Ne Mutlu Türküm Diyene

12 Haziran 2012 Salı


Özgürlüğün sınırı

Merkez medya'da yer alan bir haber dikkatimi çekti İstanbul Fatih'te otobüse binmek isteyen eşofmanlı bir genç kız çarşaflı kadınlar ve onların destekçisi erkekler tarafından "bizi günaha sokuyorsun" gibi abuk bir argümanla otobüse alınmamış.İçinde bulunduğumuz 21.yüzyılda bir takım insanların kafa yapısındaki korkutuculuğa bakar mısınız?


Şu ana kadar herhangi bir yalanlama ya da aksini söyleyen bir görgü tanığı da ortaya çıkmadığına göre olayı doğru kabul ediyorum ancak biraz insaflı davranmaya çalışacağım zira bu tarz haberlerde her daim bir yanılma yanlış aksettirme payı olduğunuda bilmek ona göre tavır almak gerektiği kanaatindeyim.

Bugünleri hazırlayan süreci anımsayalım;

Öncelikle yaşanan bu abuklukların nerede başladığını bilmek gerek seks otobüsü muhabbeti vardı bir ara İstanbul'daydı yine iki sevgili biraz samimi davranınca şöför amcamız "burası seks otobüsü değil" diyerek hareket etmeyi reddetmişti kovmuştu gençleri mübarek aracından ki arabanın abdesti kaçmamıştı sayesinde.Hatta olayın hemen ardından gençlere destek veren bir başka genç ahali tarafından az daha linç ediliyordu.Yaşanan tantananın ardından muhterem şöföre ne oldu sizce tabiki hiçbirşey hatta eminim bilakis amirleri tarafından takdir ve taltif edilip aferim evladım vatan senin gibi ahlaklı insanlara ihtiyaç duyuyor denilerek onore bile edilmiştir.


Daha sonra eminim herkesin hafızasını yoklarsa kolaylıkla anımsayabileceği şortlu kız vakası (Nurcan İbrahimoğlu) vardı.Kızcağızın tek kabahati voleybol antremanından aceleyle çıkmak o yorgunlukla otobüste ayaklarını uzatmaktı yine bir ahlak bekçisi, über namuslu vatandaş tarafından "çıplak bacaklarını uzatmışsın, toplumu cezbediyorsun, sen toplumun namusunu bozuyorsun" denilerek darp edilmiş otobüste bulunan muhterem "koyunlar" pardon "vatandaşlar" tarafından en ufak bir müdahaleyle karşılaşmadan elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşmıştı.Hatta o muhterem "vatandaşlar" nurcan'ın polisi aramasına bile engel olmuşlardı başımıza iş açma diyerek.Şimdi ahlak bekçisi-über namuslu "vatandaş"Allah bilir yakın çevresine nasıl anlatıyordur otobüste bir namussuza nasıl dayak attım, hizaya soktum bir allahın kulu dokunmadı aramadı sormadı diye aklına gedikçe kakır kakır gülüyordur birde. 

Şimdi ise Yağmur Yılmaz'ın başına gelenler var tabi yağmur'da aklı yok sen fatih gibi bir yerde tişört-eşofman kombinasyonuyla otobüse binerden başına gelebileceklerin en hafifi budur.Haline şükretsin dayak yememiş bari muhteremler otobüsten inip araya alsalardı linç etselerdi vallahide billahide kimsecikler dokunmazdı ahali ortadan kaybolduktan sonra derdini kime anlatacaktı araki bulasın sarı çizmeli mehmet ağa.

Tabi bunlar üstüste bindikçe failler rahatlıkla toz olunca ortadan birtakım öküzler cesaret buldukça azmaya toplum üzerinde kendi hayat tarzlarını dikte etmeye çalışacak kadar işi ileri götürmeye başladılar evrensel gazetesi başlık atmış "Bu cesareti nerden buluyorlar" diye e nerden bulacaklar iktidar ve malum cemaatin devletteki etkin yapılaşmasından alıyorlar.Eğer "ihlaslı-şuurlu-mütedeyyin" bir insansan her türlü beladan sıyrılıyorsun ne kaçak evine dokunuyorlar ne devlet kapısında işin aksıyor ne de polise işin düşerse hiç haksız çıkmıyorsan iş bir noktadan sonra zıvanadan çıkar haliyle.

Hep özgürlükleri savunan cenahta yer almıştım ama bundan sonra yok arkadaş eğer özgürlüğünü benim özgürlüğümün üzerinde konumlandırıyorsan eğer yerim senin günaha girmeme tribini.Tamam sen kendi çevrende istersen sonsuza kadar yaşa karanlıkta ama benim yaşadığım hayata dokunma.

Bu muhteremleri yakalayıp azmakbaşında mecburi ikamete tabi tutmak lazım anlaşılan başka türlü düzelecekleri de yok, gidişat hiç iyi değil.

0 Yorumgaçlı Okurcan:

Yorum Gönder

Dök içinden geçeni

Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa