Arap Baharının ardından yaşananlara dair bir iki kelam yumurtlamak elzem oldu.İş bu baharın yaşandığı coğrafyalar diktatöryal düzenlerin olduğu yerlerdi.Amaç diktatörleri devirmek yerine halkın iradesini egemen kılmaktı.
Halkın iradesinin yönetime tam anlamıyla dahil olabilmesi için bir değişim şarttı artık ne kadar dışardan destek aldılar bilinmez kendi başlarına devrim yapmaya kalktılar iyi kötü başarılı oldular.Eski tiranların yerinde şimdilerde yeller esiyor ama devrimi gerçekleştirenler de henüz tam anlamıyla bir düzen oturtabilmiş değiller.
Geriye devrime direnen Suriye kaldı çok sürmez bu senenin sonuna yada önümüzdeki yılın baharına Esad ailesi de Suriye'den kaçmak zorunda kalır zira batı şu anda hali hazırda gerçekleştirilmesine yardımcı olduğu devrimin oturması için Libya,Tunus ve Mısır'la ilgilenmekte.
İran'ın orta doğuda şii ittifakı yapabileceği neredeyse tek ülke Suriye'de sünnilerin eline geçirilip iran hepten yalnız bırakılacak gibi görünüyor.
Enteresandır devrimin gerçekleştiği ülkelerde az da olsa halkın sözü dinlenirken halkın sözünün hiç geçmediği, kaale bile alınmadığı islami krallıklara nedense uğramadı bu bahar :) İnsanların birazcık özgürlük için ayaklandığı ufak prensliklerde ise kanlı şekilde bastırıldı hareketlenmeler batı yine görmedi.
Araplar ne yaparsa yapsın biz kendimize bakalım diyeceğim ama bizim necip milletimizin seçtiği muhteremler arap baharı coğrafyası turuna çıkmışlar araplara demokrasi lakiklik satma gayretindeler.Seksen yıldır laiklik karşıtı olmuş bir kitlenin politik liderini Mısır'da laiklik tüccarlığı yaparken "laiklikten korkmayın" derken duyacağımı rüyamda görsem inanmazdım ama oldu.İnsan ister istemez müztehzi bir ifadeyle sırıtmadan edemiyor nerdenn nereye demekten geri kalamıyor :)
Bu arada onları iktidar yapan kitlede bir anda laiklik yanlısı oluvermesin mi :) O gaz ve ne yapacaklarını bilememenin verdiği telaşeyle adamlar Saltanat'ı kaldırıp Harf Devrimi yaptıktan sonra kalpakları kafalarına takıp Anıtkabir'i ziyaret yarışına gireceklerdi ki yandaş kalemler muhterem büyüğümüzün sözlerine açıklık getirme ona kılıf hazırlama işlemlerine başlayıp heyecanlanıp yanlışlıkla Atatürkçü olmaya niyetlenen halkı dizginlediler :)
Araplara demokrasi satan yurdumun güzide yöneticileri nedense bu demokrasiyi bize çok görüyorlar.Tek suçları Başbakanın konuşma yaptığı sırada parasız eğitim için pankart açmak olan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer 18 aydır tutuklu yargılanıyor.Bunun gibi belki yüzlerce örnek bulunabilir.
Araplara demokrasi havarisi olmak kolay sıkıysa halkına gerçekten demokrasi getir ama işlerine gelmez.
Türkiye'de ne kadar çok demokrasi, şeffaflık, hukukun üstünlüğü olursa ayaklarına çelme takan çok olur.Kafalarına göre yönetemezler memleketi.Bu yüzden değilmiydi yapılan 12 eylül referandumu Anayasa Mahkemesi ve HSYK'yı ellerine geçirdiler rahatladılar.Şimdilerde ne Danıştay ne Yargıtay ne Sayıştay hükumetin iradesinin dışında karar veremiyor.
Bak HSYK nasıl bir anda Deniz Feneri savcılarının elinden alıverdi dava dosyalarını.Hemen hemen her davada kurumlara bilgi aktarılırken savcıların dava dosyasında kurumu ilgilendirmeyen yerleri kapatmalarını evrakta tahrifat saydı ve disiplin sürecini işletti.
Ben yazdıkça daldan dala atılıyorum en iyisi burada keseyim yazıyı Allah muhafaza bir anda Silivri yolunda bulabilirim kendimi neme lazım.
Varsın demokrasi ve laiklik arapların olsun bizi yönetenlerin bize tanıdığı haklar bize yeter ne de olsa Hedef 2023, durmak yok, uyumaya devam :)
16 Eylül 2011 Cuma
14 Eylül 2011 Çarşamba
Ay Karanlık
Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Ahmed Arif
12 Eylül 2011 Pazartesi
Kötü başlayan doğum günüm güzel bitti
Arkadaş insan güzel bi gün bulur doğmaya abidik gubidik şeylerin olmadığı, bizimde bahtımıza 12 eylül düşmüş ne yapalım.Her doğum gününde darbeyi hatırlamak kadar dandik bişey yok.Ekseriyetle vasat geçen doğum günlerimin içinde en berbat başlayanı buydu sanırım daha doğum günüme girdiğim ilk vakitlerde hakkaride yaşanan elim terör saldırısı günün bombalara gebe olduğunun işaretiydi.
Bu arada bir ağaç olsam "salkım söğüt" olacağımı öğrendim yeni mevzu buymuş ağacımza da bakmak lazımmış
Seyahati sever dışında nerdeyse hepiciği birebir beni yansıtıyor hayret ettim :)
Sabah artık klasikleşen boya alçılama faaliyetlerimize devam ederek sonunda evin koridorunu tamamladık yarın benim odaya geldi boya sırası.İşim zor önce g.t kadar odadan bir dünya eşya çıkarıcam ama ortada ufak bir sorun var "akvaryum" önce onu boşatmam lazım.Akvaryumu temizlemek yeterince zahmetli bir iş birde bunu odayı boyarken yapmaya çalışmak oldukça zorlayacak.Bütün bu eşya çıkarma faaliyetlerinin ardından odayı yeniden yerleştircem bakalım yeni modelle ne kadar yer kazanıcaz :) Yoksa yer kazanıcam derken odayı hepten daratlatacak mıyım.
Akşam üzeri internetten ikinci üzücü haber geldi Spartacus'ü spartacus yapan Andy Whitfield hayatını kaybetmiş cidden üzüldüm diziye dönmeyeceği belliydi ama ufakta olsa hastalığından kurtulur da geri döner belki diye ümitlerim vardı.Allah rahmet eylesin "Ben senin spartacus'e geri dönebilme ihtimalini sevdim Andy" dedim içimden.
Yemek vakti taa 15 senedir yüzyüze gelemediğim ortaokuldan bir arkadaşımla buluşma kararı aldık malum doğum günümdü ve onunda işyeri bize çok yakındı.Neyse yemeğin ardından taksiye atladım ve buluştuk aradan geçen yıllara rağmen hiç değişmemiş.Uzun uzadıya muhabbet etme şansımız olmadı ama kısacık görüşmek bile bana ilaç gibi geldi.Aradan geçen yıllarda neler yaptığımızı, ideallerimizin peşinden koşarken kaçırdığımız fırsatları konuştuk.Ne kadar ironik ikimizde ahlaki gerekçelerle sadece saf bir dürüstlükle neler neler kaçırmışız enteresan.
Eve geri döndüğümde çok sevimli bir süpriz beni bekliyordu bizimkiler pasta almışlar 3 mum dikmişler vişneli ve frambuazlıydı kendim seçsem anca bu kadar olur.Pasta yemeyi pek sevmesemde kendi doğum günü pastamdan bir dilim yedim.Üzerine birde kardeşim süpriz yaptı güzel mavi beyazlı kareli hoş bir gömlek almış bana çok beğendim ama çaktırmadım :)
Napalım bir doğum gününü daha azdik yeni bir yaş aldık bakalım yeni yaşımız bize neler getirecek bekleyelim görelim ( mumları üflerken dillediğim dileklerin biri bile olsa yaşadım )
Bu arada bir ağaç olsam "salkım söğüt" olacağımı öğrendim yeni mevzu buymuş ağacımza da bakmak lazımmış
"Salkımsöğüt : (Melankoli) Güzel ve çok melankoliktir.Etkileyicidir. Güzel ve zevkli şeylere meraklıdır. Seyahat etmeyi sever. Hayalperesttir.Kaprisli ama dürüsttür.Başkalarının duygularına önem verir.Çabuk etki altında kalır ama beraber yaşanması zordur. Talepkardır. Sezgileri de kuvvetlidir. Aşıkken acı çeker ama demir atabileceğibirini bulabilir."
Seyahati sever dışında nerdeyse hepiciği birebir beni yansıtıyor hayret ettim :)
Sabah artık klasikleşen boya alçılama faaliyetlerimize devam ederek sonunda evin koridorunu tamamladık yarın benim odaya geldi boya sırası.İşim zor önce g.t kadar odadan bir dünya eşya çıkarıcam ama ortada ufak bir sorun var "akvaryum" önce onu boşatmam lazım.Akvaryumu temizlemek yeterince zahmetli bir iş birde bunu odayı boyarken yapmaya çalışmak oldukça zorlayacak.Bütün bu eşya çıkarma faaliyetlerinin ardından odayı yeniden yerleştircem bakalım yeni modelle ne kadar yer kazanıcaz :) Yoksa yer kazanıcam derken odayı hepten daratlatacak mıyım.
Akşam üzeri internetten ikinci üzücü haber geldi Spartacus'ü spartacus yapan Andy Whitfield hayatını kaybetmiş cidden üzüldüm diziye dönmeyeceği belliydi ama ufakta olsa hastalığından kurtulur da geri döner belki diye ümitlerim vardı.Allah rahmet eylesin "Ben senin spartacus'e geri dönebilme ihtimalini sevdim Andy" dedim içimden.
Yemek vakti taa 15 senedir yüzyüze gelemediğim ortaokuldan bir arkadaşımla buluşma kararı aldık malum doğum günümdü ve onunda işyeri bize çok yakındı.Neyse yemeğin ardından taksiye atladım ve buluştuk aradan geçen yıllara rağmen hiç değişmemiş.Uzun uzadıya muhabbet etme şansımız olmadı ama kısacık görüşmek bile bana ilaç gibi geldi.Aradan geçen yıllarda neler yaptığımızı, ideallerimizin peşinden koşarken kaçırdığımız fırsatları konuştuk.Ne kadar ironik ikimizde ahlaki gerekçelerle sadece saf bir dürüstlükle neler neler kaçırmışız enteresan.
Eve geri döndüğümde çok sevimli bir süpriz beni bekliyordu bizimkiler pasta almışlar 3 mum dikmişler vişneli ve frambuazlıydı kendim seçsem anca bu kadar olur.Pasta yemeyi pek sevmesemde kendi doğum günü pastamdan bir dilim yedim.Üzerine birde kardeşim süpriz yaptı güzel mavi beyazlı kareli hoş bir gömlek almış bana çok beğendim ama çaktırmadım :)
Napalım bir doğum gününü daha azdik yeni bir yaş aldık bakalım yeni yaşımız bize neler getirecek bekleyelim görelim ( mumları üflerken dillediğim dileklerin biri bile olsa yaşadım )
10 Eylül 2011 Cumartesi
Eğer
Hangi insan düşlerdi uçmayı,
Kuşları görmeseydi eğer?
Ya ben!
Aklımdan geçermiydi sevmek,
Sana rastgelmeseydim?
Kuşları görmeseydi eğer?
Ya ben!
Aklımdan geçermiydi sevmek,
Sana rastgelmeseydim?
10.09.2011
Cemo
Cemo
9 Eylül 2011 Cuma
Kendim ettim kendim buldum
Baştan anlaşalım eğer ev boyamak çok keyifli aman şöyle eğlenceli böyle güzel diyen olursa kafa göz dalarım acımam.
Taa ramazan öncesi bizimkileri boya yapmaya ikna etmeye çalışmış lakin başaramamıştım ne güzel geniş geniş vakitleri harcadık.Ensonunda hafta içi boyayı aldık ve ev boyama faaliyetlerine başladık.Kendim kaşınmışım valla billa.
Size tavsiyem eğer bi odayı ya da evi boyayacaksanız kesinlikle boş olsun bizim gibi eşya içerdeyken bi yeri boyamaya kalkarsanız 2 saatlik iş 1 günde ya biter ya bitmez :)
Boyamaya salondan başladık zira evin en çok kullanığımız kısmı orası önce eşyalarımızı bir kenara yığdık sonra kağıt bantlarla gazeteleri köşelere tutturduk ki zeminde bulunan parkelerimiz boyadan zarar görmesin.İşin pis tarafı laminant parkelerde su bazlı plastik boyalar rahat çıkarken köşebentlerde biraz kuruduğu zaman sizi illet etmek için çıkmamaya direnmesi o yüzden kağıt bantlarınızı düzgün kullanın :) Gazetelerin üzerinede kullanılmayan çarşaf vs bez materyalleri serdik duvar duvar boyamaya giriştik 2 duvar bitince diğerlerini boyamaya geçebilmek için önce kurumasını bekledik.Zemini temizledik ve sonra eşyaları öbür köşeye yığdık vs vs.Neyse efendime söyliyeyim kısa zamanda bitmesi gereken boyama işlemi iş bu yüzden takriben bütün günümüzü aldı.Ama değdi yani boya gerçekten salonun atmosferini değiştirdi isabetli bir renk seçimi yapmışım.Boyayı almaya giderken aklımda kum taşı rengi vardı ama orada kartonetlere bakarken belce beji daha çok hoşuma gitti.İyiki almışım valla ne yalan söyliyeyim renk salonu hiç boğmadı hatta açtı uzun zamandır ilk defa kendimle gurur duydum (Hayır narsist ve ego manyağı değilim yanlış anlaşılma olmasın)

Boya faslı bitince maaile pert olduk doğal olarak o kadar harala gürelenin ardından ne yalan söyliyeyim gece yattığım yeri beğendim kafayı koyar koymaz uyumuşum ki of of ilaç gibi geldi.
Neyseki bu günü biraz daha hafif atlattık evin koridorunda ki kiracıdan kalma tv anteni hattı ve onun açtığı delikleri kapatmak için alçı ile delik yamama faaliyetlerine geçtik dünki kadar yorucu değildi ama yinede oldukça emek isteyen bi iş.Alçı işini hallederken öyle güzel alçıya bulanmışım ki uzaktan görsen hastaneden yeni çıkmış her yanı kırık biri zannederdin.
İş bitince bizimkiler pazara bende sayısalcıya gittim ,ulen, ibiş sayısalcı dükkanı taşımış haberimiz olmamış, tabi haftada bir uğrarsan bi halini hatırını sormazan böyle apışır kalırsın.Neyseki çevreden sorduk soruşturdukta biraz daha uzak olan başka bir sayısalcıya seyrettim o da pek bi uzakmış anacım git git bitmedi.Neyse haftalık 4 kolon sayısal hakkımı kullanıp eve döndüm ama o yol yorgunluk üzerine zor bitti hala belim ağrıyor.
Akşam yemeğinden sonra yorgunluktan mütevellit öyle tatlı bir uyku bastırdıki kendimi tutamadım gözlerim yavaşça kapandı ve nakavt bi ara höörrrrrşştffhh nidasıyla uyandım meğer kendi horultummuş :) Kendi horlamasına uyanan insan modeli haline gelmişiz haberimiz olmadan ya ben çok fena horladım kendim irkildim ya da tilki uykusu gibi uykum var ikisinden biri artık.
Yarın koridorda önce alçıların zımparası yapılcak arkasından boya Allahtan koridor öyle kocaman ve eşyalı değil hemen haledilir.Odalar ve kapı pervazları ve yağlı boya vs ince iş kaldı oralarda Allah kerim :)
Ev boyama işi bittikten sonra edindiğim tecrübeler ışığında "Painting for dummies" tarzı bir kitap yazayım bari yeni başlayanlara bi faydamız dokunsun belki çok satar para kırarız he olmamı hacı?
Taa ramazan öncesi bizimkileri boya yapmaya ikna etmeye çalışmış lakin başaramamıştım ne güzel geniş geniş vakitleri harcadık.Ensonunda hafta içi boyayı aldık ve ev boyama faaliyetlerine başladık.Kendim kaşınmışım valla billa.
Size tavsiyem eğer bi odayı ya da evi boyayacaksanız kesinlikle boş olsun bizim gibi eşya içerdeyken bi yeri boyamaya kalkarsanız 2 saatlik iş 1 günde ya biter ya bitmez :)
Boyamaya salondan başladık zira evin en çok kullanığımız kısmı orası önce eşyalarımızı bir kenara yığdık sonra kağıt bantlarla gazeteleri köşelere tutturduk ki zeminde bulunan parkelerimiz boyadan zarar görmesin.İşin pis tarafı laminant parkelerde su bazlı plastik boyalar rahat çıkarken köşebentlerde biraz kuruduğu zaman sizi illet etmek için çıkmamaya direnmesi o yüzden kağıt bantlarınızı düzgün kullanın :) Gazetelerin üzerinede kullanılmayan çarşaf vs bez materyalleri serdik duvar duvar boyamaya giriştik 2 duvar bitince diğerlerini boyamaya geçebilmek için önce kurumasını bekledik.Zemini temizledik ve sonra eşyaları öbür köşeye yığdık vs vs.Neyse efendime söyliyeyim kısa zamanda bitmesi gereken boyama işlemi iş bu yüzden takriben bütün günümüzü aldı.Ama değdi yani boya gerçekten salonun atmosferini değiştirdi isabetli bir renk seçimi yapmışım.Boyayı almaya giderken aklımda kum taşı rengi vardı ama orada kartonetlere bakarken belce beji daha çok hoşuma gitti.İyiki almışım valla ne yalan söyliyeyim renk salonu hiç boğmadı hatta açtı uzun zamandır ilk defa kendimle gurur duydum (Hayır narsist ve ego manyağı değilim yanlış anlaşılma olmasın)

Boya faslı bitince maaile pert olduk doğal olarak o kadar harala gürelenin ardından ne yalan söyliyeyim gece yattığım yeri beğendim kafayı koyar koymaz uyumuşum ki of of ilaç gibi geldi.
Neyseki bu günü biraz daha hafif atlattık evin koridorunda ki kiracıdan kalma tv anteni hattı ve onun açtığı delikleri kapatmak için alçı ile delik yamama faaliyetlerine geçtik dünki kadar yorucu değildi ama yinede oldukça emek isteyen bi iş.Alçı işini hallederken öyle güzel alçıya bulanmışım ki uzaktan görsen hastaneden yeni çıkmış her yanı kırık biri zannederdin.
İş bitince bizimkiler pazara bende sayısalcıya gittim ,ulen, ibiş sayısalcı dükkanı taşımış haberimiz olmamış, tabi haftada bir uğrarsan bi halini hatırını sormazan böyle apışır kalırsın.Neyseki çevreden sorduk soruşturdukta biraz daha uzak olan başka bir sayısalcıya seyrettim o da pek bi uzakmış anacım git git bitmedi.Neyse haftalık 4 kolon sayısal hakkımı kullanıp eve döndüm ama o yol yorgunluk üzerine zor bitti hala belim ağrıyor.
Akşam yemeğinden sonra yorgunluktan mütevellit öyle tatlı bir uyku bastırdıki kendimi tutamadım gözlerim yavaşça kapandı ve nakavt bi ara höörrrrrşştffhh nidasıyla uyandım meğer kendi horultummuş :) Kendi horlamasına uyanan insan modeli haline gelmişiz haberimiz olmadan ya ben çok fena horladım kendim irkildim ya da tilki uykusu gibi uykum var ikisinden biri artık.
Yarın koridorda önce alçıların zımparası yapılcak arkasından boya Allahtan koridor öyle kocaman ve eşyalı değil hemen haledilir.Odalar ve kapı pervazları ve yağlı boya vs ince iş kaldı oralarda Allah kerim :)
Ev boyama işi bittikten sonra edindiğim tecrübeler ışığında "Painting for dummies" tarzı bir kitap yazayım bari yeni başlayanlara bi faydamız dokunsun belki çok satar para kırarız he olmamı hacı?
8 Eylül 2011 Perşembe
Beyoğlu belediyesine güzel bir tepki


Bu günlerde kafelere yapılanlar ve istiklalde müzisyenlere aldıkları tavırdan sonra adı yasaklarla anılan Beyoğlu Belediyesine tepki amacıyla kimliği belirsiz bir grup afişler hazırlamış.Yasakları protesto etmek için yapılmış çok naif bir eylem bende oldukça beğendim :)
Belediyeler yasaklamakla bir yere varılamayacağını ne zaman öğrenecekler acaba? Üstelik bu yasaklar yüzünden esnaf bitme,İstiklal dolayısıyla Beyoğlu'da tadını yitirme tehlikesiyle başbaşa kalmışken ne kazanacaklarını düşünüyorlar ?
Muhteremlerin elitist-jakoben diye nitelendirip kınadıkları tek parti döneminde bile böylesine saçma yasaklar yoktu.
6 Eylül 2011 Salı
Alın yazısı
Bir an,
Küçükken gözüne değdiği gibi değer güneş,
Ya da yıllar öncesi altından geçtiğin ağacın gölgesi,
Tıpkı o gün ki gibi düşer üzerine,
Tatlı bir heyecan kaplar içini,
Tarçın kokusu gelir burnuna,
Anılardan.
Umarsız hayallere kapılırsın,
Tekrar yaşamayı düşleyerek,
Geriye döner bakarsın.
İster istemez,
Pişmanlıkların da gün yüzüne çıkar,
Lakin,
Geriye dönemezsin artık,
Hatalarını düzeltemezsin.
Olan olmuş,
Alın yazın,
Böyle yazılmıştır birkere
Küçükken gözüne değdiği gibi değer güneş,
Ya da yıllar öncesi altından geçtiğin ağacın gölgesi,
Tıpkı o gün ki gibi düşer üzerine,
Tatlı bir heyecan kaplar içini,
Tarçın kokusu gelir burnuna,
Anılardan.
Umarsız hayallere kapılırsın,
Tekrar yaşamayı düşleyerek,
Geriye döner bakarsın.
İster istemez,
Pişmanlıkların da gün yüzüne çıkar,
Lakin,
Geriye dönemezsin artık,
Hatalarını düzeltemezsin.
Olan olmuş,
Alın yazın,
Böyle yazılmıştır birkere
07.09.2011
Cemo
Cemo
5 Eylül 2011 Pazartesi
oolum sayıylamı verdiler lan sizi bana
Sormayın okurcanlar pek fenalardayım bu ara depresyona girdim ha giricem sebebini merak eden aceleci arkadaşları birkaç satır aşşağıya davet ediyorum.
Önümüzdeki takriben 1 ay içinde 3 arkadaşım evleniyor hele biri 2.sefer evlenecek ben napayım nerelere gideyim.Çok şükür bizimkilerin biri hariç diğerlerinden haberi yok olsa yandığımın resmidir.
Şimdi bile başımda yeterince dert var iş güç konularında hele birde evlilikte gündeme girerse ohoo.Hali hazırda hemen hemen her hafta kız arkadaş muhabbetleri dönmekte var mı varsa getir tanışalım vs vs ne çektiğimi bir ben bir Allah bilir.
O değil birkaç sene sonra tohuma kaçıcam [pedere göre kaçtım bile :)] sinir stresten kafamda kalan 3 telden ortadaki ha düştü ha düşecek kıvama geldi.Böyle giderse 3 vakte kadar tarama engelli bir birey olarak Tarama Engelliler Vakfını da kurarım.
İş güç nanay olunca istesende diğer konuları ertelemek zorunda kalıyorsun herşey parayla dönüyor e erkişi de sabit bir düzen oturtamamış olursa (bencileyin) eyvah eyvah
Ya bilader benim arkadaşlarda da var sakatlık la kardeşim hepiniz ayn dönemi mi buldunuz evlenecek.Az aralık koyar insan 1-2 ay kadar girdiniz dip dibe
Off Allahım off ne zaman bitecek bu çilem.
Önümüzdeki takriben 1 ay içinde 3 arkadaşım evleniyor hele biri 2.sefer evlenecek ben napayım nerelere gideyim.Çok şükür bizimkilerin biri hariç diğerlerinden haberi yok olsa yandığımın resmidir.
Şimdi bile başımda yeterince dert var iş güç konularında hele birde evlilikte gündeme girerse ohoo.Hali hazırda hemen hemen her hafta kız arkadaş muhabbetleri dönmekte var mı varsa getir tanışalım vs vs ne çektiğimi bir ben bir Allah bilir.
O değil birkaç sene sonra tohuma kaçıcam [pedere göre kaçtım bile :)] sinir stresten kafamda kalan 3 telden ortadaki ha düştü ha düşecek kıvama geldi.Böyle giderse 3 vakte kadar tarama engelli bir birey olarak Tarama Engelliler Vakfını da kurarım.
İş güç nanay olunca istesende diğer konuları ertelemek zorunda kalıyorsun herşey parayla dönüyor e erkişi de sabit bir düzen oturtamamış olursa (bencileyin) eyvah eyvah
Ya bilader benim arkadaşlarda da var sakatlık la kardeşim hepiniz ayn dönemi mi buldunuz evlenecek.Az aralık koyar insan 1-2 ay kadar girdiniz dip dibe
Off Allahım off ne zaman bitecek bu çilem.
3 Eylül 2011 Cumartesi
Adam çalıyor yaa
Ulen nerden denk geldiysem bu şarkıya kim çalıyor ya da parça hangisi en ufak bi fikrim yok ama adam deli gibi çalıyor, klarneti dolayısıyla dinleyeni resmen ağlatıyor.Sonlara doğru biraz bozsa da muhteşem bir icraa.Parçada nerdeyse bire bir benim ruh halimi yansıtıyor hem melankolik hem içinde isyanı var hayırdır inşallah bu gece pek bir arabeskim niyeyse.Bi yetmişlik olsa kana kana içerim herhalde parça eşliğinde... Dinleyiverin gari
1 Eylül 2011 Perşembe
Vurdum duymazlık kanımıza işlemiş

Aslında bu konuya daha önce değinecektim ama araya bayram seyran girince bilahare yazarım diye attım köşeye ne de olsa beyin bedava.Efendim malum milli özelliklerimiz arasında vurdumduymazlık başa güreşmekte.Bilindiği üzere Amerika'da yaşanan Irene Kasırgası sırasında amerikan polisi tüm vatandaşlarını rahatlıkla tahliye ederken bizim cemaat karşısında birhayli zorlu zamanlar yaşamış.Ne bilsin adam karşısındakinin bu kadar vurdum duymaz olabileceğini:) Bizimkiler her zamanki gibi "Bize bişey olmaz" mantığıyla evlerini tahliye etmeyi reddetmişler.Polisler ne kadar yardırdılarsa da bizimkiler üzerinde pekte etkili olamamışlar.
Zaten başımıza ne geliyorsa bu vurdum duymazlıktan bize bişey olmaz mantığından gelmiyormu? Trafikte kaybettiğimiz binlerce can en bariz örneği.Bişey olmaz diye ne hız limitlerine uyarız,ne alkolsüz direksiyona geçeriz,ne ikaz tabelalarına uyarızne takip mesafesini düzgün ayarlarız ne de olsa bize bişey olmaz ondan sonra şanslı olanlar gözünü hastanede açar şanssızlar bir daha açamaz.Ama böylesi kazalar bile bize koymaz şerbetli milletiz vesselam yine aynı hataları yapar yine kafamızı gözümüzü yararız.
Bayramdan önce televizyonlarda bangır bangır trafik kurallarına uyun diye yırtındı insanlar yine bayram seyahatlerinde pek çok can kaybı yaşandı.Hele birisinde ibre 190 km'de takılı kalmış ne denir ki buna.Sanki altında F1 arabası var basmış gaza netice malum son durak karşıyaka.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)