Ne Mutlu Türküm Diyene

20 Ekim 2012 Cumartesi


Taken 2 - Takip: İstanbul Luc Besson'un en dandik filmi

taken_2

Biliyorum yine filmlerden bahsederek hepten sinema bloğuna bağladım ama içimde mi kalsın? Ne yapayım elimde değil yazmam lazım :) Luc Besson denilince aklıma Léon,taxi serisi,Transporter (taşıyıcı) serisi,wasabi,5.element (The Fifth Element)gibi hemen hemen herkesin beğenisini kazanmış bazıları kült olmuş filmler gelir.Lakin bu sefer luc emmi cidden sıçmış hatta üzerine sıvamış bir hayli alçaltıcı bir oryantalizmle istanbul'u aktarmış iyi niyetine inanmasam midnight express'le yarışabilir diycem o kadar sinirlendim izledikten sonra.Neden olduğunu bilahare açıklıycam kafadan spoilerle girmeyeyeyim.

Taken (96 saat)da kızı kadın tacirleri tarafından kaçırıldıktan sonra onun izinde paris'e giden ve kurtarırken ortalığı birbirine katan peşinde ufak çaplı bir ceset tepesi bırakan Bryan Mills (Liam Neeson) Taken 2 (Takip: İstanbul)'de yine başrolde bu sefer pariste kızını kurtarırken öldürdüğü kadın tacirinin arnavut mafyasının ileri gelenlerinden olan babası intikam peşinde yolları istanbulda kesişiyor.

Dikkat: Bol miktarda spoiler içerir.

Filmde saçmalıklar o kadar üst seviyede ki hangisinden girsem bilemiyorum mesela arnavut mafya babası Türkiye2ye girerken gösterdikleri sınır kapısı bildiğin kulübe ve yanındaki dandik bir tahta, Türkiye2de kadınların neredeyse tamamı kara çarşaflı başı açık birini gördümü aglulu bugulu diyerek kendi aralarında konuşarak tepki veriyorlar,Kız babasının yerini tespit edebilmek için İstanbul'da el bombası (yanlış okumadınız değil bildiğin el bombası) patlatıyor ve bir allahın kulu hop bilader nolii demiyor.Takip sahnelerinde kullandıkları polis arabaları ayrı bir komedi prodüksiyon maşallah hiç kısmamış bütçeden 2013 model murat 131 bulup kullanmışlar heralde bütün para oyunculara gitti ne diyim :) Bryan Mills (Liam Neeson) istanbul sokaklarında önüne geleni pataklıyor hatta mermi manyağı yapıyor ama her ne hikmetse ilaç niyetine bir polis piyasaya çıkmıyor. Aslında tüm saçmalıkları tek tek yazmak lazım ama inanın sabrım ve sinirlerim müsaade etmiyor.

Spoilerin sonu...

Gerçi kabahatin hepsi Luc Besson'da dersem haksızlık etmiş olurum adam sadece yazmış ve yapımcılık yapmış (film çekilirken uyuyakaldı heralde) :) neticede filmin bir de yönetmeni var (
Olivier Megaton)ama onun yerine setin çaycısı yönetse eminim daha iyi bir eser çıkartırdı ortaya.Bu dandik filmi izlemenizi pek tavsiye etmiyorum o yüzden affınıza sığınarak fragman ve filmden karelere yer vermiyorum.

0 Yorumgaçlı Okurcan:

Yorum Gönder

Dök içinden geçeni

Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa