Ankarada yaşadıklarım arasında en ilginç olanı ilk aşkımla karşılaşmam oldu.Tee küçücüktük o zamanlar elimizde gazoz kapakları,misketler oyun çağı .Hemen hemen tüm ilklerimi onunla yaşamıştım el ele tutuşma öpüşme cart curt gibi çocuk masumiyeti çerçevesinde.Yıllar boyu aynı mahallede yaşadık o zamanlar ne vakit karşılaşsak aklıma o günler gelirdi.
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra kuzenimin kına gecesi organizasyonunda yeniden aynı ortama düştük aman tanrım bir insan bu kadar mı değişir.Sima yine aynı fakat endamın yerinde yeller esiyor birazcık(epeyce) toplu hale gelmiş.Gerçi eski sevimliliği yerinde duruyor ancak cazibesini tamamiyle yitirmiş.Kına organizasyonunda yeterince amelelik getir - götür işi yaptıktan sonra oturup iki satır konuşma fırsatımız oldu evlenmemiş,üniversiteye de gitmemiş sordum muzipçe "Ev kızı mı oldun hepten?" diye, gülümsedi hayır geziyorum evde pek durmuyorum dedi.Biraz daha konuştuktan sonra içim ılık lılık oldu hüzünlendim onun haline(Kendi halime de hüzünlensem bir ara fena olmayacak).Evlenmiş çoluk çocuğa karışmıştır diye düşünüyordum.Yıllar ne çabuk geçmiş tesadüfe bakın ikimizde evlenmemişiz.Telefonunu bile almadım fazlada duramadım yanında belkide böylesi daha iyi oldu.Ondan sonra hiç yapmadığım bir şey yaptım ablama ilk aşkımın kim olduğunu söyledim benden beklenmeyecek birşeydir bu,genelde çok ketum bir insanımdır,ablam hayretler içinde kaldı olum manyakmısın zengin kız nasıl kaçırdın elinden dedi, tuhaf bir ifadeyle bakakaldım, zenginliği çokta umrumdaydı sanki....
Aman be pek bir duygusal oldum bu aralar 30 yaşın getirdiği tuhaf bir hal bu, hemen her halta duygulanmak.Kader bu kimine kavun kimine kelek Allah bilir diğer aşklarım ne alemdedirler.
31 Temmuz 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorumgaçlı Okurcan:
Yorum Gönder
Dök içinden geçeni