Ne Mutlu Türküm Diyene

10 Ekim 2011 Pazartesi


Rutkay Aziz ve samimiyet üzerine

Bazen düşünüyorumda bizim insanımız biraz tuhaf gibi geliyor bana.Kendi hakkını savunana inanımaz bir öfkeyle söven başka bir millet var mıdır acaba? Böylesi zamanlarda atasözümüz "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar"ın bu topraklarda cidden yaşandığına kâni oluyorum.Antalya Altın Portakal Film Festivali ödül töreninde ülkemizde yaşanan yanlışlıklardan konuşan Rutkay Aziz'e bazı sosyal medya mecralarında abuk sabuk yüklenilmesini başka türlü nasıl izah edebiliriz ki?

Adamcağızın mesleğini icraa ederken aldığı rollerden tutun da geçimini sağlamak için oynadığı reklamları bile söylediği sözleri çürütebilecek bir doneleri olmadığından ad hominem yapmak için kullanan kelli felli, okumuş yazmış insanları gördükçe irkiliyorum.Sırf siyasi görüşleri farklı olduğundan yüzde yüz haklı olduğunu bildikleri bir konuda dahi Rutkay Aziz'e hak vermemiş olmak için akla hayale gelmeyecek ayaklara yatmaları, bahanelere sığınmaları yok mu ister istemez çileden çıkıyorsun.

Tabi alışmışlar sanatçının da yalakasının konuşmasına ciddi ve dik duruş sergilendiği zaman gocunuyorlar yaralarından.Aman ağam aman paşam demeyen birileri karşılarına çıktığında onca kalabalıklarına ve güçlerine rağmen ifade edemeselerde ölesiye tırsıyorlar.Herkes Ali Kemal olsun bir Hasan Tahsin daha çıkmasın istiyorlar.

Medya bastırılmış,susuturulmuşken televizyon programlarında ya da gazete köşelerinde hatta bloglarda yaşanan baskı ve zulme karşı kimse birşey diyemez, diyeninde anında kellesi kovularak,tazminat davalarıyla tırstırılarak ya da hapse tıkılarak alındığı bir dönemde birinin sesini yükseltmesi adaletsizliğin karşısında milyonlar izlerken dik durması takdir edilmesi gerekirken yeriliyor ya gördükçe,okudukça utanıyorum.

Hele hele haber kanalıyım diye geçinen şimdilerde hepten yalaka bir duruşa sahip bir medya kuruluşunun bu konuşmayı bile kesmeden yayınlamaya ödünün patlamasına ne demeli :)

Şimdi gel bu vatandaşların hak-özgürlük bağlamında samimiyetine inan bu zibidilerin seçtiği vekillerle yapılacak anayasanın ülkeye özgürlük getireceğini tahayyül et olur mu olmaz.

Rutkay Aziz'in konuşmasının videosu ve tam metni



Ben biraz değişik konuşacağım, izninizle...

Öncelikle 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin, başta başkanı olmak üzere, tüm yaratıcılarını, tüm emekçilerini, Çağdaş Sinema Oyuncular Derneği adına en içten duygularımla selamlıyorum. Ayrıca bu festivalde yarışan arkadaşlarımızı, onların tüm yaratıcılarını, emekçilerini yürekten selamlıyorum.

Ama asıl önemli olan bir olay da, sayın başkanın da (Anlatya Büyükşehir Belediye Başkanı) değindiği gibi, 1979-80 yılında yaşanılan sansür ve darbe döneminde ödüllerine ulaşmamış arkadaşlarımızın 30 yıl sonra bu ödülleriyle buluşmalarıdır.

Bu çok ciddi, tarihî, örnek alınacak bir adımdır. Dilerim bu dönen dünyamızda; faşizm ve darbe sürecinden geçmiş ülkelerin sinemacıları da bunu örnek alarak bu tarihi adımı onlar da kendi ülkelerinde paylaşırlar.

Onun için de, o ödül sahibi arkadaşlarımı... Ne yazık ki aramızda Ömer Kavur yok, Zeki Ökten yok. Onlar da ışıklar içinde yatsınlar. Bu anlamda da -dernek olarak- tekrar yürekten kutluyorum.

Bana verdiğiniz ödüle gelince...

Lütfettiniz, teşekkür ederim. Dilerim hak etmişimdir; dilerim yaşadığım sürece de hak etmeye çalışırım. Ola ki, moda deyimle, bir döneklik ya da sapma olursa bu verdiğiniz ödülü özgürce geri alma hakkına da sahipsiniz!

Gerçek sanatçılar, ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür. Benim Türkiye'min gerçeklerine tanık olduğum olay; hukukun üstünlüğünün yittiği, adaletsiz bir kalkınma gidişinin hızla yol aldığı, "parasız eğitim" diye pankart açan genç arkadaşımın 16 ay tutuklu kalması ama Şili'de o çocukların devrim yapması...

(Burada, yaklaşık 45 saniyelik uzun bir alkış tufanı kopuyor.)

Burada festival "KADIN"ı tema alyor; dünyanın hiçbir yerinde kadın, çocuk, bu kadar cinayete, tacize maruz kalmıyor.

Goethe'nin dediği gibi, "Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir." Bu da benim üklemin bir gerçeğidir. Dünyanın gerçeğine dönüyorsunuz: savaş çığlıkları, açlık, işgal, sömürü! İşte gerçek sanatçılar bunlara tanık olmakla yükümlüdürler...

Ve şuna inanıyorum ki, sinema -Şarlo'nun (Charlie Chaplin'in) dediği gibi- gerçek anlamıyla bir barış sanatıdır. Ve sinema kendi içindeki o "barış" içeriğini koruyarak, hem Türkiye'ye, hem de dünyaya demokrasi, özgürlük, barış ve insanlığa katkı sağlayacaktır.

Bu festivalin de bu katkıyı sağlamasını diliyor, hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.


Konuşma videosu ve metni beyn.org'dan alınmıştır

3 Yorumgaçlı Okurcan:

Mia Wallace on 10 Ekim 2011 15:21 dedi ki...

bence gayet güzel konuşmuştu. karşıt şeyler söylenmesini anlamıyorum

Jade on 10 Ekim 2011 16:55 dedi ki...

Saygıdeğer Rutkay Aziz'in konuşmasını dinledim. Konuşma biter bitmez verdiğim tepki "Helal olsun." oldu. Bu kadar sindirilmişken hem seyirciler hem sahnedekiler; çıkıp böyle korkusuzca konuşanları görünce ayağa kalkıp alkışlamak istiyorum.

cemo on 11 Ekim 2011 15:22 dedi ki...

@mia sorma bende hiç anlayamadım bu tipleri

@memento mori aynı hisleri bende hisettim

Yorum Gönder

Dök içinden geçeni

Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa