Ne Mutlu Türküm Diyene

31 Ekim 2011 Pazartesi


Kazanan ve kaybedenler

0 Yorumgaçlı Okurcan
Yazmazsam içimde patlardı yazayım dışarda patlasın istedim.Belki yazdıklarımdan memnun olmayacak insanlar olabilir olsun varsın kimseyi mutlu etmek gibi bir mükellefiyetim yok netice itibariyle.

Şehitlerin üzerine van depremi felaketide eklenince apartta bekleyen bazı dangozlarında köklemesiyle devlet-i alimiz 29 ekim cumhuriyet bayramı kutlamalarını iptal etti malumunuz.Heralde arkadaşlar isminde kutlama geçtiğinden mütevellit konuya fransız olduklarından dolayı milletin kop kop yaptığı üçyüs beşyüs diyerek göbecikleri döktürdükleri bir şenlik olduğunu tahayyül etmiş olsalar gerek.Kutlamaların iptali üzerine netice itibariyle seviçten göbek atan cumhuriyet düşmanı bir güruh var.Hatta bazıları siz cumhuriyeti kutlayın ben demokrasiyi bekliyorum kutlamak için diyecek kadar densizlik bile yaptılar.Onlar zaten konu dışı kaale almaya bile değmezler.

Ardından çok güzel bir gelişme yaşandı duyarlı ve cumhuriyet aşığı vatandaşlar harekete geçerek kendi alternatif cumhuriyet bayramlarını kutladılar gösterişten uzak asalet ve vakar içerisinde.Belki sayıları yüzbinler değildi meydanları ağzına kadar dolduramadılar ama vatansever insanların yüreklerine dolup taştılar.

Enteresan olan cumhurun başı ve başbakan kutlama olmasın deyü ferman salmış insanların kutlama yapmasına izin vermemişken aynı gece sanki inadına düğün dernek cirit attılar.Sormazlarmı adama bu ne pehriz bu ne lahana turşusu ?

*** *** ***

Avrupanın göbeği pariste terörü lanetlemek için bir araya gelmiş kadın,çocuk,ihtiyar,genç kalabalığa organize bir grup terör örgütü sempatizanı - mensubu tarafından saldırı düzenlendi.Akabinde herifler utanmadan Türk Faşistlerine engel olduk keh keh keh diye videoyu youtube'a yüklemişler.Kadın çoluk çocuğun olduğu ortamı basmak kolay sıkıyorsa amacı maraz çıkartmak olan gerçekten hazırlıklı bir grup Türk Milliyetçisinin önüne çıksanıza yer mi maçanız? Anca çoluk çocuğa saldırırsınız.

E be benim beyinsiz arkadaşım diyelim Türklerin hepsi faşist peki sen bu yaptığınla faşistin önde gideni olmuyor musun? Zulmünden kaçtığını söylediğin faşizmin bir neferi olmuyor musun?

Bu muhteremlerin dilinden barış,kardeşlik demokrasi eksik olmuyor heralde Türkçeyi bilmiyorlar bunların dilinde barış - kavga,kardeşlik - kalleşlik,demokrasi de terör eyleminde bulunup kan dökme şeklinde anlam buluyor.

Son zamanlarda ciddi mânâda kavram kargaşası var demokratım diyen faşist,sosyalistim diyen ırkçı,dindarım diyen liboş çıkıyor ya bu vatandaşlar bu kavramları bilmiyor ya da biz bugüne kadar yanlış öğrendik :)

29 Ekim 2011 Cumartesi


29 Ekim Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun

0 Yorumgaçlı Okurcan
cumhuriyet
Ahh keşke şu cümleyi cumhuriyetin 88.yılında gönül rahatlığıyla kurabilseydim.Maalesef necip milletimiz uzun yıllardır mührü cumhuriyetle alakası olmayan insanlara teslim etmekteler.Sayelerinde şehitlerimizin aziz kanlarıyla kurtardığımız vatan birilerine itina ile peşkeş çekilmekte,cumhuriyet değerleri ince ince kıyılmakta.

"Cumhuriyet kutlanacak değil kurtarılacak hale geldi" Uyan Türkiye.

28 Ekim 2011 Cuma


Asu Maralman - Bağrı Yanık Dostlara

0 Yorumgaçlı Okurcan
Kaybedenler Kulübünün yeniden popüler ettiği Asu Maralman'ın şarkısı Bağrı Yanık Dostlara (Sigaramın dumanı da dumanı) bu aralar dilime bir dolandı sormayın hemen hergün 2-3 sefer dinlemezsem içim rahat etmiyor.Dinledikçe her seferinde ayrı bir lezzet alıyorum ne varsa eskilerde var arkadaş.Sanırım teknoloji hayata hakim oldukça duygular yavaşça uzaklaşıyor bizden belkide o yüzden eskisi kadar anlamlı şarkılar dinleyemiyoruz artık...



Asu Maralman - Bağrı Yanık Dostlara - Sigaramın dumanı da dumanı Şarkı Sözleri

Pencerede oturmuşum oturmuş,
Türküler tutturmuşum, tutturmuş
Şu garip baş bir yerlere vurulmaz
Gurbet ellerde gayrı durulmaz

Sigaramın dumanı da dumanı
Yoktur aman şu yarimin imanı
Bağrı yanık dostlara da merhaba
Boynu bükük eşlere de merhaba

Pencerede oturmuşum oturmuş,
Türküler tutturmuşum, tutturmuş
Kaç yıl oldu söz verip te gideli
Tükendi bitti ömrüm çileli

Kıvrılsa da tütünümün dumanı
Elimdedir şu aklımın dümeni
Bak buraya ey zalimin adamı
Vardır elbet her şeyin bir zamanı

26 Ekim 2011 Çarşamba


Medeniyet dediğin

0 Yorumgaçlı Okurcan
Zor günlerde belli oluyor azizim ciddiyim bu konuda ne kullandığın son model telefon, ne teknolojiye olan aşinalığın, ne giydiğin kıyafet, ne bindiğin araba, ne okuduğun kitap senin medenilik göstergen değil.Bir depremden ya da doğal afetten sonra girdiğin ihtiyaç kuyruğudur aslolan gösterge bütün insanlar aç açıktayken onların hakkına saygı duyabiliyormusun, kurallara riayet edebiliyormusun cevabın evetse medenileşebilmiş bir insansın demektir.Yok ben açım ben açıktayım diye tarumar ediyorsan önüne geleni, yardım etmeye çalışanı dövüyor ve elinden alıyorsan mallarını hatta gidip hayasızca zor durumdaki insanlara satmaya çalışıyorsan yağma malını kusura bakma bilader biraz ağır olcak ama hakkın ancak Neyzen Teyfiğin şu sözleri olur "Ben sana b.k demem, b.klar duyar ar eder,bir zerren b.ka düşse onuda mundar eder."

İki fotoğraf var tam ibretlik biri Japonya'da çekilmiş diğeri Van'da.Aradaki farkı görünce insan irkiliyor japonlar 9 şiddetinde bir deprem ve ardından yaşanan tsunamiden sonra alabildiğine ağırbaşlı ve vakar içinde çizgileri dahi aşmadan sıraya girmiş bekliyorlar hepsi aç hepsi açıkta.Hatta söylenenlere göre ne kadarı doğru bilemem ama bu kareden sonra inanırım elektirikler kesildiğinde marketten alacaklarını geri raflarına koyup çıkmış insanlar japonlar.

japon-sukuneti van-yagmacıları

Van'da yaşayan bir grup vandal ise ihtiyaç sahiplerine giden tırın önünü kesmiş tepesine çıkıp malları yağma ediyorlar.Hatta CnnTurk canlı yayında gösterdi adamlar öyle organize olmuşlar ki arabalara dolduruyorlar bazıları götürüp satıyor bu yardım mallarını.Yahu kardeşi bıraksan da 1-2 saat sonra senin de kapına gelse ya yardım bu ne acele, bu ne hırs, bu ne öfke insan gördüklerinden sonra insan sıfatından utanıyor.Bunu kimse bana cahillikle falan açıklamaya kalkmasın tamamiyle içindeki insaniyetle alakalı.Kızılay genel müdürü bu şekilde 17 tırın yağmalandığını söylüyordu el insaf.Depremin ardından hasarlı evlere gidip biz kontrole geldik diyerek evdeki ziynetleri indiregandi edenler bile varmış düşün pes.

*İçinde insaniyet kalmış kurallara uyan dürüst vanlıları tenzih ederim.

M.Ali Brand efendi çıkmış ekranlarda yağmacıları savunuyor vay efendim organizasyon yokmuşta bilmemneymiş insanlar çaresiz kalmış bak sen şu işe.Japonya'da insanlar çaresiz değil mi keriz mi sırasını bekliyor o adamlarda açıkta aç bilaç dolaşmıyorlar mıydı yaşadıkları o koca felaketin ardından.Neden bir allahın kulu çıkıpta evleri dükkanları yardım malzemelerini yağmalamadı?

Ayrıca japonları bir sefer daha takdir ettiğim konu var adamlar daha kendi yaralarını doğru düzgün kapatamamışken bizim büyükelçiliğin posta kutusuna zarfların içine iyi dileklerini bildiren birer geçmiş olsun notu ile buna iliştirilmiş paraları gizlice atıp kaçıyorlarmış kimsecikler görmeden ve bunların arasında küçücük çocuklar da var ne kadar zarif ve asil davranış.Yüzbin doların üzerinde rakamlarla ifade ediliyor bu şekilde ulaşan yardımın miktarı.

Tamam kimseden japonlar kadar duyarlı ve hassas olmasını beklemiyorum ama insan birazcık başkasının hakkına riayet etmezmi yahu çok şey mi istiyorum?

24 Ekim 2011 Pazartesi


Nefret Tohumları

2 Yorumgaçlı Okurcan
Van depreminin ardından sosyal medya mecrasında gözlemlediğim bazı vakaalar açıkçası beni ciddi manada endişelendirdi.Bu toplum ne zaman bu kadar nefretla donandı böylesi nefret bir bünyeye nasıl ağır gelmez hayretler içerisindeyim.

Bazı şaşkalozlar neredeyse depremde ölen kürtler oldu diye zil takıp oynayacaklar.Vay efendim oradaki insanlar pkk destekçisiymiş polise taş atıyormuşta bilmemne yahu varsın isterse vatan haini olsun orada yaşayan insanlar seninle aynı kimliği taşıyor mu taşıyor aynı oksijeni aynı suyu paylaşıyormusun paylaşıyorsun birde aynı dindensin ve sen bu insanların felaketinden kıvanç duyuyorsun ya yuh olsun sana.Bu tavrınla Marmara depreminden sonra 7.4 yetmedi mi diye pankart açan akıl fukarasından ne farkın kaldı aynı bokun laciverdisin sende.Seçim sonuçlarına bakarsan o bölgedeki insanların en az yarısı birlik ve bütünlük için oy vermiş yani o enkazların altında yatan her 2 kişiden birisi senden benden bizden.

Hele yardım çalışmalarına büyüklük taslayarak yaklaşanlar var onları da bir kaşık suda boğasım var.Siz böyle yaptınız ama bak başınıza bir iş geldi mi yine biz yetişiyoruz safsatası.Tabi sen yetişeceksin şaşkaloz onlar senin vatandaşın ettiğin yardım belki orada şimdiye kadar sana başka gözle bakmış birtakım insanların fikirlerinde değişim yaratacak bölge halkının indindeki Türk algısı bir nebze olsun değişecek ama sen böyle yaptığın zaman buna fırsat vermiyorsun ki.Adamın başına kakarsan yaptığın yardımın ne kıymeti kalır.Ha yüzüne küfretmişsin ha yaptığın yardımda büyüklük taslamışsın bir fark yok.

Birde madalyonun öbür yüzü var tabi devlet nerde niye bize - bölge halkına çabucak yardım ulaşmadı diyen dangozlar mevcut onlarıda unutmamak lazım.Bre gafil bunu senin deprem telaşene ve üzüntüne vermek isterdim ama bu gün kadar yaptığınız söylemler bunun bir gaflet belirtisi olmadığını ortaya koyuyor daha bu sene içerisinde Kütahya'da yaşanan depremde de devlet anca sana ulaştığı sürede ulaştı kütahyadaki insanlara ama oradakiler ağlamadı senin gibi "dövlet bize bahmiir" demediler.Büyük Marmara depreminde devlet oraya tam anlamıyla ancak bir haftada hakim olabildi hafızanı yoklarsan hatırlayacaksın.Ayrıca sen böyle saçma sapan yakınma diye ekstradan hızlı olmaya çalıştı.Millet sana kucağını sen açtı hala "dövlet bize bahmiir" kısmını bir geçemedin.İnan bölgede terör melaneti olmasa çok daha candan yaklaşırdı kalan insanlar.Yardıma bizzat gelmek isteyipte pkk'nın fenalığından ürküp gelemeyenler var haberin var mı?

Deprem dolayısıyla yardıma gelmek isteyen israil'in yardım önerisinin reddinden sevinen gebeşlerede bir çift sözüm var.Yahu insan hiç siyasi gerekçelerle yardım önerisini reddeder mi bu kadar mı çıktınız insanlıktan.İsrail'den gelecek uzman ekipler enkazdan 3-5 kişiyi kurtarsa fena mı olurdu yazık değilmi hiç canlar üzerinden siyasi hesap yapılır mı? Vay efendim israil yardım ederek bizi dünya nezdinde küçük düşürecekmiş ulan bunu ancak senin mercimek kadar beynin tahayyül edebilir.Sana ve senin gibi düşünenlere ancak BSG denir.Kafan birazcık çalışırsa (Rabbin bir mucizesi olurda) açılımının ne manaya geldiğini rahatça anlarsın.

23 Ekim 2011 Pazar


Yaratıcı olmak

3 Yorumgaçlı Okurcan
Hayatınız boyunca hiç çalıştığınız yerden bando eşliğinde istifa etmeyi düşündünüz mü? Zannetmiyorum düşünmüş olsanız haberimiz olurdu :)

Amerikalı Joey DeFrancesco zorlu çalışma koşullarına sahip ve uzun süreler çalışmaları istenen işyerinden en nihayetinde istifa ederken arkadaşlarından mürekkep bir bando ile işyeri müdürüne dilekçesini veriyor şaşıran müdürün yüz ifadesi muhteşem sinirinden kudurmuş.İzlediğimde çok güldüm hiç aklımın ucundan geçmeyecek bir yöntem bulmuş.Düşün ne kadar sevindiğini.

Eğer Amerikada yaşayan işverenlerden birisi olsam bu genci dakika sektirmeden işe alırdım sonuçta böylesi sevimli bir yaratıcılık sergileyebilecek pek az insan var.


19 Ekim 2011 Çarşamba


Vatan Sağolsun

2 Yorumgaçlı Okurcan
vatan-sagolsun
Yine hain saldırılar,kalleşçe pusular yine yitip giden canlar arkalarından söylenebilecek sadece bir çift söz VATAN SAĞOLSUN.

17 Ekim 2011 Pazartesi


Koyun

3 Yorumgaçlı Okurcan
koyun
Sigaraya zam - içmeyin kardeşim zaten zararlı

İçkiye zam - Az için şu mereti günah

Ete zam - Memlekette hayvan kalmadı yurtdışından getiriyoruz yine yetmiyor ne yapalım eti çok yemeyin kolestrol yapıyor gittikçede obezleşiyoruz az yiyin kardeşim.

Telefona zam - Fakir olduğunu söyleyen adamın elinde çifter çifter telefon konuşmayın kardeşim zaten dinliyorlar

Doğalgaza zam - Az kullanın kardeşim bizden çıkmıyor ki bu meret 2 kat giyinin idareli kullanın

Elektiriğe zam - Her evde çifter çifter televizyon buzdolabı çok lüks azaltın kullanımını

Benzine zam - Kardeşim binmeyiverin azcıkta arabaya toplu taşıma kullanın

Otomobile zam - Porshe kullanmayın yerli arabaya binin hem kaza falan oluyor neme lazım biz sizin canınızı düşünüyoruz

vs vs uzarrr gider Bu ülkede herşey olursunuz bir tek rezil olamazsınız o nedenle arkanız sağlamsa yönetmek kolaydır bu coğrafyayı.Ne de olsa halk cefakar,sessiz ve munis gıkı çıkmaz vurursun ensesine alırsın ekmeğini bir türlü dökülmez sokağa.Çıkanada çıktı diye kızarlar içten içe.Bir kaçyıl önce devletine sahip çıkmak için meydanlarda olanlar nerede silivride necip milletimin oldukça büyük bir kısmıda terörist olduklarını düşünmekte ne denirki bu işe

Durmak yok uyumaya devam kazıklar çok güzel alıştık devamı yok mu vesselam :)

16 Ekim 2011 Pazar


Yağmur

0 Yorumgaçlı Okurcan
Hava soğuk,
Kemiklerime kadar işliyor yalnızlığın ve hayırsızlığın ürpertisi.
Uzun zamandan beri ilk defa çıktım yağmura şemsiyesiz,
Islanmak istedim,
Amaçsız dolandım boş sokaklarda.
Nedendir bilinmez,
Bir an için kıskandım denizdeki balıkları.
Tek tük ben gibi avere gezenlere rastgeldim,
Bakıştık inceden.
Aynada her sabah gördüğüm yüzün yansımalardıydı sanki,
Aynı donuk acı ifade,
Yerleşmiş yorgun simalara,
Nedendir bilinmez.

16.10.2011
Cemo

15 Ekim 2011 Cumartesi


62 Tavşanı

1 Yorumgaçlı Okurcan
Denize düşen bir oyuncaktır Kız Kulesi
Soruyorum berber koltuğundan
İki ayna arasında akıp giden görüntüme
Şair olanımız hangisi?
Pencere tüllerine gelinlik diye sarılan
O küçük kız nerede şimdi?
Gemim battı çoktan
Denize inen tüm filikalarıma erkekler bindi
Duvardaki yangın düğmesini örten cam parçasıyım
Kurtuluşun olacaksa hiç düşünme ayakkabının topuğu ile kır beni
İnanmıyorum uzaylılara duymalıyım birilerinden
Yıldızlardan nasıl görünürdü diye mahallemizdeki yazlık sinema
Öğrendim saat kulelerini kibrit kutularından
Bağışla beni iki dünya savaşının yaşandığı yüzyılda
Nüfus cüzdanımdaki 62'den yaptığım tavşan

Sunay Akın

13 Ekim 2011 Perşembe


Ayrı eve çıkmak

2 Yorumgaçlı Okurcan
Zaman zaman hepimizin aklından en az bir sefer geçmiştir ayrı eve çıkmak.İstediğin saatlerde eve girebilmek,karışanın görüşeninin olmaması kısacasına alabildiğine özgürlük.

Lakin iş gerçekleştiğinde getirileri olduğu gibi götürülerinin olduğu gerçeğiyle yüzyüze gelirsiniz.Kimi hakkını verir dağ gibi tek başına ayakta durur kimi köhne bir duvar gibi ilk darbede yerle yeksan olur.

Evden ayrılmak ayrılabilmek bile başlı başına bir sorundur.Kopamazsınız ailenizden onların siz giderken ki halini görür yüreğiniz parçalanır.Aynı şehirde hatta aynı semtte bile olsanız ayrısınızdır artık ve o hasret hiç bitmeyecektir ne kadar görüşürseniz görüşün gece gelince herkes ayrı damlar altında yatacaktır artık.

Evi tutmak dayamak döşemek mesele değil.

Akşamları işten yorgun argın eve geldiğinizde kapıyı anahtarla açmak zorundasınızdır ve o anahtarı kullanmadan girebilmek inanın hertürlü özgürlükten çok daha âlâ dır.Sizi gülümseyen bir yüzün karşılaması kadar büyük bir nimetin farkına ancak o zaman varırsınız.

İçeri girdiğinizde aç karnınızı doyurmak zorundasınızdır.Dakika bir gol bir tas sıcak yemeğiniz ya da o yorgunlukla mayışmış kalmışken size yemek getirecek birisi yoktur.Kalkar paşa paşa bekar evi yemeğinizi yapmaya başlarsınız hamaratsanız biraz uğraşla ağzınızın tadını bozmadan karnınızı doyurmayı başarırsınız yok yemekten anlamıyorsanız kısıtlı imkanlarınızla yemek getirtirsiniz paranız yoksa evdekilerle allah ne verdiyse işkembeyi doldurup karın gurultunuzu bastırırsınız.

Karnımızı doyurduk şöyle tv'nin karşısında 2 tek atalım diye geçtik salona o da ne yaşadıklarınızı sevinçlerinizi paylaşacak kimseniz yok üzgünseniz başınızı dizine yaslayacağınız teselli bulacağınız.Masanın üzerinde birikmiş faturaları nasıl ödeyeceğinizi düşünürsünüz kara kara.

Yatmaya gidersiniz yatak buz gibi gelir ev ne kadar sıcak olursa olsun.Zira o evi asıl ısıtan sevgi olmaz tek yaşayan insanların barınağında.

Sabahları kalkmak hazırlanmak ayrı zahmettir kimi zaman kabus gibi tabi uyanabilirseniz vakti zamanında.Çok zaman kahvaltı bile yapmadan ayrılırsınız akşam döneceğiniz soğuk ve kasvetli evinizden.

Aslında yazılacak o kadar çok şey varki ben yazdıkça bunalmaya başladım o yüzden kısa kestim.

Kalın sağlıcakla...

10 Ekim 2011 Pazartesi


Rutkay Aziz ve samimiyet üzerine

3 Yorumgaçlı Okurcan
Bazen düşünüyorumda bizim insanımız biraz tuhaf gibi geliyor bana.Kendi hakkını savunana inanımaz bir öfkeyle söven başka bir millet var mıdır acaba? Böylesi zamanlarda atasözümüz "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar"ın bu topraklarda cidden yaşandığına kâni oluyorum.Antalya Altın Portakal Film Festivali ödül töreninde ülkemizde yaşanan yanlışlıklardan konuşan Rutkay Aziz'e bazı sosyal medya mecralarında abuk sabuk yüklenilmesini başka türlü nasıl izah edebiliriz ki?

Adamcağızın mesleğini icraa ederken aldığı rollerden tutun da geçimini sağlamak için oynadığı reklamları bile söylediği sözleri çürütebilecek bir doneleri olmadığından ad hominem yapmak için kullanan kelli felli, okumuş yazmış insanları gördükçe irkiliyorum.Sırf siyasi görüşleri farklı olduğundan yüzde yüz haklı olduğunu bildikleri bir konuda dahi Rutkay Aziz'e hak vermemiş olmak için akla hayale gelmeyecek ayaklara yatmaları, bahanelere sığınmaları yok mu ister istemez çileden çıkıyorsun.

Tabi alışmışlar sanatçının da yalakasının konuşmasına ciddi ve dik duruş sergilendiği zaman gocunuyorlar yaralarından.Aman ağam aman paşam demeyen birileri karşılarına çıktığında onca kalabalıklarına ve güçlerine rağmen ifade edemeselerde ölesiye tırsıyorlar.Herkes Ali Kemal olsun bir Hasan Tahsin daha çıkmasın istiyorlar.

Medya bastırılmış,susuturulmuşken televizyon programlarında ya da gazete köşelerinde hatta bloglarda yaşanan baskı ve zulme karşı kimse birşey diyemez, diyeninde anında kellesi kovularak,tazminat davalarıyla tırstırılarak ya da hapse tıkılarak alındığı bir dönemde birinin sesini yükseltmesi adaletsizliğin karşısında milyonlar izlerken dik durması takdir edilmesi gerekirken yeriliyor ya gördükçe,okudukça utanıyorum.

Hele hele haber kanalıyım diye geçinen şimdilerde hepten yalaka bir duruşa sahip bir medya kuruluşunun bu konuşmayı bile kesmeden yayınlamaya ödünün patlamasına ne demeli :)

Şimdi gel bu vatandaşların hak-özgürlük bağlamında samimiyetine inan bu zibidilerin seçtiği vekillerle yapılacak anayasanın ülkeye özgürlük getireceğini tahayyül et olur mu olmaz.

Rutkay Aziz'in konuşmasının videosu ve tam metni



Ben biraz değişik konuşacağım, izninizle...

Öncelikle 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin, başta başkanı olmak üzere, tüm yaratıcılarını, tüm emekçilerini, Çağdaş Sinema Oyuncular Derneği adına en içten duygularımla selamlıyorum. Ayrıca bu festivalde yarışan arkadaşlarımızı, onların tüm yaratıcılarını, emekçilerini yürekten selamlıyorum.

Ama asıl önemli olan bir olay da, sayın başkanın da (Anlatya Büyükşehir Belediye Başkanı) değindiği gibi, 1979-80 yılında yaşanılan sansür ve darbe döneminde ödüllerine ulaşmamış arkadaşlarımızın 30 yıl sonra bu ödülleriyle buluşmalarıdır.

Bu çok ciddi, tarihî, örnek alınacak bir adımdır. Dilerim bu dönen dünyamızda; faşizm ve darbe sürecinden geçmiş ülkelerin sinemacıları da bunu örnek alarak bu tarihi adımı onlar da kendi ülkelerinde paylaşırlar.

Onun için de, o ödül sahibi arkadaşlarımı... Ne yazık ki aramızda Ömer Kavur yok, Zeki Ökten yok. Onlar da ışıklar içinde yatsınlar. Bu anlamda da -dernek olarak- tekrar yürekten kutluyorum.

Bana verdiğiniz ödüle gelince...

Lütfettiniz, teşekkür ederim. Dilerim hak etmişimdir; dilerim yaşadığım sürece de hak etmeye çalışırım. Ola ki, moda deyimle, bir döneklik ya da sapma olursa bu verdiğiniz ödülü özgürce geri alma hakkına da sahipsiniz!

Gerçek sanatçılar, ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür. Benim Türkiye'min gerçeklerine tanık olduğum olay; hukukun üstünlüğünün yittiği, adaletsiz bir kalkınma gidişinin hızla yol aldığı, "parasız eğitim" diye pankart açan genç arkadaşımın 16 ay tutuklu kalması ama Şili'de o çocukların devrim yapması...

(Burada, yaklaşık 45 saniyelik uzun bir alkış tufanı kopuyor.)

Burada festival "KADIN"ı tema alyor; dünyanın hiçbir yerinde kadın, çocuk, bu kadar cinayete, tacize maruz kalmıyor.

Goethe'nin dediği gibi, "Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir." Bu da benim üklemin bir gerçeğidir. Dünyanın gerçeğine dönüyorsunuz: savaş çığlıkları, açlık, işgal, sömürü! İşte gerçek sanatçılar bunlara tanık olmakla yükümlüdürler...

Ve şuna inanıyorum ki, sinema -Şarlo'nun (Charlie Chaplin'in) dediği gibi- gerçek anlamıyla bir barış sanatıdır. Ve sinema kendi içindeki o "barış" içeriğini koruyarak, hem Türkiye'ye, hem de dünyaya demokrasi, özgürlük, barış ve insanlığa katkı sağlayacaktır.

Bu festivalin de bu katkıyı sağlamasını diliyor, hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.


Konuşma videosu ve metni beyn.org'dan alınmıştır

8 Ekim 2011 Cumartesi


Eş, dost, akraba, talikat vs.

2 Yorumgaçlı Okurcan
Bu gün ne güzel sabahın köründe akrabaların eve doluşmasıyla başladı.İnsan sabah 10'da misafirliğe gelir mi bizimkiler geliyor arkadaş benim daha afyonum patlamamış gözlerim mahmur alel acele fırladım yataktan doğal olarak hemen bi el yüz yıkama üst baş düzenleme faslından sonra eniştemlerin huzuruna çıktım.Uzun zamandır görüşemediğimizden konuşacak pek çok konu duyulacak aile sülale içi bir çok dedikodu birikmiş bizimkiler saatlerce muhabbete devam ettiler bende kaçırdığım uykumu koltukta hafiften yarı uyur vaziyette tamamlamaya çalıştım.

Daha ben kendimi toarlayamamışken ikinci dalga kapıda beliriverdi kuzenlerde damladı ev oldu mu sana panayır yeri.Bir tarafta dedikodu kazanları kaynarken diğer tarafta tavla turnuvası.İki ucu boklu değnek nereye gitsem huzur yok.En temizi odama çekileyim dedim odada da kuzenin ufaklık damladı mı abi gitar çal vs allahtan gitarın la teli kopmuştuda çal mevzusunu atlattık tabi arada hala gitara tel almadın mı diye barnak kadar çocuktan ayar yedikya neyse :)

Akşam yemeği yaklaşırken babam bir anda çiğköfte malzemelerini çıkarttı ve bu günün en güzel olayına imza attı.Hiç haberim yoktu cidden mutlu oldum ne yalan söyliyeyim.Epeydir böylesi içim sevinçle dolmamıştı eski bir dostu görmüş gibi oldum ahh bide yanında bi büyük olsaydı tadından yenmeyecekti ama napalım buncağızla idare ettik :)

Yemeğin üzerine eniştemin bitmek bilmeyen siyasi vaazlarını dinlemek kafamı kazana çevirdi.İnsan hiç mi değişmez biraz daha alçak sesle konuşsa yan siteden duyacaklar insanın sesinin ayarı olmaz mı hiç.Zamanında sağdan şaşmayan insanların bile benim yoluma gelip benimle aynı çizgide oy kullandıklarını görmek tebessüm yarattı.

Geç vakitlere kadar bizde kaldılar.Rahmetli annanemin zamanından beri kuzenin düğünü hariç bu kadar kalabalık ve gürültülü olmamıştık :) Allahtan da olmamışız bir daha aynısı yaşanırsa evden firar etmeyi düşünüyorum.

Ha birde hayatımda ilk defa aynı arkadaşım aynı gün içinde 2 defa müsait olmadığım bir anda aradı :)

Bu bir işaret olmasın sakın :)

6 Ekim 2011 Perşembe


Kime güvenelim?

0 Yorumgaçlı Okurcan
İleri demokrasi sayesinde 19 aydır içeride olan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer sonunda tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiler.Gözünü sevdiğimin memleketinde arabanla adam ezer öldürürsün 2 ayda çıkarsın ama parasız eğitim yani"hak" arasan böyle senelerce içerde kalırsın işte.

Yazık değil mi bu gençlere başbakanın önünde açtıkları bir pankart yüzünden hayatlarını kaydırdılar.Dünyaları götüren kodamanlara bişeycikler olmazken çetenin allahı olanlar davalara bile uğramazken? Şimdi berna ve ferhat'ın içerde kaldığı günlerin vebalini kim ödeyecek söylermisiniz? Hadi maddi olarak karşılandı 19 ay ya manevi acısını yarasını kim ve nasıl onaracak ?

Berna ve Ferhat pankart açmaktan 19 ay içerdeyken yasak olmasına rağmen kapalı kasa kamyonetle taşıdığı 8 işçinin ölümüne neden olan kişi sadece 5 yıl hapis cezası aldı ve 3 ay cezaevide kaldı.ironi mi deseeem adaletsizlik mi bilemedim.

Ya kocaelinde kocası tarafından tehdit edildiğini yetkili mercilere bildiren kadının yine korunamaması olayına ne demeli? Yazık değil mi kadıncağıza yanına bir koruma veremediniz diye rahmetli oldu ama işinize gelince 100-200 korumayı yığıyorsunuz başkasına ama bir kadıncağızın yardım çığlığına kapanıveriyor kulaklarınız.

Peki biz kime güveneceğiz şimdi ???

3 Ekim 2011 Pazartesi


Fenerbahçeli olmak

0 Yorumgaçlı Okurcan
Fenerbahçe Taraftarı
Fenerbahçeli olmak gözlerin görmese de stada gelip kulaklıktan maçı dinlerken yapılan tezahuratlara eşlik etmektir.

(Not:Fotoğraf Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında çekilmiştir)

1 Ekim 2011 Cumartesi


Hobinin bokunu çıkarmak diye buna denir herhalde

2 Yorumgaçlı Okurcan
Deniz_Akvaryumu
Hemen hemen her normal insan evladı gibi benimde bir hobim var balık besliyorum.Yıllardır bu hobiyle ilgileniyorum hiç bir zaman aşırıya kaçmadım.Hep makul ölçülerde makul miktarlarda kaldım.Biraz olsun büyütmeyi istemedim de değil yalan yok ama abartmayı hiç düşünmedim.

Geçenlerde bir akvaryum forumunda gezinirken rast geldiğim eleman ipin ucunu fena kaçırmış hangi akla hizmet bir insan evinin garajını komple akvaryum odasına çevirir ki? Tabi bu muhteremin Türk olmadığını belirteyim Taylandlıydı yanılmıyorsam.

Forumda tek tek hangi aşamalardan geçtiğini fotoğraflarla aktarmış hayret ve ibretle baktım fotoğraflarına :) Link bulabisem sizde bakın diycem ama bulamadım sadece elimde birkaç fotoğrafı kalmış buncağızlarla idare ediverin gari.

Deniz_Akvaryumu Deniz_Akvaryumu Deniz_Akvaryumu

Akvaryum değil de mübarek sanki yarı olimpik yüzme havuzu yaptırmış.İçine girsen yüzme bilmesen boğulursun.İçinde aynı anda 2-3 kişi birbirine değmeden çalışabiliyor dersem heralde daha anlaşılır olacaktır.

Ha işin güzelliğine gelirsen Allah var adam döktürmüş.Karşısına geç günlerce bıkmadan usanmadan izlersin.Denizin dibini almış odanın ortasına koymuş.

Masraf konusuna hiç girmeyeyim adam garajı komple akvaryum odası yapmış derken abartmıyorum garajı baştan aşşağı akvaryum tesisatına uygun olarak yenilemiş değme hayvanat bahçesinde öyle tesisat yoktur.Ayrı bir bölmede alttan giden borularla vs su temizliği yapılıyor dalgalanma sağlamak için zibilyon tane ekipman takılmış odanın duvarları oturma grubu vs vs hep sıfır kısacası yok yok.Para var huzur var kardeşim...

İleride acayip derecede zengin olsam bile böyle bişey yaptırmam gerçi bizim memlekette bu kadar sistematik ve tertipli bir deniz akvaryumu yapabilecek know-how var mıdır o da belli değil ya neyse :)

En iyisi hiç bulaşmayıp sadece fotoğraflarına bakıp vay be adamlar yapmış demek.
Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa