“1934 yılında soyadı kanunu çıktı, her yurttaş kendine bir soyadı alacaktı. Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli, aşağılık duyguları ortaya çıktı.
Dünyanın en cimrileri ‘eli açık’, dünyanın en korkakları ‘yürekli’, dünyanın en tembelleri ‘çalışkan’ gibi soyadları aldılar.
Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir öğretmenimiz kendisine ‘çevikel’ soyadını almıştı. Özellikle Türklüğü karışık olanlar “öztürk” soyadını kapışıyorlardı.
Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime “nesin” soyadını aldım. Herkes ‘nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.”
Ne kadar ironik.İşte böyledir hal-i pür melalimiz.
29 Haziran 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Yorumgaçlı Okurcan:
Yorum Gönder
Dök içinden geçeni