Ne Mutlu Türküm Diyene

29 Temmuz 2011 Cuma


Nereye gidiyor bu memleket?

"Feminist kadın kaybedilmiş kadındır" başlıklı köşe yazısını okuyordum bir kadının elinden nasıl çıkar bu makale dedim kendi kendime.Yazara göre kadın hakları olmamalıymış aslında, hakkını arayan kadın maraza çıkartırmış.Evliliğinde ve hayatında muhabbet arayan hatun kişi olabildiğince alttan almalıymış ki sıkıntı yaşamasın muhabbetin ilk adımı ise kadın haklarını unutmakla başlarmış.Kadının hakkı olmamalıymış vazifeleri ve sorumlulukları olmalıymış.

Bir kadın kadın haklarından rahatsız olur mu hiç olabiliyor muş demekki :) Enteresan!!!

Köşe Yazar hatun kişi eşiyle sorun yaşamakta olan bir kadına alttan almasını salık vermiş kadın ise cumhuriyet kurulduğundan bu yana biz bu hakları boşuna kazanmadık demiş bak şu terbiyesize.Şimdilerde eşinden boşanmış evinde yalnız yaşamaktaymış kedi sesinden bile korkar olmuş ve o meşhur kadın hakları onu korumamaktaymış.E be güzel ablacım zaten kimseyi haklar korumaz ki haklar uyarınca hazıranmış yasalar ve kolluk kuvvetleri korur.

Meğerse kadın hakları onların kadın olma haklarını engellermiş bunca zaman :)

E ablacım zaten senin zihniyetinin tezahürü yüzünden yaşanmıyor mu bu ülkede kadın cinayetlerinin pek çoğu.Kadın boşanamaz kadın hak arayamaz diyen çarpık zihniyetin ürünü değil mi mezarda yatan analar ve anasız kalan çocuklar?

Ne yapsın kadın yediği dayağı işittiği hakareti sineye mi çeksin evde huzursuzluk çıkmasın diye? Yesin dayağı işitsin hakareti ve sussun dayak yedikçe daha da yesin ses çıkarmayınca birdaha yesin e bu kısır döngü ne zaman kırılacak hiç anca ölünce hesap günü zihniyete bakarmısın.

Ezilmelerinde etkenlerden biride kocalarıyla hak yarışına girmeleriymiş bu kadınların.Hak aramazsan ezilmezsin doğal olarak :)

Dizilerde karılarına iyi davranan erkekler yüzünden bizim dizileri izleyen arap ülkelerinde de boşanma oranları artmış.Kocalarından bir gün olsun güler yüz görmeyen, tatlı söz işitmeyen,cinsel hayat olarak tecavüzümsü birleşmelerden başka birşey bilmeyen kadınlar dizilerden gördükleri romantik evlilikleri ister olmuşlar besbelli.Yazarken inceden hayıflanıyor köşe yazar hatunkişi.

Allahtan hala yaşadığımız güzel vatanı tamamiyle esir alamadı bu zihniyet.Bunlara kalsa kadın hakkını geçtim en tabi hakkını yaşama hürriyetini elinden alırlar ilk fırsatta.Görüyoruz okuyoruz isteği dışında evlendirilen berdel vs yöntemlerle takasa girilen kadınların yaşadıkları dramları,namus ve töre cinayetlerini.

Bu zihniyetin elindeki kadın kişiliksizleşir silikleşir anasının babasının yanıa gitmeyi bırak bakkala bile eşinden izin almadan çıkamaz."Günah" diye kadını çarşafa sokarlar yetmez mazallah göz zinası olur gerekçesiyle peçe de şart olur.Bunlara göre kadın kenafir canlıdır o yüzden hayattan mümkün oldukça soyutlanmalıdır.Evinde saksı gibi otursun :)

Erken yaşta çocuklara din eğitimi istemelerinin bir gerekçesi de budur çocuklarını 9.yy zihniyetiyle yetiştirmek.Hacıların hocaların softaların tornasından geçen çocuk anlamaz kadın haklarından onun için anlamsızdır zira dini yaşamda kadın her zaman 3.tekil şahıstır hakkı yoktur.Sütre gerisinde durmalı sesini çıkartmamalı dayak yese bile kocasına mutlak itaat erdeminin sahibi olmalıdır.Böylesi bir tornadan geçen çocuk ileride şeyhi benim tenasül organım nur çeşmesidir dediğinde inanır ama darvinin evrim teorisine inanmaz.Şeyhinin koynuna kuzu gibi girerken huzurla dolar ama biraz samimi olmaya başlamış genç sevgililerden rahatsız olur.

İşte bu yazıyı yazdığım sırada televizyonlarda ordudaki istifa depremi yankılandı bir anda.Bende değinmeden edemedim.

Kuvvet komutanlarının istifası ardından normalleşme başlıyormuş Türkiye avrupa standartlarında özgürlükler gelecekmiş öyle dedi mealen kır saçlı dinci yazar. Mehmet Altan gibi liboşlarda sevinçlerinden ağızları enselerinde ekranlarda boy göstermeye başladılar.Demokrasinin geldiğini muştulamaktalar demokrasiye, özgürlüğe, hakka aç vatandaşlara.Tabi hiçbirinin aklına şah döneminin sonunda irana gelen "demokrasi,insan hakları ve özgürlüklerin" iranlılara ne kadar fayda sağladığı gelmiyor.Sahiya iranda da liboşlar ve çakma solcular humeyniye destek verdikten sonra humeyninin ilk işi sokaklarda darağaçlarında sallandırmak olmamış mıydı bu gibi zerzevatı:) Tek particiler polise güvenmezmiş de orduya güvenirmiş oo analize bak analizdeki zekaya bak.Siyasetin orduya karışması normalmiş de anormal olan ordunun siyasete karışmasıymış vay hele vay vay.Bir kurumun işleyişiyle bu kadar oynanırsa sonuçta o kurumdan kimseye hayır gelmez..

Dinci ve yalaka basının yere göğe sığdıramadığı Jandarma Komutanı önce kara kuvvetleri komutanı yapıldı ardından genelkurmay başkanı.Lakin unutmasınlar orduyla ordunun işleyişiyle oynayanların siyasi ömrü uzun olmaz bunu akıllarının bir köşesine yazsınlar.

Yargı zaten bitik şimdi ele geçirilen yargı sayesinde rahatlıkla tarumar edilen ordu'da engel olmaktan çıktı.Artık altbenliklerde itina ile saklanmış olan karşı devrim son sürat uygulamaya konulabilir.

Hiç umutsuzluğa kapılmayın Karanlığın en yoğun olduğu vakit şafak sökmeden az öncesidir.Şafak yeniden sökecek aydınlığın güneşi yeniden vatanseverleri ve bu vatanı ısıtacaktır.

0 Yorumgaçlı Okurcan:

Yorum Gönder

Dök içinden geçeni

Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa