Çok güzel heveslerlerle yola çıkmıştım,otobüse binip Ankara yollarına düştüğümde sanki karada değil havada gidiyordum doğup büyüdüğüm şehre.Yol altımdan kayıyor yatağında akan bir nehir misali sessizce kendinden emin bir şekilde gidiyordum.Umutla dolu olarak...
Vardığımda pek çok şeyin değişmiş olduğunu gördüm.Demekki doğruymuş değişmeyen tek şey değişimin kendisiymiş.Ne Ankara benim bıraktığım şehirdi artık ne de ardımda bıraktığım insanlar.Hepsi değişmişlerdi,gerçi Ankara'ya böyle uçarak gitmemi sağlayan yegane insanla konuşmuyor olsakta belki bir an olsun onunla görüşme umudum vardı benden haber alabileceği tüm kanallarda ne zaman orada olacağımı öğrenebilirdi.Boş yere yıllarımı böylesi vefasız bir insana güvenerek harcamışım diye hayıflandım.("Ben, senin benimle Tunalı Hilmi caddesine gelebilme ihtimalini seviyordum" diyorum sadece)Eğer benim yerimde o olsaydı bir yolunu bulur onunla görüşürdüm.Ölümlü dünya sonuçta bu gün varız yarın yokuz son bir sefer görebilmeyi isterdim eski bir "sözde"dostumu.
Özlemle gezesim olan mekanların çoğunu gezdim,eski mekanların açık olması sevindiriciydi,ancak özgürce ve rahat bir şekilde gezemedim yanımda yurtdışından gelen akrabalarımda vardı onlara uymak zorunda kalmak beni bir hayli kısıtladı,tadına varamadım gerçi varılacak bir tadıda kalmamıştı ,Yüksel caddesi dışında (sokakta müziklerini icra edip gösteri yapan grup çok sevimliydi tipleri dışında elemanlar resmen mağara adamıydı insan azcık saçına sakalına dikkat eder) yabancıladım şehrimi itici geldi nedense yıllarca yollarını,sokaklarını arşınladığım memleketim başka bir kimliğe bürünmüştü.Belkide umduğumu bulamamak bu hale getirdi.
Aman neyse bitti gitti uzun uzadıya yazma isteği yok içimde aslında yazılabilecek o kadar çok şey varki yazsam en inceayrıntıya kadar hatırlayacağım, yeniden yaşayacağım yine keyfimin derecesi sıfırın altına düşecek.En güzeli mazide kalmalarını sağlamak.
27 Temmuz 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorumgaçlı Okurcan:
Yorum Gönder
Dök içinden geçeni