Fenerbahçe'nin başına gelen bunca illetten,zilletten sonra şampiyon olmanın keyfini çıkartıp, tadını yaşamak varken hangi insan gider GS Store'u yağmalar neyin kafasını yaşıyorsunuz siz arkadaşım anlamak mümkün değil. Ne olduğunuzu söyleyin bilelim holigan mısınız, vandal mı ona göre muamele edelim bundan sonra.
Bu tip insanlar yüzünden ciddi ciddi soğudum futboldan.
Olayın failleri yakalandıktan sonra ortaya çıkıyorki yarısına yakını hırsızlık vs suçtan sabıkalı tamam hadi onların mesleği bu her türlü kılıfta çalacak etrafında toplanan yüzlerce taraftara ne demeli? İçlerinden bir allahın kulu çıkıp hop bilader napıyosunuz burada demiyor, polise haber varmiyor ya da taraftarlar neden olayın gidişatını görüp yağmacıları yalnız bırakıp mağazanın etrafından çekilmiyor delirecek gibi oluyorum düşündükçe.
Karşındaki ezeli ve ebedi rakibinin mağazası düşmanınızın değil yarın öbürgün galatasaray taraftarı benzer misillemede bulunsa bunun sonu gelir mi? Sporda sadece rekabet olur düşmanlık yapılmaz öğrenin artık sonuçta hepimiz bu vatanın evlatlarıyız ailemizde arkadaş çevremizde hiç mi galatasaraylı yok onlara da mı düşman kesiliyorsunuz yani pes vallahi pes
Ya mağaza önünde yakılan o malzemeler yüzünden binada yangın çıksaydı insanlar yaralanıp ölseydi bunu vicdanınıza nasıl yedirecektiniz?
Ha eğer kafanızdaki taraftarlık böyle birşeyse milleti dövmek, mağaza yağmalamak vs batsın sizin taraftarlığınız da insanlığınız da bir Fenerbahçeli olarak utanıyorum hepinizden.
Ağzımızın tadıyla bir şampiyonluk yaşatmadınız...
29 Nisan 2014 Salı
22 Nisan 2014 Salı
Yeni dizi Salem güzel bir başlangıç yaptı
WGN America'da yayınlanmaya başlanan Salem daha birinci bölümde beni benden aldı. Uzun zamandır ilk defa bu kadar izleyeni içine alan bir yapımla karşılaşmamıştım. 1600'lerin Amerikasında Salemde yaşanan cadı avını ve bu avın insanlar üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi adeta gözümüze sokan muhteşem bir atmosfere sahip. O zamanlar cadılıkla suçlanmak kesinlikle ölüm anlamına geliyor zira itiraf ederseniz asılarak, yakılarak öldürülüyorsunuz ya da size zorla itiraf ettirene kadar işkence ediyorlar tabi bu işkence sırasında ölmenizde gayet doğal. Göstermelik mahkemelerde masumiyetinizi ispata imkan vermeden rezilce yargılıyorlar Engizisyondann pek bir farkı yok anlayacağınız
Okuduklarıma göre ilk bölüm sadece benim alakamı çekmemiş yayınlandığı ülke Amerika'da da bir hayli teveccüh göstermişler. Umarım devamını da böyle başarılı olarak getirirler zira bu aralar piyasaya çıkan diziler çok yetersiz ağız tadıyla izlenecek pek az yapım var.
Öyle çok tanınan oyuncuları yok başrollerde Shane West (John Alden) ve Janet Montgomery (Mary Sibley) yer alıyor.
Kısacası benden tavsiye vaktiniz varsa mutlaka izleyin en azından ilk bölümü, aynı çizgiyi gelecek bölümlerde de sürdürürlerse yeni bir bağımlılığımız olacak demektir ;)
Keyifli seyirler.
16 Nisan 2014 Çarşamba
İnsan gerçekten hayret ediyor
Aslında yazmak istediklerim bambaşkaydı ama bu köşe yazısını okuduktan sonra anlamsız geldi Mehmet Y. Yılmaz'ın affına sığınarak yazısından bi parça paylaşacağım paylaşmazsam içimde ukde kalır :)
Bu arada meclisten geçirilmek üzere olan yeni yasa sayesinde muhteremlerin muhalefeti suçlamakta kullandığı baasçı bunlar tezi de tarih oluyor zira kendi elleriyle bir baas rejimi kurmaya başladılar eskiden suriye için söylenen şakayla karışık bir söz vardı "Her 10 suriyeliden 11'i el muhaberat elemanıdır." diye sayelerinde yakında bizim için de benzer cümleler kurulmaya başlanırsa şaşırmayacağım.
Müsrif Merkel’e benden bir hayat dersi
FEDERAL Almanya Başbakanı Angela Merkel, paskalya tatili için her zaman olduğu gibi yine İtalya’ya, Napoli’ye gitmiş.
Pompei kalıntılarını gezerken çekilmiş bir fotoğrafı gazetelerde yayımlandı.
Üzerinde kanvas bir pantolon, bir ceket ve beyaz tişört var.
Pompei müzesinin müdürü, gezisi sırasında kendisine eşlik etmek istemiş.
Merkel bu öneriyi “Resmi gezide değil, tatildeyim, sıradan bir turistim” diyerek geri çevirmiş.
Eşi, bir arkeolog arkadaşı ve iki korumasının 55 Euro tutan giriş biletlerini de kendisi satın almış ve ödemiş.
Zaten tatilini geçirdiği otelin oda ücretini de kendisi ödüyormuş. Tam pansiyon mu, oda-kahvaltı mı, onu öğrenemedim ama.
Bize ne kadar uzak bir durum!
Bir kere koskoca Başbakan iki koruma ile mi gezer?
Bunun ambulansı, önde iki araba, arkada üç araba koruması nerede?
Olur da sağdan soldan protesto gelirse, onları döverek karakola çekecek bir ekip daha gerek.
Ayrıca Başbakan dediğin, elini cebine atar mı? Elini parayla kirletir mi?
Merkel, meteliğe kurşun atarken, bizimkilerin evlerinden milyon Euro’lar taşmasının nedeni bu işte.
Bizimkiler tutumlu, Merkel müsrif!
55 Euro oraya, 750 Euro buraya dağıtırsan, elde para kalır mı?
Ondan sonra elde para kalmayınca gidip ucuz kanvas pantolonlar giyiyor tabii.
Almancada “kendi zenginini yaratmak” diye bir kavram da olmadığı için kendisine ne Hermes çanta hediye ediliyor, ne Chanel cüzdan. Bir Bottega bile alamıyor.
Bu işte Almanya da suçlu tabii! O kadar Alman’dan bir Rixos çıkmamış!
Oysa bak bizimkilere: Tutumlu davranıyorlar!
“Sıfırlamak için” bütün yakın akrabaların evi seyyar kasa gibi kullanılıyor ama elde “babacığımın” 30 milyon Euro’su kalakalıyor!
Sıfırlamak için mecburen gidip ev alıyorlar!
Ne oluyor, hop o evler de değer kazanıyor, al sana yeni para kaynağı!
Birisinin Merkel’e “Damlaya damlaya göl olur” atasözümüzü öğretmesi lazım.
Baskıyı durdurun! Aklıma başka atasözü geldi!
“Bal tutan parmağını yalar”ı öğrense acaba daha mı iyi olurdu?
Bu arada meclisten geçirilmek üzere olan yeni yasa sayesinde muhteremlerin muhalefeti suçlamakta kullandığı baasçı bunlar tezi de tarih oluyor zira kendi elleriyle bir baas rejimi kurmaya başladılar eskiden suriye için söylenen şakayla karışık bir söz vardı "Her 10 suriyeliden 11'i el muhaberat elemanıdır." diye sayelerinde yakında bizim için de benzer cümleler kurulmaya başlanırsa şaşırmayacağım.
7 Nisan 2014 Pazartesi
Pamir bebek ve Türk toplumunun vicdanı
Gündemle ilgili birşeyler yazacaksam eğer sıcağı sıcağına değinmekten çekiniyorum ister istemez insan maksadını aşan ifadelerde bulunup sonradan pişman oluyor. Ancak Pamir Bebekte (Pamir Dikdik) durum tamamen farklı oldu zira sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla toplumumuzun bir kesiminin nasıl ahlâkını yitirdiğini, habisleştiğini görünce emin oldum ki zaman ilerledikçe öfkeme yenik düşüp çok daha ağır şeyler yazacağım, vazgeçtim.
Artık karşılıklı olarak acılarımızı paylaşmak yerine körüklemeyi, yaralara tuz basmayı tercih ediyoruz. Kuşkusuz siyasetçilerimizin kamplaşma konusundaki büyük katkıları yadsınamaz ancak bizim hiç mi payımız yok bu hususta? Adeta vicdanımız, yüreğimiz kurumuş, yavaş yavaş aynı evde yaşayan kanlı bıçaklı kardeşlere dönmüşüz.
Hayatını kaybeden el kadar bebeğin yasını tutmak varken bu acı ölümü bile komplo teorileriyle süsleyen, ailesinin mezhebini öne sürerek ötekileştirmeye çalışıp insanlıktan çıkan hatta ölümü bahane ederek köprü protestosu yeni bir gezi direnişi yapmaya çalışacaklar gibi beyin yerine tek hücre sahibi varlıkların bile inanmayacağı saçmalamalarda bulunanları gördükçe asabım hepten bozuldu.
Gözümün önünde araf suresi 179'da tarif edilenler belirdi "Cehennem için de insanlardan ve cinlerden pek çok kimse yarattık ki onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar, gözleri vardır onlarla görmezler ve kulakları vardır onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibi hatta daha aşağıdırlar. İşte bunlar gafillerdir."
Hele bazılarının yazdıklarını okuyunca sadece ailelerine üzüldüm Allah şeytana bile azap edecek olsa böyle evlat vermez.
Gerçi gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin ardından yazdıkları hâlâ hafızalarımızdaki yerini koruyor hadi onlar protesto göserisinde hayatını kaybetti diye öfke saçmalarını bir nebze anlıyorum zira devlet ellerinde ve devleti koruma kollama hissiyatı içinde bir takım hezeyanlarda bulundular ama bu el kadar bebenin ne günahı vardı iki dua okuyup (o kadarını da bildiklerini zannetmiyorum ama) bir rahmet dilemek bu kadar zor geldi o kararmış yüreklerine.
Yine aynı tipler internette mısırda idam cezası almış göstericiler için bizlerden destek beklediklerini beyan ediyorlar ulan sen kendi ülkende gösterilerde hayatını kaybedenlere ne reva gördün ki elin mısırlısı için bizden neyin desteğini bekliyorsun demek var ama neyse sakin kalacağım.
Onlara söylemek istediğim tek şey "Bu utanç sizlere ömür boyu yeter" bir süre geçtikten sonra dönüp yazdıklarınıza bakınca içinizde hâlâ insanlıktan zerre kalmış ise utanırsınız ha eğer o zaman dahi utanmıyorsanız...
Artık karşılıklı olarak acılarımızı paylaşmak yerine körüklemeyi, yaralara tuz basmayı tercih ediyoruz. Kuşkusuz siyasetçilerimizin kamplaşma konusundaki büyük katkıları yadsınamaz ancak bizim hiç mi payımız yok bu hususta? Adeta vicdanımız, yüreğimiz kurumuş, yavaş yavaş aynı evde yaşayan kanlı bıçaklı kardeşlere dönmüşüz.
Hayatını kaybeden el kadar bebeğin yasını tutmak varken bu acı ölümü bile komplo teorileriyle süsleyen, ailesinin mezhebini öne sürerek ötekileştirmeye çalışıp insanlıktan çıkan hatta ölümü bahane ederek köprü protestosu yeni bir gezi direnişi yapmaya çalışacaklar gibi beyin yerine tek hücre sahibi varlıkların bile inanmayacağı saçmalamalarda bulunanları gördükçe asabım hepten bozuldu.
Gözümün önünde araf suresi 179'da tarif edilenler belirdi "Cehennem için de insanlardan ve cinlerden pek çok kimse yarattık ki onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar, gözleri vardır onlarla görmezler ve kulakları vardır onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibi hatta daha aşağıdırlar. İşte bunlar gafillerdir."
Hele bazılarının yazdıklarını okuyunca sadece ailelerine üzüldüm Allah şeytana bile azap edecek olsa böyle evlat vermez.
Gerçi gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin ardından yazdıkları hâlâ hafızalarımızdaki yerini koruyor hadi onlar protesto göserisinde hayatını kaybetti diye öfke saçmalarını bir nebze anlıyorum zira devlet ellerinde ve devleti koruma kollama hissiyatı içinde bir takım hezeyanlarda bulundular ama bu el kadar bebenin ne günahı vardı iki dua okuyup (o kadarını da bildiklerini zannetmiyorum ama) bir rahmet dilemek bu kadar zor geldi o kararmış yüreklerine.
Yine aynı tipler internette mısırda idam cezası almış göstericiler için bizlerden destek beklediklerini beyan ediyorlar ulan sen kendi ülkende gösterilerde hayatını kaybedenlere ne reva gördün ki elin mısırlısı için bizden neyin desteğini bekliyorsun demek var ama neyse sakin kalacağım.
Onlara söylemek istediğim tek şey "Bu utanç sizlere ömür boyu yeter" bir süre geçtikten sonra dönüp yazdıklarınıza bakınca içinizde hâlâ insanlıktan zerre kalmış ise utanırsınız ha eğer o zaman dahi utanmıyorsanız...
31 Mart 2014 Pazartesi
Başka bir devlet mi kursak napsak :)
Sekiz kişinin öldüğü, onlarca kavganın yaşandığı, yüzlerce hile hurda tutanağı tutulan neredeyse Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek katılımlı seçiminin ardından ortaya çıkan manzara şudur; halkımızın %45'i için ortaya çıkan yolsuzlukların, hırsızlıkların, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, en ufak hak arayışında ya da gösteride kafaya cop, surata biber gazı yemenin, hunharca atılan dayakların, hatta devlet eliyle katledilmenin bir önemi yokmuş.
Kısacası özgürlük, demokrasi, insan hakları falan fasa fisoymuş.
En önemlisi bazı yerlerde ayyuka çıkan hileyle elde edilen sonuçlara da kimse benden saygı duymamı beklemesin.
Kısacası özgürlük, demokrasi, insan hakları falan fasa fisoymuş.
En önemlisi bazı yerlerde ayyuka çıkan hileyle elde edilen sonuçlara da kimse benden saygı duymamı beklemesin.
21 Mart 2014 Cuma
Twitter mivitter
Baş muhterem seçim meydanından kükredi "Mahkeme kararı çıktı. Twitter mivitter hepsinin kökünü kazıyacağız. Uluslararası camia şöyle der böyle der hiç ilgilendirmiyor. Türkiye Devleti'nin gücünü görecekler." akabinde aynı gece twitter engellendi 21.yüzyılın Türkiyesinde. Şimdi başmuhterem'in sözlerindeki anlamsızlıklara takılmayalım dersem olmaz. Daha baştan ofsayta düşüyor zira twitter'in toptan kapatılmasına dair herhagi bir mahkeme kararı yok bu adli değil tamamiyle TİB'den kaynaklı idari bir karar. İkinci olarak 15.yy'da orta afrikada yaşayan bir kabile devleti değilsin ki dünya umruna olmasın baştan ayağa dünyaya entegre olmuş bir devletin yöneticisi olan bir zat böyle afaki sözler sarfedemez inandırıcı olmaz ama kendisinin hitap ettiği kitle için pek bir önemi yok ne de olsa muhterem bir bismillah, bir allah dedi mi herşeyi unutuyorlar :) Üçüncüsü bir siteyi yasaklamakla güç gösterilmez bilakis karşınızdakine olan acziyetinizi ortaya koyar aklı başında, gün görmüş birine böyle bir söz sarfederseniz afedersiniz size mabadının yanaklarını ayıra ayıra güler.
Kendisinin umrunda olmayan dış dünya tabi bu saçma sapan yasağa karşı kayıtsız kalamadı yoğun tepkiler gelmekte gecikmedi hatta pek çok yerde mavra malzemesi olarak kullanıldı. İtibarını arttırdığını söylediği Türkiye yasaklar konusunda Çin'in hemen yanıbaşına demirledi hali hazırda özgürlükler konusunda pek parlak olmayan sicilimiz hepten yerle yeksan oldu.
"Ülke güvenliği sözkonusu" bahanesiyle isterseniz insanların yolda tek ayak üzerinde yürümesine dair kararlar bile alabilirsiniz zira ucu açık bir söylem kime göre neye göre ülke güvenliği? Bana kalırsa twitter üzerinden hızla yayılan tapelerin seçime ramak kala geleceği söylenen en sarsıcısını millet duymasın bilmesin diye yapılmış bir hamle ama yasaklarla yaşamaya alışmış bizim kullanıcıları pek etkilemedi aksine kullanıcı ve tweet sayısında gayet anlamlı bir yükseliş olduğuna dair rakamlar dolanıyor ortalıkta. Ne de olsa bu yasağı delmek sadece dns değiştirmeye bakıyor 30 saniye bile sürmeyen bir işlemden sonra tüm yasaklı sitelere rahatlıkla girebiliyorsunuz
Sonuçta bu günlerde gelip geçecek ama bizlere yaşatılanlar ve reva görülenler asla unutulmayacak.
13 Mart 2014 Perşembe
Sonsuza dek çocuk kalanlar
Sadece 14 yaşındaydı bir gaz fişeğinin isabet etmesiyle komaya girdiğinde ve 269 gün sonra gözlrini yumduğunda 15 yaşındaydı berkin. Sen, ben, o hepimiz aynı tehtidin altında yaşıyoruz farkındaysan sevgili okurcan. Sevgilinin elini tutup gezmeye gittiğin yerde veya kafan dağılsın diye sokağa çıktığında aniden bir gösterinin ortasında kalıp gerçekten kafan dağılabilir bir fişekle ya da bir ekmek almaya niyetlendiğinde sokakta Berkin Elvan gibi.
O kadar keskin köşelere sahip olmuşuz ki birbirimize karşı, küçücük bir çocuğun yitip gitmesinin ardından rahmet okuyamayan, bunun kasıtlı yapıldığını savunan, hatta söven insanlar bile gördü bu gözler. İnsanın nutku tutuluyor yahu bir avuç çocuk ölen nasıl bir kin nasıl bir nefret ki bu insanı rahmet okumaktan alıkoyan ve dahi ardından küfrettirecek kadar insanlıktan uzaklaştıran. El İnsaf...
Nazım Hikmet'in Kız Çocuğu şiirinde dediği gibi;
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.
Bizi düşman edenlerin keyfi yerinde nasıl olsa kendi evlatları korumalarla, zırhlı araçlarla geziyor, bizim maruz kaldığımız tehlikelerin zerresini barındırmayan elit mekanlarda takılıyorlar. Tek dertleri borsaya bişey olup olmadığı enseleri kalın nasıl olsa paraları da sıfırladıkları için rahatlar.
Ya berkinin katilleri nerede nasıl uyuyorlar başlarını yastığa koyunca ya da uyuyabiliyorlar mı acaba? Şimdiye kadar çıkıp ben çektim o fişeği atan silahın tetiğini diyen çıkmadığına göre uyuyabilecek genişlikte bir vicdana ahlâka sahipler. Aradan aylar geçti soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı mobese yok, güvenlik kamerası kaydı yok ifadesinde orada olduğunu bile kabul eden yok yok oğlu yok... Kim bu silahın ucundaki el ta fizandan atılmadı ya bu ama devletin olayı aydınlatmak gibi bir niyeti yok daha önceki cinayetleri gibi bunu da örtecekler ya da sürüncemede bırakıp en sonunda birinin üstlenmesini emrettikten sonra hikayeden cezalarla kurtulmasını sağlayacaklar...
O kadar keskin köşelere sahip olmuşuz ki birbirimize karşı, küçücük bir çocuğun yitip gitmesinin ardından rahmet okuyamayan, bunun kasıtlı yapıldığını savunan, hatta söven insanlar bile gördü bu gözler. İnsanın nutku tutuluyor yahu bir avuç çocuk ölen nasıl bir kin nasıl bir nefret ki bu insanı rahmet okumaktan alıkoyan ve dahi ardından küfrettirecek kadar insanlıktan uzaklaştıran. El İnsaf...
Nazım Hikmet'in Kız Çocuğu şiirinde dediği gibi;
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.
Bizi düşman edenlerin keyfi yerinde nasıl olsa kendi evlatları korumalarla, zırhlı araçlarla geziyor, bizim maruz kaldığımız tehlikelerin zerresini barındırmayan elit mekanlarda takılıyorlar. Tek dertleri borsaya bişey olup olmadığı enseleri kalın nasıl olsa paraları da sıfırladıkları için rahatlar.
Ya berkinin katilleri nerede nasıl uyuyorlar başlarını yastığa koyunca ya da uyuyabiliyorlar mı acaba? Şimdiye kadar çıkıp ben çektim o fişeği atan silahın tetiğini diyen çıkmadığına göre uyuyabilecek genişlikte bir vicdana ahlâka sahipler. Aradan aylar geçti soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı mobese yok, güvenlik kamerası kaydı yok ifadesinde orada olduğunu bile kabul eden yok yok oğlu yok... Kim bu silahın ucundaki el ta fizandan atılmadı ya bu ama devletin olayı aydınlatmak gibi bir niyeti yok daha önceki cinayetleri gibi bunu da örtecekler ya da sürüncemede bırakıp en sonunda birinin üstlenmesini emrettikten sonra hikayeden cezalarla kurtulmasını sağlayacaklar...
6 Mart 2014 Perşembe
Recep İvedikleştiremediklerimizden misiniz?
Yurt dışından gelen akrabalarla gezelim dedik bir filme girelim diye ısrar ettiler ben Eyvah Eyvah 3 ya da Düğün Dernek izleriz diye düşünürken içimizdeki irlandalının itirazları sonucu kader mahkumu olarak Recep İvedik 4 bileti almış seansın başlamasını beklerken buldum kendimi. Allahtan biletleri akrabalar ısmarladı yoksa para verip izlemiş olsaydım inanın çok üzülürdüm. Komik mi film evet komik yer yer gülüyorsunuz amaaa 117'dakika olduğu iddia edilen film bi türlü bitmek bilmiyor arkadaş, ömrümde bu kadar usandığımı hatırlamıyorum antraktta bitse de gitsek moduna girdim.
Espiri seviyesi yerlerde hatta yok gibi bişey en iyi espirinin "taylan koyumda yaylan" olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalınca insan yıkılıyor ister istemez. Serinin daha önceki bölümleri açık ara daha iyiydi hatta en iyisi kesinlikle ilk filmdi, seride kalite dramatik bir şekilde gittikçe düşüyor.
Oyunculuktan söz etmeye dahi gerek yok zira ortalıkta şahandan başka oyuncu yok sanki yoldan geçeni çevirip cast'a yerleştirmişler, konu desen evlere şenlik gerçi bu kadar basit bir senaryonun bile sonunun bağlanamamış olması ne kadar özensiz çekildiğinin kanıtı adeta.
Yazarken bile darlandım Şahan Gökbakar daha ne kadar Recep İvediğin ekmeğini yer bilemem ama bu şekilde devam edecerse gelecek film nasıl olur düşünmek bile istemiyorum.
24 Şubat 2014 Pazartesi
Zıplayabilen filler ülkesi
Karada yaşayan en haşmetli, en kudretli, en azametli canlıdır Fil, görkeminden yanına yaklaşılmaz bir o kadar da tehlikelidir, sürüyle aslanın arasına girer tabiri caizse çizik almadan alayını dağıtır çıkar. Karşısında ulu yaşlı ağaçlar bile duramaz onları kolayca yerinden söker orta boy bir otobüsü bile devirebilir. Gel gelelim filin bir de kusuru var zıplayamaz kendisi zira tabiat kanunlarına uymak zorundadır onca heybetin getirdiği. Ne kadar uğraşsada bu güne değin zıplayabilen bir fil görülmemiştir.
Ancaak söz konusu Fil Türkiyede yaşıyor olsaydı hem zıplar üstüne birde uçardı. Nerden çıkarttın diyecek olursan buralarda kudretli insanlar için herşey değişebilir hatta gerekirse tabiat kanunları dahi. Bir gecede Tabiat parkları inşaat yapılması mümkün olacak şekilde yer değiştirir. Ormanlar bir anda vasfını kaybedip tarla olabilir. Dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip bir göl betonlanıp süs havuzuna dönüştürülebilir.
Yeterince kudretliyseniz vatandaşın bir göz oda yapamadığı araziye gökdelen dikilebilir, bir şehrin ciğerlerinin ortasından hançer sokar gibi otoyol geçirilir, sulak alanlar doldurulup havaalanı arazisine dahil edilir.
İhale kanunları değiştirilir, kimseciklerin haberinin olmadığı ihalelere paravan şirketle girilebilir örneğin 10 liralık bir kamu iktisadi teşekkülü 1 liraya ellezi cebellezi edilebilir, hatta yapımı 3 lira tutacak bir inşaat için 10 lira ile ihale kazanılabilir.
Başınız dara düşerse polislerin, savcıları,hakimleri yeri bile değişir. Yetmezse yasalar değişir olmadı anayasa değişir yeterki siz gücünüzü konuşturun.
Ses kayıtlarınız ortaya dökülebilir ama siz rahatça insan içine çıkıp boy gösterebilir kayıtları komplo, zamanlama manidar diye nitelendirip inkar dahi edebilirsiniz. Hatta milyonlarca insan da bu palavralarınız yutabilir. Kazandığı asgari ücretle sizin götürdüğünüz paralar arasında mukayese yapabilecek idrakten yoksun olduğundan sizi hunharca alkışlayabilir.
Yeterki güçlü olun eğer Türkiyedeyseniz filler zıplayabilir, kelebekler ossurabilir, balıklar kavağa çıkıp şezlogda güneşlenebilir, develer bale yapabilir.
Ancaak söz konusu Fil Türkiyede yaşıyor olsaydı hem zıplar üstüne birde uçardı. Nerden çıkarttın diyecek olursan buralarda kudretli insanlar için herşey değişebilir hatta gerekirse tabiat kanunları dahi. Bir gecede Tabiat parkları inşaat yapılması mümkün olacak şekilde yer değiştirir. Ormanlar bir anda vasfını kaybedip tarla olabilir. Dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip bir göl betonlanıp süs havuzuna dönüştürülebilir.
Yeterince kudretliyseniz vatandaşın bir göz oda yapamadığı araziye gökdelen dikilebilir, bir şehrin ciğerlerinin ortasından hançer sokar gibi otoyol geçirilir, sulak alanlar doldurulup havaalanı arazisine dahil edilir.
İhale kanunları değiştirilir, kimseciklerin haberinin olmadığı ihalelere paravan şirketle girilebilir örneğin 10 liralık bir kamu iktisadi teşekkülü 1 liraya ellezi cebellezi edilebilir, hatta yapımı 3 lira tutacak bir inşaat için 10 lira ile ihale kazanılabilir.
Başınız dara düşerse polislerin, savcıları,hakimleri yeri bile değişir. Yetmezse yasalar değişir olmadı anayasa değişir yeterki siz gücünüzü konuşturun.
Ses kayıtlarınız ortaya dökülebilir ama siz rahatça insan içine çıkıp boy gösterebilir kayıtları komplo, zamanlama manidar diye nitelendirip inkar dahi edebilirsiniz. Hatta milyonlarca insan da bu palavralarınız yutabilir. Kazandığı asgari ücretle sizin götürdüğünüz paralar arasında mukayese yapabilecek idrakten yoksun olduğundan sizi hunharca alkışlayabilir.
Yeterki güçlü olun eğer Türkiyedeyseniz filler zıplayabilir, kelebekler ossurabilir, balıklar kavağa çıkıp şezlogda güneşlenebilir, develer bale yapabilir.
13 Şubat 2014 Perşembe
14 Kubat'ınız Kutlu olsun :)))
Benim gibi 14 Şubatı genellikle boş geçen müzmin şanssızlar (aslında şanslılar mı desem bilemedim şimdi) için süper bir video yapmışlar duygularıma tercüman olmuş :))) gnctrkcll gerçekten süper bir işe imza atmış gülmekten karnıma ağrılar girdi eminim çoğunuz izlemişsinizdir ama ben yinede paylaşmak istedim tüm sevgililer günü mağduru okurcanlarım için "kahrolsun 14 şubat yaşasın 14 Kubat" :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)