Ne Mutlu Türküm Diyene

30 Haziran 2010 Çarşamba


Başbakanın çömelme sorununa çözüm bulundu

1 Yorumgaçlı Okurcan
Tayyip Erdoğan
Lemancılar yaptı yine yapacağını.Başbakanın çömelme sorununa çözüm bulmuşlar ama öyle böyle değil :)))

Pitbulllar sonunda toplatılıyor

0 Yorumgaçlı Okurcan
pitbullEn sonunda devlet harakete geçti ve insanlar için tehlike arzeden pitbull cinsi köpekleri toplatmaya karar verdi.Bana kalırsa biraz sakıncalı bir karar.Toplatmak yerine satışının ve üretiminin tamamiyle yasaklanması, sahiplerine ruhsat alma zorunluluğu ve ayrıca bu tarz köpeklerin diğer insanlara karşı kullanılmasının silah kullanmayla eşdeğer kılınması,toplum içine çıkartılırken ağızlık takma zorunluluğu,hele hele dövüşlerde kullanılmasına ağır cezalar getirilmesi gibi önlemler alınması yeterliydi.Kısacası daha insani önlemler alınabilirdi.Bizim devlet vur deyince öldürüyor böyle.

Pitbull ve benzeri köpekleri besleyenler mağdur durumdalar şimdi zira kallavi bir para cezasıda var.Mantıklı düşünülüp hayvanların teslimi için teşvik etmek daha doğruyken besleyenlere ceza vermek toplum için çok daha sakıncalı sonuçlar doğuracaktır.Pitbull besleyen akılsız değil ceza almak yerine köpeğini doğaya ya da sokağa bırakacaktır.Başıboş dolanan hayvan ise daha büyük zararlara yolaçacaktır.Zira sahibi yanında olmayan bir anda yalnız kalan hayvan daha ürkek ve saldırgan olacaktır.

Bu konuda daha önce fikirlerimi bu yazımda belirtmiştim.

Kanun yapıcılar kanunları hazırlarken ve uygulatırken daha hassas ve daha dikkatli olmak zorundalar.

29 Haziran 2010 Salı


Harry Potter And The Deathly Hallows Son Fragman

0 Yorumgaçlı Okurcan
Harry Potter serisi Harry Potter And The Deathly Hallows'la (Harry Potter Ve Ölüm Yadigarları) sona eriyor son bölüm 2 parça ve 3d olacak.İyi ve kötüler arasındaki destansı mücadelenin sonuna gelinecek.Harry Potter Lord Voldemort'un ölümsüzlüğünün kaynağı olan horkutlukların peşine düşecek ve bu sırada kendi geçmişiyle ilgili hiç bilmediği pek çok şeyi öğrenecek.İlk başlarda çocuklara yönelik bir filmken gittikçe gençlere ve sonunda içine eklenen aksiyon,macera,aşk gibi unsurlarla genç ve yetişkinlere yönelik bir hal alan harry potterin son bölümü fragmanıyla bende olumlu bir izlenim bıraktı.Zaman ne çabuk akıp geçiyor ilk filmde mini mini çocuklar olan Emma Watson ve Daniel Radcliffe hepten kocaman birer yetişkin oldular... Hadi bakalım hayırlısı

Harry Potter And The Deathly Hallows - Harry Potter Ve Ölüm Yadigarları Fragman


Jimnastik için aldatmak

3 Yorumgaçlı Okurcan
Eren Talu - Defne SamyeliEren Talu namlı vatandaş röpörtajında "Erkekler jimnastik için yapıyor, kadınlar ise aşık oluyor" diyerek aldatma mevzuna farklı bir bakış açsıyla yaklaşmış.Aklınca kendi günahlarını örtecek ihaleyi sadece karşı tarafa bırakacak.Kusura bakmasında aklı kafatasının içinde olan birisi sirf jimnastik amacıyla hele hele eşi Defne Samyeli gibi tescilli bir güzelse aldatmaz.Şeytana uydum de, boş anıma denk geldi de,sarhoştum de,bi b.k yedim de ama makul bir bahane uydur be bilader... Böylesi uçuşlar yapmana,fantastik cümleler kurmana gerek yokki.Erkek yaparsa elinin kiri kadın yaparsa o.ospu anlayışı eğitim seviyesi yükselsede değişmiyor anlaşılan.

İhanet ihanettir bunun jimnastiği vesairesi olmaz kulp uydurmaya çalışmak anlamsız.Ha canın cinsellik istiyosa git eşinle yaşa ne yaşayacaksan.Yok eğer sen jimnastik olarak görüyosan eşinde gidip başkalarıyla aşna fişne yaptığında jimnastik olarak değerlendirip babalar gibi sineye çekeceksin lamı cimi yok.

Ben boşanmış çiftlerin eski evlilikleri konusunda konuşmalarına karşıyım ister istemez saçmalıyorlar.Kimsenin bilmemesi gereken sırlar bir anda arsızca ortaya dökülüyor.Öküz öldü ortaklık bitti ne de olsa.Olgun kişiliğe sahip bir insan asla ulu orta yerde eski evliliği hakkında konuşmaz,konuşmamalı fakat sözkonusu eski eşler olunca işin rengi değişiyor.Çoluk çocuk ilerde bunları duyarsa nasıl etkilenirler diye düşünmüyorlar bile.Yıkıyorlar çocuklarının geleceğini farkında olmadan gerçekten çok üzücü...

Aşk,sevgi,evlilik ne kadar güzel şeylerse ihanet bir o kadar aşşağılık...

28 Haziran 2010 Pazartesi


Şeyh Said'i anma yüzsüzlüğü

4 Yorumgaçlı Okurcan
Bilmiyorum dünyanın başka bir ülkesinde bir vatan haini için böylesi bir anma faaliyeti yapılmışmıdır.Acı ama gerçek bu gün Diyarbakır'da Şeyh Said denen şeriatçı, asi,ingiliz işbirlikçisi ve vatan haini için anma etkinliği düzenlendi.Hemde devlete meydan okurcasına asıldıkları meydanda.İşin en acı tarafı devletin güvenlik güçleri de bu faaliyete gözyumdular ne günlere kaldık.Aslında bu şahıslar için söylenecek çok söz var ama değmez.Bir dünya kötü söz geçiyor aklımdan yazmıyorum zira hakaret edersem onlarla aynı seviyeye inmiş olurum.

Hele Şeyh Said'in torunu televizyona çıkmış sırıtarak dedesinin aslında ne kadar haklı olduğunu anlatmaya çalışıyordu gülermisin ağlarmısın.Şahsen benim dedem isyanı geç birini öldürdüğü için asılmış bile olsa, ben utancımdan insan içine çıkamazdım bırak anma düzenlemeyi, ailemizin adını lekelediği için utanırdım ondan.Trajikomik der geçermisiniz yoksa acı bir tebessümle yurdunuzun geldiği bu hale üzülürmüsünüz bilmem.

Ne kadar vatan haini varsa baştacı edilirken ve bunların faaliyetlerine, eylemlerine "demokrasi" adına göz yumulurken vatanı uğruna canını ortaya koyan insanlara yapılanlar ortada.Şimdilik sabır çekmekten başka bir şey elimizden gelmiyor.

Gecenin en karanlık zamanı güneş doğmadan önceki andır.Elbette güneş yeniden doğacak.Yine eskiye nazaran çok daha şanslıyız önceden bu karanlığı yırtan bir tek Mustafa Kemal Atatürk vardı bu gün milyonlarca Mustafa Kemal Atatürk var.

Günü gelecek ve bu gün yapılanların hesabını tek tek soracağız müsebbiplerinden.

26 Haziran 2010 Cumartesi


Sınırda Yaşayanlar – Extraordinary Measures nasıl bir film?

0 Yorumgaçlı Okurcan
Sınırda Yaşayanlar – Extraordinary MeasuresUzun zamandır Sınırda YaşayanlarExtraordinary Measures gibi damardan bir film izlememiştim dibine kadar duygusallık var.Lorenzonun Yağı'nı izleyen ve beğenen varsa bu film tam ona göre demektir.Benim nadiren beğendiğim duygusal yapımlardan oldu Sınırda Yaşayanlar neden diyecek olursanız insanın yüreğine dokunuyor.Sanırım etkileyiciliğinin temelinde gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması yatıyor.Başrollerinde Brendan Fraser (John Crowley) ve Harrison Ford (Dr. Robert Stonehill) var hakkını vermişler biri komedi filmlerinde biride aksiyon filmlerinde isim yapmış iki aktörden gerçekten çok başarılı bir dram.Kadroda yar alan diğer isimler Keri Russell (Aileen Crowley) , Meredith Droeger (Megan Crowley) , Diego Velazquez (Patrick Crowley) , Sam Hall (John Crowley, Jr.) , Jared Harris (Dr. Kent Webber) Yönetmen koltuğunda Tom Vaughan var Senaryo ise Robert Nelson Jacobs'a ait.

Konuya gelince Brendan Fraser (John Crowley) ve Keri Russell (Aileen Crowley)'in çocuklarında çok nadir bir genetik hastalık vardır ellerinden gelen bütün herşeyi yapmalarına rağmen çaresizce beklenen sona doğru ilerlemektelerdir zira hastalığın çaresi yoktur çocukları gözlerinin önünde gün geçtikçe erimektedir.John Crowley'in doktor arayışları sırsında karşısına Dr. Robert Stonehill (Harrison Ford) çıkar çalışmaları ümit vaddetmektedir.John Crowley yoğun uğraşları sonucu Dr. Robert Stonehill'e ulaşır onu ikna eder ancak ortada büyük bir sorun vardır doktorun ilacı henüz deneyseldir ve ortada yoktur.İlacı imal edebilmek için birlikte oldukça zor bir maratona başlarlar...

Sınırda Yaşayanlar – Extraordinary Measures Sınırda Yaşayanlar – Extraordinary Measures Sınırda Yaşayanlar – Extraordinary Measures

Sınırda Yaşayanlar – Extraordinary Measures Fragman


Blake Lively güzel midir?

4 Yorumgaçlı Okurcan
Kimsenin zevkine karışmak gibi olmasında bu hatunu güzel bulan varsa kendine yazık ediyor derim ben ha Sarah Jessica Parker ha Blake Lively gücüne gitmesin de at gibi surat var hatunda ne zaman görsem bir tiskinme,tüylerde dikenleşme hali peyda oluyor bende.Çok az insanı görünce böylesi bir duyguya kapılırım.SJP'de en azından bi sevimlilik var bu bacıda oda mevcut değil.İlginçtir hatunla Vouge dergisi çekim yapmış vay ki ne vay...Oynadığı Gossip Girl'ide sevmem kendinden de hazzetmem.

Blake Lively - Vouge Çekimleri:


Blake Lively - Vouge Blake Lively - Vouge Blake Lively - Vouge

25 Haziran 2010 Cuma


Hayatımız Dizi olmuş haberimiz olmamış

0 Yorumgaçlı Okurcan
FerhundeGünlerdir mevzu hep aynı Aşk-ı Memnu.Ne kadar çok izleyeni varmış meğer.İzlemiyorum diyenlerin bile dilinden düşmüyor arkadaş.Aynı seçimlerde kime sorsan ben oy vermedim dediği halde AKP'in %47 alması gibi.Millete ne kadar dert olmuş bihterle behlülün halvet olması kıçın açıkta yatarsın, sofranda yiyeceğin ekmek olmaz aklın fikrin bu hafta behlül bihteri nerde götürecek.Sanırım bu toplumsal bir fantezimiz erkekler için zengin bir mirasyedi olup önüne gelen hatunla bafileşmek.Hatunlar içinde Bihter gibi çekici olup her türlü hile ve desise ile istediğini elde edebilmek.Güç sahibi bir ednan bey bulup yakışıklı civanlarla gününü gün etmek bu arada zengin herifide elden kaçırmamak.

Biz dizi işini hakikaten abartıyoruz zamanında Kurtlar Vadisinde Oktay Kaynarcanın canlandırdığı Çakır karakteri öldüğünde Karton bir karakter için temsili cenaze namazı kıldıranda bizim toplumumuz değilmiydi.Televizyonun karşısına geçip o beyaz kutuya kitlenince kendi dünyamızı unutup oradaki karton karakterlerin gerçekten aramızda yaşadığına inanıyor ve geriye kendi dünyamıza dönemiyoruz.Ya dizilerimiz gerçekten çok başarılı ya da biz gerçekle sanalı ayırdedemiyoruz.Beyaz kutunun içinde hapsoluyoruz adeta.Sağlıklı bir kişi karşındaki karakterle kendini özdeşleştirebilir normaldir ama pokemon olduğunu zannedip uçucam diye camdan atmaz(Bu ülkede yaşandı bu hadise)

Hayatı unutturuyor diziler bize belkide yeterinden çok stresli hayatımızdan bir kaçış noktası oluyordur...

24 Haziran 2010 Perşembe


Yımaz Erdoğan - Etme

0 Yorumgaçlı Okurcan
Yılmaz Erdoğan'ın sesinden dinleyelim bir seferde Mevlana Hazretlerinin o muhteşem şiiri etme'yi.Yalnız dikkatimi çeken birşeyden bahsetmeden geçemeyeceğim dizeleri keşke tam olarak seslendirseymiş atlamadan bütünlüğünü bozmadan böylede güzel ama işte o ama varya...



Etme

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme


İlginçtir Tuncel Kurtiz'in seslendirdiği ile Yılmaz Erdoğan'ın seslendirdiği biraz farklı.Olur o kadarcık kusur kadı kızında bile

Tuncel Kurtiz'in Sesinden Etme

1 Yorumgaçlı Okurcan
Usta Oyuncu Tuncel Kurtiz'in sesinden Hz.Mevlana'ya ait Etme şiirini mutlaka dinleyin muhteşem.



Etme

Duydum ki sefere çıkmayı kuruyormuşsun etme
Bir başkasını sevmeye bir başkasını dost etmeye niyetlenmişsin yapma yapma
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kurayacak olursan
Gözlerimizi öyle yaşdolu ediyorsun etme
Çalma bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terkediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahfediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

23 Haziran 2010 Çarşamba


Fütürizm ne işe yarar çözemedim gitti

2 Yorumgaçlı Okurcan
Fütürizm
Fütürist olmak kadar kolay bişey yok arkadaş salla gitsin Fütürizm hesapta geleceği mantıklı bir şekilde öngörmek ama kusura bakmasınlar 1960'larda yapılmış çizimleri gördüğümde gülmekten yerlere yattım adamlara göre şimdi bizim k.çımızda roket oradan oraya uçmamız teknolojinin anasını ağlatmamız gerekiyodu ama henüz o kadar ilerleyemedik.Ya bizde bi mallık var ya da herifler hakkaten iyi kafa bulmuşlar milletle.

Misal hep istemişimdir Startrek'teki gibi ışınlanıp bi yerden bi yere saliseler içinde gidebilmeyi.Ne bileyim elimde bi fazer olsun gemilerimizden foton torpidoları fırlatalım,odamızdaki zottirik bi dolaba girelim 2-3 tuş kombinasyonu vızt saniyesinde önümüze bi Hünkâr Beğendi gelsin.Nerdee çook çalışmamız lazım çok.

Bir ara sinema dünyasında cyborg modası vardı milletin orasına burasına mekanik cisimler monte ederler yarı robot hale getirilerdi.Hatta Altı Milyon dolarlık adam diye bişey vardı kaza geçirdikten sonra modifiye edilmiş mutfak robotundan hallice biri haline gelmişti.Arkadaş hala millet kol bacak eksik çolak,topal idare ediyor.Organ mevzuna hiç girmeyelim henüz o konuda geldiğimiz düzey bir arpa boyu yol alamamışlıktan öteye geçmiyor.

Fütürizm


Hala uzaya doğru düzgün bir istasyon bile koyamadık be daha bundan 15 sene öncesine kadar kocaman bir istasyonumuz olacak diye yırtınıyodu NASA ama daha ortada gecekondu kadar bi mekan bile yok.Ayda üs falan olacak derlerdi bizde saftirik saftirik inanırdık seneler geçti aya ne giden var ne gelen.Mars konusu ayrı bir felaket, vaziyetimiz içler acısı anca bit kadar araştırma araçları yolluyoruz onlarda kör topal ya çalışıyor ya çalışmıyor.

Malesef eski fütüristleri büyük hayalkırıklığına uğrattık.Sanırım teknolojik bir darboğazın içindeyiz en kısa sürede aşalımda biraz keyfimiz yerine gelsin bu ezik teknolojiyle nereye kadar değil mi :)

22 Haziran 2010 Salı


Mustafa Sarıgül'den olumlu bir adım

4 Yorumgaçlı Okurcan
Mustafa SarıgülMustafa Sarıgül'le pek yıldızımızın barışık olduğunu söyleyemem bir türlü kendisinden pozitif bir elektirik alamamışımdır.(Elektirik almakta neyse son zamanlarda dillere plesenk olan acayip bir deyim sanki transistörlü radyoyuzda elektirik alıcaz hoşlanmadım de gitsin arkadaş.) Bugün Televizyonlarda ve gazetelerde yeralan haber açıkçası biraz olsun pozitif bakmama neden oldu.Kendisi yeni kurduğu ve olumlu yönde ilerlediği TDH (Türkiye Değişim Hareketi) ile parti kurmamaya karar verdiğini seçimlerde CHP'ye destek vereceklerini açıklamış.Hakikaten güzel bir hareket olmuş takdir ettim. Türk Solunun en büyük handikaplarından biridir hizipleşmek bölünmek.Sonunda birileri bölünmek yerine birleşmenin güç kazandıracağının farkına varmış.Hayret...

21 Haziran 2010 Pazartesi


İlhan Selçuk'ta ayrıldı aramızdan

0 Yorumgaçlı Okurcan
İlhan Selçuk
Türk Basını abide bir ismi daha yitirdi.Ne kadar acı gittikçe yeri doldurulması zor hakiki aydınlarımızı birer birer yitiriyoruz teslim ediyoruz kara toprağa.Gerçi hayatın düzeni böyle birileri ölecek birileri doğacak kimse baki değil bu dünyada insanın namından başka.Eminim İlhan Selçuk çoğu insan için güzelliklerle yadedilecek biriydi o yüzden kaybından dolayı yaşanan üzüntüde o derece büyük.Cumhuriyet'in temel değerleri için yürüttüğü mücadele onu hapislere bile düşürmüştü,işkencelerden geçmişti Ziverbey Köşkünde.Ömrünün son demlerinde 80'li yaşlarında ise haksızca "sözde" terör örgütü yöneticiliğinden gözaltına alınmıştı.

Ölümünden keyif duyacak bir grup haysiyetsiz insanda yok değil buyursunlar kına yaksınlar biryerlerine habisler.

Cumhuriyet Gazetesi babasını yitirdi gerçek Cumhuriyetçilerde İlhan Ağabeylerini.Güle güle İlhan Abi hep kalbimizde olacaksın.Nur içinde yat...

20 Haziran 2010 Pazar


Buruk Bir Babalar Günü

0 Yorumgaçlı Okurcan
Hafta sonu yaklaşırken aslında güzel bir yazı yazmayı düşünüyordum Babalar Günü hakkında ancak yaşanan gelişmeler bende öylesi bir tahribat yarattıki moralden eser kalmadı.Nasıl kalsın eli kanlı örgütün baskınında şemdinlide 11 evladını şehit verdi bu ülke.11 baba hayatının en acı gününü yaşadı ve kalan ömürleri boyunca her gün yeniden yaşayacaklar.Uyandıkları her sabah evlat kokusunu çekecek gönülleri onu yeniden koklamak, sarılmak isteyecekler ama sineler boş kalacak.Kapı her çaldığında evladım diye bir an neşelenecekler belki ama içeri giren başka biri olduğunda yıkılacaklar yeniden,yemekte masaya belki şehidi için bir tabak daha koyacak anası dalgınlıkla ve yemek istedikleri o yemek zehir olacak onlara boğazlarına duracak, midelerine bir yumruk gibi inecek.Başkalarının evlatları düğün dernek evlenirken onlar bir köşede mahzun kalacaklar muradını göremedikleri için çocuklarının.Ama hepsi gururlu olacaklar her an bir insanın kavuşabileceği en yüksek makama ulaşan çocukları için dualarını eksik etmeyecekler ve VATAN SAĞOLSUN diyecekler.

Bu kısır döngü sürdükçe her yıl,her ay,her gün,her babalar günü bu acılar yeniden yaşanmaya devam edecek.Yılardır yaşandığı gibi.

Siyasette girmeyeyim dedim yine dayanamadım abuk gelişmeler üzerine.Bir bakan çıkıyor ordudan tatmin edici açıklama beklediğini söylüyor.Yahu eğer açıklamayı ordu yapacaksa senin ne işin var orada ordudan da sen sorumlu değil misin bakan olarak o açıklamayı halka yapması gereken sen değil misin? Ama niyet başka, vebali başkasına yıkmak, sorumluluktan kaçmak, cambaza bak derken aradan kendini sıyırma derdinde zat-ı muhterem.

İşiniz gücünüz orduya,terörle mücadele eden birimlere saldırmak onu ezmeye çalışmak adamlar ne yapsın onlarınkide can aynı anda 2 cephede savaşamıyorlar işte.İçerde siz saldırıyorsunuz arkadan diğeride malum örgüt.Sahte Gizli tanıklarınızla öyle bir terör havası estirdiniz ki adamlar çekiniyorlar terörle mücadele ederken.Bu gün teröriste sıktığım mermi yüzünden yarın devletin savcısı benide gizli tanık ifadeleriyle yargılatır mı diye.

Bir diğeri suçu avrupa ülkelerine atıyor, doğru avrupa bu şerefsizleri himaye ediyor da sen ne iş yapıyorsun sorması ayıp devlet olarak? Bu gün çattığınız israilin nazilere yaptığını yapsanıza özel timler oluşturup dünyanın her yanında takip edip yakalayın yakalayamazsanız sıkın kafasına ama sen gerekeni yapma hemde suçu başkasında ara.Gönderin timlerinizi patlatın şerefsizlerin merkezlerini bakın bakalım avrupada birtane yandaşları kalıyormu onları himaye edecek...

Her neyse ey babalar evladınıza bu gün sımsıkı birdaha sarılın hemde çok içten olsun bu sarılma formalite icabı değil.Siz de çocuklar babalarınızın kıymetini bilin ve unutmayın siz ne kadar büyürseniz büyüyün onların gözünde minicik çocuklarısınız.Sizlerin dizi bile kanasa babanızın yüreği yanar.

Tüm Babaların Babalar Günü'nü en içten dileklerle kutlarım....

19 Haziran 2010 Cumartesi


Blogger Tacizcileri yakalandı

2 Yorumgaçlı Okurcan
TacizciBlogspot dünyası sonunda rahat bir nefes aldı.Emniyetin Google yetkililerinin işbirliği içinde birlikte yürüttükleri operasyonda E.C(16) ,T.S (19),B.K(41),G.O.T (34,5) isimli şahısları suç aletleriyle beraber yakaladılar.Daha önce defalarca bayan bloggerleri ayıpçı yorumlarla taciz ettikleri belirlenen şahıslar emniyetteki ifadelerinin ardından mahkemece tutuklandılar.Cezaevine götürülürken muhaberilere "Abi valla biz bişey yapmadık wirelessimize girmişler" diyen zanlılar mahkeme çıkışı bayan bloggerlerin klavye darbeleriyle linç olmaktan son anda kurtarıldılar.

Sıcaklara Buzdolabı bile isyan etti sonunda

1 Yorumgaçlı Okurcan
buzdolabıArkadaşlara Antalya çok sıcak diyorum fakat burada yaşamadıkları için tahayyül edemiyorlar.Ne var kardeşim aç camı pencereyi serinle diyenler bile var ulen esen rüzgar bile fan gibi ısıtıyo ne işe yarıyor sanki.En sonunda buzdolabı bile isyan etti sıcaklara dün kendisi çalışma hayatına son verdi zaman zaman çalışmakla beraber bi düzeni yoktu.Bu gün teknik servisi çağırdık gelip kontrol ettiler sıcaklardan olmuş dediler.Bakalım eğer akşam motor soğuduğunda da çalışmazsa motor komple değişcekmiş.İkinci sefer olacak yeniden değiştirilirse motor.Zaten elektirik kesintisi yüzünden bir tv birde pc kaybettiğim Antalya'da üstüne bide sıcaklardan buzdolabını kaybedersek çıldırabilirim...

18 Haziran 2010 Cuma


Emniyet Kemeri

1 Yorumgaçlı Okurcan
Facebookta bir arkadaşım paylaşmış çok güldüm şahane bir fıkra Kıbrısta geçmiş gerçek bir olay olduğu idda ediliyor :)

Yaşlı bir amca, eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedirBunu gören trafik polisleri, amcaya takılmak isterler ve durdururlar

Polis : Be amca, necin dakman golani? ( Golan: Emniyet kemer )
Amca : Dakmam be iste!
Polis : E bak gördün mü, simdi ceza keseceyik
Amca : Kes bakalim ne keseceysan da gidecem,acele işim var
Polis : Peki amca, cezayi sana mı yazalım yogsam eşeğe mi?
Amca : ???
Polis : Yani cezayi sana yazarsak beş milyon , eşeğe yazarsak üç milyon
Amca : Bana kes o zaman
Polis : Neden sana keseyon amca?
Amca : Onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu

Ankara'nın yeni logosunun bana düşündürdükleri

3 Yorumgaçlı Okurcan
Eski Ankara LogosuKullanımdaki Ankara LogosuYeni Ankara Logosu


Oldum olası Melih Gökçek'in zevkine ifrit olmuşumdur.Sanat ve görsellik anlayışı heykellere tükürmekten ibaret.Tamam iyi güzel hizmet, park bahçe yapıyorda bu logo işinden hiç çakmıyor arkadaş.Daha öncede şimdi kararlaştırılan logodan daha dandik birini yıllarca Ankara halkının gözüne soka soka kullanan vatandaş yeni logosuyla bu işte yeni bir çığır açmış vaziyette :) 23 Nisan faciasınıda unutmayalım çocuklar eğlensin diye Güven Park'a KingKong kılıklı korkunç bir şişme goril dikmemişmiydi :) Alışkanlık haline geldi insanları şaşkına çevirme işi bence o semboldeki kedi Melih Gökçek'e daha çok benziyor Ankara Kedisi 'nden.Lens takıp piyasaya çıksa tıpkısının aynısı

Sadece gökçeğe has bir durumda değil bu bizim aynı zihniyete sahip insanlarda bu sakillik bol miktarda mevcut 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası için seçilen jason kılıklı kedide aynı kafanın ürünüydü.

El İnsaf

17 Haziran 2010 Perşembe


100.İzleyici Şerefine

9 Yorumgaçlı Okurcan
sanitaBaşlığa bakıp la bu denyo bişeylermi dağıtacak diyebilirsiniz yok öyle yağma :) Len para mı var sanki, olsa dükkan sizin.Sadece 100.izleyicim olunca sevindirik oldum valla hey gidi günler hey bir zamanlar okuduğunuz blogun olduğu yer bir bozkırdı uğraştım didindim bozkırın ortasından 2 oda 1 salon bi blog yarattım.Hadi bakalım bidahaki şamata 500'de dağılın.

Ha unutmadan 100.üyem sanita olmuş yakında falan oturuyosan en fazla bi gazoz ısmarlarım ona göre çok büyük umutlara kapılma :)

Deniz sezonunu açmış bulunmaktayım.

0 Yorumgaçlı Okurcan
denizSon birkaç senedir denizle olan ilişkimiz bir hayli karışık ilk başlarda oldukça keyifli olan muhabbetimizden sonra dargınım kendisine arada bir uğrar halini hatırını sorarım o kadarcık.Kıyısından bakıp beni yutamayacaksın Akdeniz diyerek ayağımı bandırıp çıkarak çimmeden kıyısından dönmüşlüğüm çok vardır.Bu senede epey bir nazlandıktan sonra denize gittim sabahın 9'unda elimde şemsiye havlu bizimkilerle beraber sahile indik.

Sahilde gayet güzel bir esinti vardı ve hayret ettim ilk defa denize amelecanlarla beraber girmiyorduk hatta kenarımızda sevimli bir rus çekirdek ailesi bile vardı turistler denize gelmişlerdi hemde açık halk plajına.İki sevimli çocuk bıcır bıcır rusça konuşup denizde cebelleşiyorlardı.Ayrıca üzerinde basma fistanla denize giren bizim süper zeki vatandaşlarda olmayınca dadından yenmezdi deniz.Kısacası huzur ve sükunet hakimdi tüm sahile.

Derken o an geldi yavaşça sokuldum ayaklarımı dizlerime kadar soktum,ufak bir ürperti kapladı içimi soğuktu.Belime kadar girdiğimde bariz üşüyordum atıverdim kendimi akdenizle birbirimize kavuşmuştuk sonunda.Süper tuzlu sularında kulaç atmak suretiyle eğlenceye vermiştim kendimi.Yahu epeydir deniz yüzü görmediğimden hamlamışım 100 mt ya yüzdüm ya yüzmedim kolum bacağım hemencik yoruldu nefesim dibeğimden çıktı.Neyse daha fazla kalmanın bir anlamı yoktu bende kendimi güneşlenmeye adadım.Ama dışarısı pek durulacak gibi değildi bildiğin hamam saat 10 bile olmamışken yanıyordu ortalık bizimkilerle beraber tası tarağı toplayıp eve attık kendimizi.

*Farkına vardım ki babam rusça konuşamasa bile rusça işaret edebiliyordu.Çocuklardan birinin kaçan kolluğunu tek işaretle rus aleye göstermiş onlarda gayet anlamışlardı durumu.:)

*Amelecanlar olmadan sahil çok huzurlu.

*Basma fistan giyipte denize giren tiplerde olmayınca zevk alabiliyormuşum denizden.

Not:Siz siz olun Antalya'ya haziran ve eylül 15 arası gelirseniz sakın ha sakın sabah saat 11'den akşam 6'ya kadar dışarı yanınızda soğuk su, şapka olmadan çıkmayın hatta mümkünse hiç çıkmayın klimalı ortamda kalın.Ben çıktım az kaldı yolda susuzluktan geberiyodum gittiğim yerde yürüyerek 10 dakika mesafede.Yerden alevler yükseliyor ayrıca esen rüzgarda kavurucu çöl sıcağından beter üstüne birde nem ve güneş etkiside girince Turbo fırınlarda pişirilmekte olan tavuklara dönüyorsunuz.İsteyenler kendilerinin gözden çıkarabilecekleri kısımlarına galeta unu ve sos bulayarak Antalya sıcağında güneş altında bırakmak suretiyle deneyebilirler.KFC tavuğundan beter olursunuz sizi temin ederim.

Buram buram iyot kokan cemo.

16 Haziran 2010 Çarşamba


Acun - Tanem - Beyazıt triosu

0 Yorumgaçlı Okurcan
Acun-Tanem-Beyazıt
Magazin dünyasında yeni muhabbet Acun Ilıcalı,Tanem Sivar ve Beyazıt Öztürk'le ilgili.Bilindiği üzere tanem daha önce acunun programlarında yeralmış ve uzunca bir süre birlikte çalışmışlardı.Şimdilerde ise Beyazla beraberliği ve işlerin ciddi olduğu bilinen tanemin önceleri acunla "yasak aşk" yaşadığına dair dedikodular var.Dedikodunun kaynağıda "Duayen"magazinci Aykut Işıklar.

Aralarında ne olduğunu bilmem ancak varsayalımki zamanında yaşanan bir aşk vardı acun ve tanem arasında bundan bize ne yasal sınırlar içinde yaşanan ilişkiler halkı ilgilendirmez.İsterlerse 3lü takılsınlar bize ne.Olmadığını varsayarsakta böylesi çirkin bir iftiranın bir bedeli olmalı.

Bu gelişmeler üzerine okuduğum kadarıyla acun yasal prosedürlere başlamış ve Aykut Işıklar'ı mahkemeye vermiş.Helal olsun polemiğe girmek yerine yasal yollara başvurarak hakkını araması acunu gözümde bir numara daha büyüttü.

Aslında magazin tarzı konulara girmeyi pek sevmem ama bu konu hakikaten ilginç ve çok su kaldıracağa benziyor.

15 Haziran 2010 Salı


Demokrasiden Derebeyleri Yaratmak

0 Yorumgaçlı Okurcan
"Über"demokrat hükumetimiz yeni bir yasa tasarısı hazırlamış eğer meclisten onay alırsa gözünüz aydın Türkiyede yeni bir dönem başlayacak "Derebeylik dönemi".Nerden çıkardın bunu diyecek olursanız çıkacak yasa sayesinde Büyükşehir Belediye Başkanları kafalarına göre her yeri kentsel dönüşüm alanı ilan edip oralarda imar faaliyetleri yürütebilecekler buna stratejik askeri alanlar da dahil hemde hiç bir yere danışmadan onay almadan yapabilecekler.Daha önceden belediye başkanları oy almadıkları yerlere hizmet götürmemek ne bileyim otobüs seferlerini azaltmak gibi kıytırık "cezalar" verebiliyorlarken şimdi bir bakmışsınız sizin mahalleden oy çıkmadı diye sizin mahalle bir anda ticaret alanı ilan edilmiş evleriniz ederinin yarısına belediyenin eline geçmiş.Sizlerede evinize karşılık kuş uçmaz kervan geçmez yerlerdeki Toki konutları kalmış :)

Bu vatandaşların zihniyeti belli daha önce Melih Gökçek ilçe belediye başkanlarınıda Büyükşehir Belediye Başkanları atasın diye ütopik bir önermeyle meydana çıkmıştı.Neymiş efendim ilçe belediyeleri ile büyükşehir aynı partiden bile olsa anlaşmazlık çıkıyormuşta hizmet sunulamıyormuş kuyruklu yalan, amaç kendilerine ekstra yetkiler kazandırmak.Belediye başkanından ziyade o bölgenin mini padişahı olmak.Oldu olacak muhtarları,kaymakamları hatta valileri de B.Belediye başkanları atasın nede olsa amaç ulvi halka hizmet götürmek değil mi.Başlarında tek adam - başkan olma heveslisi biri varken onun yandaşlarının başka hevesleri olduğunu düşünmek saflık olur zaten.Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.Hazırlanan yasa tasarısıda gösteriyorki bu yasanın altında Melih Gökçek gibi "parlak" zihinlerin parmağı var.

Başka devletler demokrasi yolunda ilerlemeye devam ederken güzelim memleketimizin geldiği ve gelmek üzere olduğu durumlara bak.Demokrasinin amacı uzlaşmaktır bunların zihniyetinde bir mevki ile anlaşamıyorsan uzlaşmak yerine o mevkiyi ele geçir,yetkilerini kendine al alamıyorsan etkisizleştir ya da başına kendinden birini getir.Yök Yök diye inliyorlardı ne oldu Yök'ü elegeçirdiler gıkları çıkıyor mu şimdi.

Hadi hayırlı olsun...

14 Haziran 2010 Pazartesi


Grup Yorum - Uğurlama

4 Yorumgaçlı Okurcan
Türk Müzik Tarihinde önemli bir yeri olan Grup Yorum 25 yaşına girdi dile kolay 25 yıl.En sevdiğim şarkılarından biridir Uğurlama 25.Yılın şerefine sizde dinleyin derim daha önce hiç dinlememiş olsanız bile...




Grup Yorum - Uğurlama Sözleri:
Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman
uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
alıpta başını gitmek istersin karanlık
sokaklar kör sağır dilsiz

Ey sevda kuşanıp yolara düşen
Bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eyer
Yarin hasretinin yankısı kalır

Ey sevda kuşanıp yolara düşen
Bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eyer
Yarin hasretinin yankısı kalır

Gecenin ucunda gün aralanır
Yar sevdası ile yürek bilenir
Sızılı bir ırmak uğurlar seni
Su olup akarsın
Kır çiceklenir

Gecenin ucunda gün aralanır
Yar sevdası ile yürek bilenir
Sızılı bir ırmak uğurlar seni
Su olup akarsın
Kır çiceklenir

Ey sevda kuşanıp yolara düşen
Bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eyer
Yarin hasretinin yankısı kalır

13 Haziran 2010 Pazar


Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice geliyor - Fragman

0 Yorumgaçlı Okurcan
Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice
Temmuzun ortasında gösterime girecek olan Sihirbazın ÇırağıThe Sorcerer’s Apprentice filminden izlediğim fragmanlar neticesinde oldukça ümitliyim.Açıkçası fantastik filmleri seven biri olarak fantastik olsun çamurdan olsun derken oldukça iyi bir yapımla karşı karşıya kaldım.Nicolas Cage son zamanlarda yaptığı pek çok filmde beni birhayli hayal kırıklığına uğratmışken bu yapımla kalbimdeki tahtını yeniden elegeçirdi.Sihirbazın Çırağında Nicolas Cage,Monica Bellucci,Alfred Molina gibi usta isimler var izlemek için yeterli bir kadro ayrıca belirteyim Nicolas Cage aynı zamanda filmin yapımcıları arasında da yer almakta.Yönetmenliğini Jon Turteltaub'un yaptığı filmin senaryosu ise Lawrence Konner,Doug Miro,Carlo Bernard,Matt Lopez,Mark Rosenthal'ın elinden çıkmış.Filmle ilgili şimdiden çok goygoy yapmayalım sonra kötü çıkınca üzülüyorum.

Konusuna gelince Dave, Balthazar Blake adında tuhaf biri aniden hayatına girdiğinde fizik dersinden geçmeye çalışan ve rüyalarının kızı Becky’den randevu koparmaya çalışan bir üniversite öğrencisidir. Balthazar’ın günümüzde bir sihirbaz olduğu ortaya çıkar, aynı güce sahip hatta kendi gücünü aşan birini bulmak için uzun süredir arama yapmaktadır.Ancak kötü bir kişi olan ve uzun zamandır rakibi olan, Maxim Horvath, sadece Blake ve Dave’i değil tüm New York şehrini tehdit eder, bahtsız Dave gönülsüz de olsa Balthazar’ın koruması altına girer, Dave’e hızlı bir sihirbazlık sanatı ve bilimi eğitimi verir.Bu alışılmadık ortakların, Horvath ve karanlığın güçleri günümüz Manhattan’ını mahvetmeden önce birlikte durdurması gerekmektedir. Dave'in Sihirbazın Çırağı olma aşamasında eğitimini tamamlamak, şehri kurtarmak ve kızın gönlünü fethetmek için tüm cesaretine ihtiyacı olacaktır.

Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice Filmden kareler

Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice

Sihirbazın Çırağı – The Sorcerer’s Apprentice Fragmanı


12 Haziran 2010 Cumartesi


Ece Erken Bikinili yakalan "mış"

3 Yorumgaçlı Okurcan
İllet olurum yakalandı haberine alayı tıraştır anlaşmalıdır.Kimse kimseyi istemeden yakalayamaz.Ece Erken namlı sunucu vatandaş Bodrum Türkbükü'ne gitmiş orada denize girerken güya "yakalanmış" insanın zekasına hakaret gibi bişey bu bilader böyle görüntülenmek istemiyorsan denize gazetecilerin cirit atmadığı bir mekanda girersin kimse seni çekmez çekemez.Ama gelirde Türkbükü gibi bir yerde sereserpe salınırsan illaki bir magazin kamerasına yakalanırsın.Fakat takdir ettim kızı bir gram selülit yok bakıyor kendine para var huzur var tabi anasını satayım.Dükkanı iyi yere açmış belli.

Bayatladı artık bu tarz haberler ama işin kolayı bu olduğundan magazincilerimizde seviyorlar.Aynı arka kapak güzelleri gibi.Bilmem nereli manken bilmemne Türkiyeye bayıldı Türk erkekleri çok sempatik ve yakışıklı ayrıca istanbula bayıldım en kısa sürede yerleşip birilerinin bana yolda belde tecavüz etmesini istiyorum.Yıllarca böyle haberlerle yediler bitirdiler gariban erkeklerimizin beynini şimdi hepsi yolda salya akıtarak geziyosa bu haberler yüzündendir benden söylemesi :)))

Ece Erken Bikinili Fotoğrafları

Ece Erken Bikinili Ece Erken Bikinili Ece Erken Bikinili

11 Haziran 2010 Cuma


Adalet Peşinde - Law Abiding Citizen Nasıl bir film?

2 Yorumgaçlı Okurcan
Adalet Peşinde - Law Abiding CitizenAdalet Peşinde - Law Abiding Citizen şahane bir polisiye ve gerilim filmi.Bu türleri seviyorsanız mutlaka izleyin.Adalet sistemine,itiraf mekanizmasına ve hukukun işleyişine derin bir eleştiri getiriyor.Başrollerinde Jamie Foxx,Gerard Butler gibi iki dev isim var.Kurgu, senaryo,işleniş ve filmde zekice hazırlanmış süprizler kesinlikle sizi filmin sonuna kadar sıkılmadan getiriyor.Filmin yönetmeni F. Gary Gray senaryosu ise Kurt Wimmer'e ait.Konuya gelecek olursak Clyde Shelton (Gerard Butler) ailesiyle mutlu mesut yaşayan bir amerikan vatandaşıdır bir gün evine iki soyguncu gelir Clyde Shelton (Gerard Butler)'ı bıçaklar eşini ve küçük kızınıda öldürürler.Ancak hesap etmedikleri bir iş gerçekleşir Clyde Shelton (Gerard Butler) hayatta kalır.Zanlılar yakalandıktan sonra davayla ilgilenmesi için Nick Rice (Jamie Foxx) atanır ancak ortada bir problem vardır Nick Rice (Jamie Foxx) davayı kazanmayı değil kariyerini ve başarı oranını düşünmektedir.Kariyerinde ufak bir başarısızlık oranı bile gözükmesin diye soygunculardan biriyle anlaşmayı seçer.Cinayetlerden sorumlu olan asıl suçlu olan hafif bir cezayla yırtarken diğer arkadaşı idama mahkum olur.Aradan yıllar geçtikten sonra itirafçı olan soyguncu tahliye olur. Tahliyesinin hemen ardından vahşice bir cinayete kurban olmuş bir şekilde bulunur.Clyde Shelton (Gerard Butler) cinayeti itiraf eder ve savcıya bundan sonra tüm istekleri yerine getirilmezse daha pek çok can alacağını söyler.Yıllar boyunca muhteşem bir intikam planı hazırlamıştır.Her itirafı karşılığında savcıdan birşeyler kopartırken aslında bu itirafçılık sistemi ve adalet mekanizmasına bir tokat atmaktadır.

Film beni hakikaten etkiledi ve beğenimi kazandı şimdiye kadar seyretmemiş olanlar varsa mutlaka izlesinler.Kesinlikle izlediklerine değecek.

Filmden Kareler:

Adalet Peşinde - Law Abiding Citizen Adalet Peşinde - Law Abiding Citizen Adalet Peşinde - Law Abiding Citizen

10 Haziran 2010 Perşembe


Kedi Kesmenin Dayanılmaz hafifliği - Yasal Boşlukların Faydaları

3 Yorumgaçlı Okurcan
Kedi kesen kızMalum yasalarımızda pek çok eksik gedik mevcut.Yasaları çiğnemeyi adet edinen arkadaşlarda bu boşlukları adliyelere gide gele iyice öğrenmişler ve bu boşlukları sonuna kadar kullanmaktalar.Hani bir zamanlar hatırlarsınız kendini satanist addeden kedi kesen kız vardı.O vatandaş yaşı küçük olduğundan dolayı ceza almadan yırtmıştı.İşte bu vatandaş yine aynı haltı karıştırmış yeni hayvan katliamlarına imza atıp birde üstüne resimlerini sağa sola yollamış.Şimdi bunu alıp göndersen adliyeye yine yaşı yetmediğinden anında çıkacak dışarı.Zaten Hayvan Hakları konusunda süper ileri bir yasal sisteme sahibiz ya ceza alsa ne olacak en fazla hayvanlara eziyetten para cezası alıp kurtaracak paçayı.İnsanın asabı bozuluyor böyle durumlarda.Yasal sisteme olan inancını kaybediyor.

Gerçi insanına değer vermeyen bir devlet ve hukuk sistemi varken hayvan haklarından bahsetmek ütopya gibi bişey.

Aslında üzülüyorum kızcağıza yolunu kaybetmiş.O kadar derinlerdeki kendi başına bu halden kurtulması çok zor gözüküyor.Acilen tedavi altına alınmalı.Gidişatını iyi görmüyorum ileride daha beter işlere imza atar ve yine bu yaş mevzusundan yırtarsa şaşmam.Nasıl olsa sistem ceza vermiyor diye bildiğini okumaya devam edecek...

9 Haziran 2010 Çarşamba


Uzaylılar Türkçe Konuşuyormuş

1 Yorumgaçlı Okurcan
Uzaylı - Alien
Yanlış okumadınız koskoca İspanyol Ulusal İstihbarat Merkezi yalan söyleyecek değilya adamlar uzaylıların Türkçe'ye benzeyen bir dil konuştuklarını iddaa etmişler.Alpha Centauri'den dünyaya gelen uzaylıların aralarında konuştukları dil Türkçe'ye çok benziyormuş.Yıllar boyunca garibim Mustafa Topaloğlu'na boş yere haksızlık etmişler alın işte basbaya uzaylılar türk arkadaşım.Ben şüpheleniyodum zaten bu dünyaya ait olmadığımızdan.Demekki ya atalarımız uzaydan geldi ya da atalarımız gidip oraya yerleşti.Göçebelik karakterimiz olduğundan mütevellit gidip Alpha Centauri'ye de gecekondusal koloniler kurmuş olma olasılığımız basbaya mevcut.

8 Haziran 2010 Salı


Google servislerine erişememe sorunsalı

2 Yorumgaçlı Okurcan
Google
Birkaç gün evvel Google Translate servisini kullanmak için girmeyi denedim aman allahım 10 dakka geçti açılmadı heralde internet bağlantımdandır diye düşünüp başka sitelerden işimi gördüm.Fakat gördüm ki istatistik hizmeti olarak google analystic kullanan sitelerde epey kasılıyordu.Aynı problem ertesi günde karşıma çıkınca bu işte bir iş var dedim akabinde kokusu çıktı.Bizim aklı evvel bilişimciler *(TİB) Youtube engelini güncellemek isterlerken bu işe imza atmışlar peki bu durumun servislerle ne alakası var diyecek olursanız google kullandığı servisleri aynı ip havuzunda toplamış durumda doğal olarak bizim aklıevvelerin *(TİB) aldığı tedbirler yüzünden google servislerinin bulunduğu ip havuzuna engel gelmiş.Sağolsunlar "kaş yapayım derken göz çıkarmak" diye buna denir heralde.Yahu bizim süper zekalar sayesinde Türkiye yasakçı,baskıcı rejimler ve anti demokratik ülkelerle aynı kategoriye girdi.Tebrikler böyle devam edin yakında google'ıda yasaklarsa bu kafalar şaşırmam...


*TİB:Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı

İnternetten tv izlemenin yeni yolu Chrome

0 Yorumgaçlı Okurcan
Chrome Tv
İnternetten tv izlemenin pek çok yolu var ancak programlar vasıtasıyla izlemek çoğu zaman bilgisayarımız için tehlike oluşturabiliyor(virüsler -trojanlar).Şimdi anlatacağım yöntemle kısıtlı sayıda da olsa tv kanallarını gönül rahatlığıyla izleyebileceksiniz.Google amca bizi düşünüp chrome tarayıcısına uygun bir tv izleme eklentisi yaratmış.Öncelikle Bilgisayarımıza buradan Google Chrome indirip yüküyoruz.Daha sonra chrome tarayıcımızı açıp buradan elde edeceğimiz eklentiyi kuruyoruz.Tataaa hemen üst köşede bir tv simgesi çıkıyor bu simgeye tıklayıp pek çok yerli ve yabancı kanala ulaşabiliyoruz.

Not:Eklentiyi indirmeden söyleyeyim Türk kanalları yetersiz hatta oldukça az bunu gözönüne alıp indirip indirmeyeceğinize karar verin...

7 Haziran 2010 Pazartesi


Bir şans daha olsa

1 Yorumgaçlı Okurcan
sırat köprüsü
Bazen düşünmüyor değilim bir şans daha verilse hayata yeniden başlayabilsek değişirmiydi dünyanın hali.Aynı hataları yaparmıydık yeniden? Kopya çekermiydik sınavlarda yoksa dersimize hakikaten çalışırmıydık? Ekermiydik okulu sigara içmek için köşelere saklanırmıydık? Ucuz şaraplarla kendimizi avuturmuyduk taze açılmış aşk yaralarımızı yadederek? Belkide o acıları hiç yaşamazdık adımlarımızı dikkatli atarak. Severmiydik,aşık olurmuyduk aynı insanlara kanımız kaynarmıydı şimdiki gibi?Haylazlığı bırakıp şimdilerde mazi olmuş sevdiklerimizi üzmemeye mi çalışırdık daha sıkı mı sarılırdık onlara hiç ayrılmamacasına.

Belkide mutlak kader vardır ve elinden hiçbirşey gelmez ne kadar uğraşsan da başına gelecekleri bilsende.Her yolun sonu aynı düzlüğe çıkar.

Sen istemesende....

6 Haziran 2010 Pazar


Evcilik Oyunu ve Düş Sezginleri

2 Yorumgaçlı Okurcan
Evcilik Oyunu
Baştan peşin peşin söyleyeyim bu programda yarışan arkadaşların hiçbirine gıcıklığım yok ve herhangi bir husumette beslemiyorum eminim herbiri kendi sosyal çevrelerinde çok beğenilen baştacı edilen insanlardır.Ancak hepsini toplayıp bir araya getirdiğinizde anormal bir sakillik ayriyetten yapmacıklık fışkırmasından mütevellit oldukça bayağılık yaratmaktan başka fonksiyonlarını göremedim.Televizyonda ata sporumuz olan reklam arası zaping yaparken Show Tv'de tesadüf ettiğim bu yarışmamsı programdan net konuşmak gerekirse zerrece haz almadım.Hele Yıldız Asyalı ve Kendi namındaki bacılar bende oldukça negatif elektirik bıraktı.Saçma sapan tavırları beni hatun milletinsen soğuttu yani o derece.Yarışmamsı varlıkta yaptıkları hareketleri normal sosyal bir ortamda yapsalar afedersiniz millet g.tüyle güler bunlara.(G.tüyle gülen insanmı var diye düşünenlere not:Evet biz zaman zaman g.tümüzle gülebiliyoruz evrimleştik yeni insan türü oluşturduk bizim familyamıza "Homo G.tüylegülebilenus" adı verildi.)

Bu yarışmanın mantığınıda çözemedim hani çocuklar Evcilik Oyunu oynar ona benziyor fakat amaç ne onu anlayamadım şimdi bunlar karı koca gibi davranıp puan toplamaya mı? çalışıyor yoksa yapımcılar lan şunları bir araya koyalım aradan bir aşk bir öpüşük neyin çıkarsa reytingin anasını ağlatırız diye mi düşünmüşler acaba.Olduda bir çift kazandı yarışmayı sonuçta hediye olarak ne vercekler şahane bi gerdek gecesi mi nedir yani?

Evcilik Oyunu


Dandirik bi yarışmadan amma çok söz ettim Allah önce bana sonra bu yarışmanın yapımcılarına sonra da yarışmacılara akıl fikir versin.Gökten 3 elma düşsün hepimizin başını yarsın...

5 Haziran 2010 Cumartesi


Ondan bundan birazda şundan bölüm 2

2 Yorumgaçlı Okurcan

*Gecenin bir vakti kahvem bitik.Ne pis bir alışkanlıkmış kahve alışkanlığı bilader içmesen olmuyor insanın canı kafein çekiyor napalım koyu bir çayla kafein yerine tein basalım vücuda belki dengeler (Bknz. iktisat - ikame mallar)

*Kaliteli olanlar hariç çin sineması,japon sineması ve geriye kalan asya sinemalarından hiç hazzetmiyorum hele rus sineması dersen kaçarak uzaklaşırım ortamdan tozumu bile bulamazsın.

*Fox tv de kick-box maçı anlatmayı beceremeyen spikerlerden ayriyetten amerikan güreşi ve benzeri dış yapımları sanki kendisi ordaymış gibi hariçten gazel okuyarak anlatan anlatıcılardan kıl kapıyorum.

*Habertürk kanalına bayılırken gazetesi hiç bir şekilde cazip gelmiyor enteresan.

*Favori dizilerim teker teker ya sezon finali yaptılar ya da sona erdiler izleyecek bişey de kalmadı.

*Pelin Batu bu gece yine şahane giyinmiş nedense bayılıyorum hatuna.

*Denizin dibinde yaşıyorum ama denize gitmiyorum.Yüzmeyide severim halbuki neden acaba? Oturup bi beynin fırtınası yapmak lazım bu hususta.

*Lollacığımda gidiyo tee ingilterelere bi ben gidemedim...(Söz verdi bavulunda yer kalırsa benide götürcek yanında)

*Kediye Kafa Atan Psikopat Fare bloğunu kapatmış üzüldüm :( ama olsun istasyoncafede yine beraberiz.

*Bundan sonra msn'i açıp bilgisayarın başından ayrılan arkadaşlarımı meşe odunuyla dövücem.Kendimi tuhaf hissetmeme neden oluyolar.Ulen madem bilgisayar başında değilsin uyarı koy ya da ne bileyim kapat programı.Duvara karşı konuşuyormuş gibi hissediyorum.Bazende karşımdaki sanki bilgisayarın başında yığılmış,başına bi iş gelmiş,çaresz durumdaymış gibi evhamlara kapılıyorum.Manyadım iyicene galiba evet manyadım kanımca.

4 Haziran 2010 Cuma


Unthinkable - Düşünülemez nasıl bir film?

0 Yorumgaçlı Okurcan
Unthinkable - DüşünülemezUnthinkable - Düşünülemez insanı rahatsız edecek derecede geren ve ruhundan yakalayan bir film.İzlerken bazı yerlerde harbiden oturup düşünüyorsunuz.Kaliteli kadrosuyla ve iyi sağlanmış kurgusuyla takdire şayan.Kadro demişken başrollerde Samuel L. Jackson,Carrie-Anne Moss ve Michael Sheen var Senaryosu Peter Woodward ve Oren Moverman'ın elinden çıkan filmin yönetmeni de Gregor Jordan.Güzel iş başarmışlar ben beğendim.Konusu günün birinde Steven Arthur Younger adlı bir terörist (Michael Sheen) Amerikanın 3 yerine nükleer bomba yerleştirdiğine dair bir kaset yolluyor.Tabi doğal olarak fbı alarma geçiyor adamı bulmaya çalışıyorlar soruşturmanın başında ise Ajan Helen Brody (Carrie-Anne Moss) var şüpheli dosyalarını karıştırılarken karşılarına Henry Herald 'H' Humphries (Samuel L. Jackson) ismi çıkıyor yüksek yerden gelen bir talimatla peşini bırakmak zorunda kalıyorlar.İşin ilginç tarafı burdan sonra ortaya çıkıyor askerlerde bu işe dahiller ve şüpheli terörist zaten yakalanmış durumda.Şüpheliyi sogulamak için Helen Brody de ekibiyle beraber bir merkeze götürülüyor burada karşılarına Henry Herald 'H' Humphries çıkıyor ve öğreniyoruz ki kendisi devletin pis işlerini yapan vahşi sorgulama teknikleri olan birisi.İşte filmin düğüm noktası bombaların yerini öğrenebilmek için ne kadar ileri gidilebilir?

Çaresiz insanların ne derece vahşileşebileceklerini ve şiddet uygulanmasını istemeye istemeye de olsa başka canları kurtarabilmek amacıyla kabul etmek zorunda kalmalarını ibretle izliyorsunuz.Film belkide Amerikanın ortaya çıkan işkence skandallarını bir nebze olsun sempatik gösterme çabası olarakta algılanabilir.

Unthinkable - Düşünülemez Filmden Kareler

Unthinkable - Düşünülemez Unthinkable - Düşünülemez Unthinkable - Düşünülemez

Unthinkable - Düşünülemez Fragmanı

3 Haziran 2010 Perşembe


Haziranda ölmek zor be güzelim

0 Yorumgaçlı Okurcan
Nazım Hikmet

Haziranda ölmek zor be güzelim
Üstadın da dediği gibi.
Memleket hasretiyle yana yana ölmek en zoru olsa gerek.
Nazım gibi.
Ömrünü verdiğin dünyaya değişmeyeceğin,
Yurduna hasret gitmek,
Hele hele başında bir çınar ağacı bile olmadan gömülmek,
En zoru olsa gerek.
Düşünsene bir daha koklayamayacaksın ,
Yağmurdan sonra toprağından gelen kokusunu,
Göremeyeceksin alın teriyle kazanılmış ekmeği yerken,
Köylünün mutluluğunu.
Duymayacaksın bir daha hasretle yakılmış türkülerini,
Ta en derinden hissettiğin ,
Dinlerken gözyaşlarınla toprağına bereket verdiğin memleketinin,
Uğrunda mücedele ettiğin emekçinin zaferini görmeden ölmek.
En zoru olsa gerek,
Memleket hasretiyle yana yana ölmek...


Nazım Hikmet Ran Anısına
Cemo
03.06.2010

2 Haziran 2010 Çarşamba


Bıktığım Şeyler

1 Yorumgaçlı Okurcan
Hakikaten bıktım yahu...Hep aynı dalga hep aynı hakara makara (Tayyip emmiden ilk defa tutuuğum bir söz çıktı) yeter ulan kader mi bu yıllardır hiçbişey değişmezmi bi memlekette.

Benim bıktığım sizler tarafındanda bıkılabilitesinin yüksek olduğunu tahmin ettiklerim:

-Ülkenin gündeminin sürekli toplumu ikiye üçe bölen gerilimlerden oluşması.


-Mazlum olduğunu beyan edip sempati topladıktan sonra gücü ele geçirince zalim olanlardan...

-Yalan söyleyen politikacılar.

-Yalan söylediğini bildikleri halde bu yalancı politikacıları savunan şakşakçıları.

-İktidar yalakası köşeyazarları ve medya organları.

-Bir memleketle siyasi problemimiz olduğunda milletin sokaklara çıkıp bayrak yakması (kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma) ürünlerini boykot etmeye çağırması.

-Yine aynı mevzudan dolayı insanların hepten sapıtıp über faşolara dönüşmesi.Sanal alemde bol keseden sıkıp anabacı söverek ırkçılık tabanında ego tatmini yapması.(Atatürkçü olduğunu söyleyip Adolf Hitlerin sözlerini savunabilenler yüzümde acı bir tebessümle izliyorum sadece)

-Sokaklarda bol miktarda hattori hanzonun bulunması (emolar,apaçiler,kırolar)

-Toplumun giderek yozlaşıp kültürsüzleşmesi.

-En ufak tartışmaların bile kanla sonuçlanması.(diyalogsuzluk-karşısındakiyle empati kuramama)

-İnsanların aralarındaki sorunları mahkeme ve polis ile halletmek yerine kafa göz girişmeyi seçmeleri.

-Trafik kazalarında pisi pisine ölen insanlar.

-Motorsiklete kasksız binen ve trafikte tehlike yaratacak şekilde slalom yapanlar.

-Trafikte bir bayan ya da motorsikletli görünce hede hödö şakası yapası tutan onları sıkıştırarak eğlenmeye çalışanlar.

-Her ay eşekler gibi çalışıp 3 kuruşa talim etmek.

-İş ilanlarında alınacak personelden az 2 dil bilip 5 yıl deneyim isteyenlerden.(ulan bu şartlarda kaç kişi iş sahibi olup deneyim kazanabilir ki?)

-İşsizlik.(üç kuruşa bile talim edememek)

-Hastane köşelerinde sersefil olmak.

-İnsana değer verilmemesi

-Terör.

-Ortalığın aptallardan geçilmemesi.

-Dünyanın hemen hemen en pahalı ve en kalitesiz internet sistemini kullanıp kazıklanmaktan.

Yazdıkça içim karardı be yeter bu kadar...
Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa