Kısaca tanımlamak gerekirse parası olanların sözünün geçtiği yönetim şeklidir.Yurdumuz 1950'den bu yana parakrasiyle yönetilmektedir.Parakrasi terimi Prof.Dr Osman Altuğ tarafından uydurulmuştur Osman hocayı severim çok doğru tespitleri vardır , halkın anlayabileceği dilden anlatır ekonomiyi ve siyaseti.Günümüzde yaşananlar osman hocanın ne derece haklı olduğunun kanıtıdır.
Paranız kadar adalet,paranız kadar hayat hakkınız bulunmakta,paranız kadar insan sayılmaktasınız.Dolayısıyla siyasetide parası olanlar yönlendirmektedir,toprak ağaları,tarikat liderleri gibi aslında demokrasiyle yakından uzaktan alakası olmayan feodal ve teokrat yapıların baş aktörleri yönetimde söz sahibidir.Böyle oluncada halkın iktidarı yönlendirmek gibi bir şansıda olmamakta geniş halk kitlelerinin sözleri dertleri tasaları gündeme gelmemektedir.
Gerçi bu yönetimdeki garabetin baş sorumlusu yine halktır parası olanın devleti soymayacağı düşüncesi yaygındır oysa yaşananlar ortaya koymaktadır ki zengin olan iktidardayken ülke daha çok soyulmaktadır.Dar gelirli insanların dertleri onlar için sadece seçim zamanı hatırlanacak seçim malzemeleri olmaktadır.Seçimden önce kaçak yapılara izin verilmesi,vergi ve ruhsat afları,dağıtılan yiyecek malzemeleri ile ayni ve nakti yardımlar ile halk oyalanmaktadır.Üretime yönelik olmayan sahte yatırımlarla göz boyanmakta,ulaşılması zor sahte hayaller (AB) gibi gündem meşgul edilmekte, ekonomik verilere ait rakamlar bir gecede altüst edilip hayali milli gelirler yaratılabilmekte (bir gecede %30 milli gelir artışı) enflasyon varolanın yarısına çekilebilmektedir.
Parakrat yönetimler üretimide sevmezler,dolayısıyla işçi ve emekçi haklarıda onlar için teferruattan öteye gitmez.Bu günlerde 1970 lerden daha aşşağıdaki sendikalaşma oranı parakrat yönetimlerin sendikalaşmayı sevmediklerinin oldukça belirgin bir kanıtıdır.İşçi memur gibi çalşıanların sosyal hakları sadece budanması gereken devlete maddi külfetler olarak nitelendirilmekte her fırsatta bu haklar budanmaktadır.Özel sektör yani parakrasinin diğer ayağı işadamları da çalışan haklarından hazzetmez heleki sendikalı işçiden nefret ederler.Zira sendikalı işçi kolaylıkla korkutulamaz işten atılmakla tehdit edilemez.Sizin başınızada gelmiştir başvurduğunuz işlerde sendikaya üyemisiniz diye sorulabiliyor ve bu işe alınıp alınmamanızda önemli bir etken olabiliyor.
Parakrat yönetimler ücretsiz ve adil eğitimide sevmezler.Fakir insanlara gereken yatırım yapılır belirli bir kültür ve eğitim seviyesine çekilirse kolayça sömürecek ve kandıracak oy depoları ellerinden gidecektir.Üniversite açarlar eğitim yapacak eleman yoktur okul açarlar öğretmeni olmaz,öğretmen ve eğitmen bulunur donanım eksiktir vs vs...
Parakrasilerde gelir adaletsizliği mevcuttur.Ülkeniz ne kadar zenginleşirse zenginleşsin hakça dağıtılmadığından zengin ve fakir arasındaki fark gittikçe açılır.İşçi memur gibi ücretle çalışanların (sabit ve dar gelirli) gelirleri zamanla erirken üretim yerine faizle geçinen zenginlerin varlıkları her geçen gün katlanarak artar.Ülkemizde En zengin %5 milli gelirin %50 den fazlasını alırken en fakir %5 ise milli gelirin %4 ü kadar gelir elde edebilmektedir.(Son 2 yıldır TUİK nedense Bölgelere göre Milli gelir dağılımınıda açıklamıyor açıklanan rakamlarında ne kadar güvenilir olduğu kuşkuludur.)
Bu garip ve adaletsiz yönetimin değişmesi için siyasi partiler kanunun değiştirilmesi halkın sesinin duyulması için partilerdeki lider sultasına son verilecek yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir....Öncelikle siyasetin kurumları partiler demokratlaşmalıdır ki hayatın her alanında adalet ve hakça paylaşım egemen olabilsin.
12 Aralık 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorumgaçlı Okurcan:
Yorum Gönder
Dök içinden geçeni