.Lafı geçtiğinde milletvekili maaşları yüksek diyen arkadaşlara söylediğim söz "derin olan kuyu değil kısa olan ip" çok olan milletvekili maaşı değil az olan sıradan asgari ücret ve biraz üzerinde kazananların maaşları.

***   ***   ***
Bir başka fecaat Gençlik ve Spor Bakanından geliyor kendisini protesto ettiği için gözaltına alınan öğrenciyi içerden çıkarttırdıktan sonra ikna odasında ikna etmeye çalışırken sarfettiği "Evrimi tabii ki sansürleyeceğim. Sen evrime mi inanıyorsun? Maymundan mı geldin? Yukarıda Allah var" diyor muhterem. Allahın varlığını gerekçe göstererek bilimsel bir teori olan evrim teorisini sansürlemeyi kendine hak bizlere reva görüyor.Gerçi evrim teorisinin ne olduğunu bilmediği de ortada insan bilmediği şeyi neden sansürlemeye çalışır ki.Önce aç bi oku bakalım evrim teorisine göre insan maymundan mı geliyor yoksa başka bişey mi?

Muhteremden bir başka inci daha Gençlik Treni var malumunuz web sitesinde "gençlerin seyahat etmeleri, akranlarıyla tanışmaları ve kaynaşmaları ve ülkemizin doğal ve tarihi güzelliklerini yerinde görmeleri" amacı taşıdığı belirtiliyor lakin iş icraata gelince muhterem kız ve erkek öğrencierin ayrı ayrı seyahat etmesi gerektiğini, kız ve erkek öğrencilerin bir arada olduğu bir trende güvenliği sağlayamayacağını beyan ediyor hatta istemeyen gelmesin diyor güler misin ağlar mısın? Zannedersin çocuklar seyahat etmeye değil birbirlerinin üzerine atlamaya, aşna fişne yapmaya geliyorlar oraya.Peki bu çocuklar kimle kaynaşacaklar kendi hemcinsleriyle mi? Koskoca spor organizasyonları yapabiliyorsun güvenlik açısından bir sıkıntı çıkmıyor ama bir trende kız ve erkek öğrencilerin bir arada ama farklı kompartımanlarda olduğu seyahatte güvenliği sağlıyamıyorsan ne denir ki pes demekten başka :) Muhterem birde olimpiyatlara talip olurda kazanırsak orada kadın erkek sporcular arasına sur mu çekecek aralarında bişeyler olmasın diye :)

Şaka gibi memleket buna benzer tonla beyanat var ve en acısı hala bu partiye %40-50 arası oy çıktığı görülüyor anketlerde topluca bir delilik yeşıyoruz herhalde başka bir açıklaması yok bu durumun...

Saksıyı çalıştırmak lazım

Her sabah olduğu gibi çayımı aldım ayaklarımı uzatıp gazeteleri karıştırırken gördüğüm bir haberle kafam allak bullak oldu şu memlekette biraz ün yapınca her türlü mesleği manipüle edebiliyorsunuz.Seren Serengil hanım kızımız şimdi de yaşam koçluğu işine soyumuş sanki daha önce el attığı işlerde pek muaffak oldu da geriye yaşam koçluğu kalmıştı ona da el atmış. Hanımefendi bebek sahilinde yürüken kendisini kıstıran gazetecilere ben artık yaşam koçu oldum keh keh keh benimle yürümek dört bin lira deyü buyurmuş "breh breh breh hey maşallah koççum benim" nidası dökülüverdi ağzımdan kendimi zaptedemedim.

Akabinde duran beynim dizel motor misali tor tor tor çalışmaya başladı yahu nasıl bi yürüyüş bu ne tür hizmetler sunuluyor ki sonunda dört bin törkiş liras bayılmaya değecek diye düşündüm ister istemez.Kuru bir yürüyüşse kimse kusura bakmasan değmez :)

Ne ala düzen yahu millet senelerce okuyup dirsek çürütsün mezun olduktan sonra it gibi ucu belirsiz mesailerle çalışsın yardırsın 3 kuruş kazanmak için hasbel kader şöhret yapmış birisi dandik bi seminerden 2 kıçı kırık sertifika alsın (aldığı da şüpheli ya neyse) hop bi anda beslenme ve spor danışmanlığı yapmaya başlasın.Ah be ablam bi aynaya baksan önce senin o danışmanlığa ihtiyacın var kendine faydan yok ki ele bi faydan olsun...

Gerçi bir dünya kerameti kendinden menkul tipleme türlü şarlatanlıklarla malı götürürken Seren Serengil yaşam koçluğu yapmış çok mu? 

Yoo dostum yoo bu zamana kadar arkadaşlara bedava verdiğim yaşam koçluğu hizmeti artık parayla.Dert anlatmak ve tavsiye istemek beleş değil bana da yazık yatır hesabıma bin gayme al aylık hizmetini, dönemlik kontratlarda indirim, toplu alımlarda iskontomuz da mevcuttur, yeni dönem kayıtlarımız başlamıştır vatana millete hayırlı uğurlu ola :)

Benden tavsiye boş durmayın saksıyı çalıştırın bir an önce şöhret olun bak millet kapıyor parsayı hazır düzen böyle devam ederken siz de küpünüzü doldurun öyle normal ücretli çalışmayla ne uzarsınız ne kısalırısınız...

Arıza

Kesin kanaat getirdim bu ara bende bi cenabetlik var.Gecenin bir yarısı tam dizi izlerken en heyecanlı yerinde laptop'un ekranının kararması başka nasıl açıklanabilir ki?

Birkaç gündür ekranın kenarında ufak tefek titremeler vardı emektarın eskiliğine ve voltaj dalgalanmasına yoruyordum öyle değilmiş. Ekran hepten gidince kardeşimin bilgisayarına çöktüm geçici bir süreliğine, başladım araştırmaya eldeki veriler ışığında iki seçenek vardı ya inverter (invertör)bozulmuştu ya da floresan.

Neyse efenim beni bi sıkıntı bastı zaten gidik olan uyku hepten kafdağının ardına kaçtı sabahı zor ettim.İkinci defa bilgisayarımın bir arızası karşısında elim kolum bağlı hissettim ilkinde elektrik voltajındaki sıkıntı sebebiyle antalyada anakartı yakmıştım :) Allahtan kardeşimin bi arkadaşı teknik servis o geldi aklıma hemen bağlantıya geçtik öğlen ona doğru bi yol aldım.Kontrol etti tam tahmin ettiğim gibi floresanlar hakkın rahmetine kavuşmuş. Hemen en yenilerinden çıkma bi lcd ekranla benimkine yer değiştirttik sorunu çözdük sıfır lcd ekran taktırsam en az 3 katı para ödeyecektim :) Yeni ekranın tek kusuru ufak bi çiziğinin olması o da nazar boncuğu olsun çok dikkatli bakmadıkça bişey anlaşılmıyor sıkıntı yok.

Kapağına 70 TL sıkışmış ondan çalışmıyomuş tek derdi buymuş çok şükür çıkardık da kurtulduk.

Şansa bak

Hani bazen bişeyi çok istersiniz ama son anda bir aksilik çıkar olmaz ya işte öyle bişey...

Dün uzun zamandır istediğim bir yemeği yaptırttım bizimkilere rica minnet,akşamı iple çektim ki şahane bir akşam yemeği yiyeyim.Herşey iyi güzel hoştu misafirler geldi muhabbet şamata onları uğurladıktan sonra sıra geldi yemeğe.Özene bezene sofra hazırlandı yemeklerin ısınması beklendi tam sofraya oturdum o da nesi şiddetli bir mide ağrısı başladı akabinde soğuk soğuk terlemeler dedim allahım sana geliyorum noluyoruz.Zorla da olsa sofraya oturdum sadece ve sadece 2 lokma yiyebildim.Kalktım sofradan mecburen bir dünya mide ilacı, nane limon ve ağrı kesicinin ardından pert olmuşum 2 saat kadar uyumuş kalmışım koltukta...Bugün acısını çıkarttım tabi :)))


Demek ki nasip değilmiş o lokmalar...

Değişim

İçtiğimiz sigarayı, yediğimiz yemek türünü, giydiğimiz ayakkabı markasını, hatta eve giderken kullandığımız yolu bile değiştirirken on sefer düşünüyoruz. Kolay mı değişime karar vermek uygulamak ve kabullenmek sonuçta hepimiz alışkanlıklarına bağlı olan varlıklarız.

Kaldı ki cinsiyet değiştirmek oy oy oy çok zor çok...

İş bu sebepten Nil Erkoçlar'ın durumunu hayretler içerisinde okudum (artık Rüzgar Erkoçlar olacakmış) cidden zor bişey yaptığı büyük cesaret sonuçlarının ömür boyu onu kovalayacağını bile bile.Artık ne ailesi,ne eski arkadaşları eskisi gibi olacak ne de hayatı.Muhtemelen dünyaya yeniden merhaba demek zorunda kalacak,çok çetin günler yaşayacak.Tabi mutlaka ölçüp biçmiştir olacakları hepsini göze almıştır neticede içinde bulunduğu durum bunalıma girip saçının rengini şeklini değiştirmek gibi değil.

Kendisine kızdığım tek nokta var bizim pasta -2 yazacak onun haricinde tercihine saygı duyuyorum :)

Rabbin tepesinden bakması gereken insancıklar

Hani bazı kötü tesadüfler hayırlara vesile olur ya geçen gün benim başıma bunlardan birisi geldi.

Facebook denen zımbırtıda bir dünya akrabam ekli iş bu sebepten kafama göre arkadaşlarla yazışamıyorum diye hayıflanıyorum ama iyi kötü eş dost akraba takibi yapabiliyorum.Bizim şehir dışında yaşayan akrabalardan bir kısmı meğerse geçen yılbaşı buradalarmış bizim ruhumuz duymamış.Eskiden dar gelirliyken bizimle aralarından su sızmazken sonra parayı görüp statü kazanan akrabamızın evinde toplanıp babalar gibi yılbaşı atraksiyonu yapmışlar.Kurulmuşlar sofranın başına ağalar gibi poz vermişler ve bunu facebookta yayınlamışlar uuu beybe.

Ulan amma çok akraba yazmışım tuhafıma gitti ama ne yapayım aramızda kan bağı olan bu vatandaşları tarif edebilmem için kullanmam gereken zaruri bir sözcük.

Neredeyse dibindeki bir haneye (arabayla en fazla 10 dakika) eşşeğin başı biz geldik diye sana haber dahi vermeden gelip çöreklenip eğleniyor akabinde yine haber vermeden usulca sıvışıyorsa ve senin bu insanlara karşı en ufak bir yanlışın olmamışken yaşanıyorsa bunlar insanın ağırına gidiyor yalan yok.

Aslında bu hususlarda pek gamsızımdır da bu defa çok koydu.

Gerçi içlerinden bazılarından beklenmedik bi ekşın değildi bu daha önce bizi yüzüstü bıraktıkları vakiydi.Antalyada yaşarken muhteremler bi dünya rica ettiler bize ev bulun diye bizde sözlerine güvenip onlara yatırım yapacakları bir ev bulmuştuk yaklaşık bir ay uğraşıp hatta pazarlığını bile yapmıştık ki arkadaşlara evin fiyatı yüksek gelmiş vazgeçmişlerdi.Ev sahibinin ve emlakçının karşısında kafamız eğik kalmıştı neticede adamlarda o kadar heveslenmişlerdi.

Neyse önemli değil ak koyun kara koyun belli oldu sonunda, kimin birazcık konfor için hiç düşünmeden bizi satabileceğini görmüş olduk.

Bir estetik faciası Valeria Lukyanova

Herşeyi anlıyorum da şu kendini bişeylere, birilerine benzetmeye çalışan insanlara bir mânâ veremiyorum.Hayır sizin doğal bi şekliniz şemaliniz yok mu arkadaş neden bu çaba? Kendinize ait bir kişilik sahibi değil misiniz? Neyin peşindesiniz, neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Hani elin yüzünden memnun olmazsın şekli şemali normalde olması gerekenden deformedir ya da yaş almışsınızdır ufak estetik müdahaleler normal ama ya Valeria Lukyanova gibi barbiye benziycem diye kendine kıyar mı insan? Ha benzedin noldu 3-5 gün şöhret sonra ne olacak peki zamanın etkisine karşı koyamadığında bedenin neye benziyeceksin farkında mısın? Valeria ablaya bakınca insanı cezbeden bir unsur bulamıyorum ben.Donuk, mat, anlamsız bakışlar ifadesiz bir surat kısacası ortada bir güzellik varsa korkarım bu benim algı eşiğim,güzellik anlayışım dahilinde değil.

Bi ara bi teyze vardı ecnebi adı aklıma gelmedi şimdi güzelleşicem derken onca Estetik Ameliyatından sonra döne döne güzel ve çirkin dizisindeki aslan adam vincent'e dönmüştü.Valeria ablanın sonu da muhtemelen ona benzeyecek birkaç yıl sonra.

Allah akıl fikir versin ne diyeyim :)

Hiç

Bu yıl benim açımdan 14 Şubat'ın 13'ünden ya da 15'inden pek bi farkı yoktu yanılmadınız geleneksel olarak Sevgililer Günü'nü boş geçiyorum kafam rahat :) Aslında çok umrumda da değil olsa da olur olmasa da epeydir bu mevzulara kafa yormayı bıraktım random yaşıyorum lakin her 14 şubatta sevgilisi olanların internette ya da gerçek hayatta sergiledikleri cıvıklıklardan illalah ettim görmemişin sevgilisi olmuş tutmuş bi tarafını koparmış gibi yapmayın arkadaş insanı ilişkiden aşktan meşkten soğutuyorsunuz tamam haklısınız içinizde bi çocuk var ama illa serbest bırakmak 14 şubat!ı beklemek ve o gün türlü şebeklikler yapmak zorunda değilsiniz ki.

Neyse kalın sağlıcakla 1-2 dizi izleyip kafamı toparlamam lazım bu ara çok yorgun zihnim...