Ne Mutlu Türküm Diyene

31 Temmuz 2009 Cuma


İlk Aşkla Rastlaşmak

0 Yorumgaçlı Okurcan
aşkAnkarada yaşadıklarım arasında en ilginç olanı ilk aşkımla karşılaşmam oldu.Tee küçücüktük o zamanlar elimizde gazoz kapakları,misketler oyun çağı .Hemen hemen tüm ilklerimi onunla yaşamıştım el ele tutuşma öpüşme cart curt gibi çocuk masumiyeti çerçevesinde.Yıllar boyu aynı mahallede yaşadık o zamanlar ne vakit karşılaşsak aklıma o günler gelirdi.

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra kuzenimin kına gecesi organizasyonunda yeniden aynı ortama düştük aman tanrım bir insan bu kadar mı değişir.Sima yine aynı fakat endamın yerinde yeller esiyor birazcık(epeyce) toplu hale gelmiş.Gerçi eski sevimliliği yerinde duruyor ancak cazibesini tamamiyle yitirmiş.Kına organizasyonunda yeterince amelelik getir - götür işi yaptıktan sonra oturup iki satır konuşma fırsatımız oldu evlenmemiş,üniversiteye de gitmemiş sordum muzipçe "Ev kızı mı oldun hepten?" diye, gülümsedi hayır geziyorum evde pek durmuyorum dedi.Biraz daha konuştuktan sonra içim ılık lılık oldu hüzünlendim onun haline(Kendi halime de hüzünlensem bir ara fena olmayacak).Evlenmiş çoluk çocuğa karışmıştır diye düşünüyordum.Yıllar ne çabuk geçmiş tesadüfe bakın ikimizde evlenmemişiz.Telefonunu bile almadım fazlada duramadım yanında belkide böylesi daha iyi oldu.Ondan sonra hiç yapmadığım bir şey yaptım ablama ilk aşkımın kim olduğunu söyledim benden beklenmeyecek birşeydir bu,genelde çok ketum bir insanımdır,ablam hayretler içinde kaldı olum manyakmısın zengin kız nasıl kaçırdın elinden dedi, tuhaf bir ifadeyle bakakaldım, zenginliği çokta umrumdaydı sanki....

Aman be pek bir duygusal oldum bu aralar 30 yaşın getirdiği tuhaf bir hal bu, hemen her halta duygulanmak.Kader bu kimine kavun kimine kelek Allah bilir diğer aşklarım ne alemdedirler.

30 Temmuz 2009 Perşembe


Pazar Yeri

0 Yorumgaçlı Okurcan
Pazar Yeri
Az önce gördüm hemen bloğuma koyayım dedim komedi'de son nokta :D

28 Temmuz 2009 Salı


Facebook'taki Arkadaş Sorunsalı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Tam bu yazıya başlayacakken blog okuma listemde LoLLa'nın benzer bir konuda yazdığını gördüm yazıp yazmamak konusunda tereddütteydim nasıl olsa LoLLa nın yazısı tam olarak benimki ile aynı değil ufak tefek benzerlikler var kusura bakmasın...


Facebook'ta gezinirken dikkatimi çeken bir konuya değinmek isterim.Abartılı arkadaş listeleri uyuz ediyor beni İnsanlar resmen arkadaş kolleksiyonu yapıyorlar görüyorum bazılarında 300-400 hatta 600-700 gibi rakamlar söz konusu. Bu kadar arkadaşı olabilir mi bir insanın? ya da şöyle diyelim bu kadar çok arkadaşı olan bir insan olduğunu varsayarsak hangi birine ne kadar vakit ayırabiliyordur acaba? Benim hesapta toplasan 100 kişi ya çıkar ya çıkmaz (bazılarını silesim bile var ama ayıp olmasın diye silmiyorum).Böylesi rakamlar bana oldukça saçma geliyor ,riyaymış gibi hissediyorum,ego tatmini sağlıyor heralde ne kadar çok arkadaşım var bak gör misali gurur tablosu ya da arkadaşlık bilançosu gibi :) Kırk yılda bir selam verdiğin bir insanı neden listene eklersin ki tee 10-15 senedir iki kelam etmediğin birini listene almak mantıksız.Birde bu insanların çoğundan davetler, anlamsız bildirimler almaktan bıkmıyormu insanlar ? Bazen girdiğimde (bu kadar az kişiyle bile) bir dünya uyarı alıyorum kontrol etmek vs vs yoruyor insanı...

ula baktımda yazdıklarıma ben ne memnuniyetsiz insanmışım :D

Nurettin Hasman - Eda Taşpınar sorunsalı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Eda Taşpınar Nurettin Hasman
Gazete okurken gözüme ilişti önce tekrar okudum akabinde bir daha okudum yanılmamışım sosyetemizin "güzide" isimlerinden Nurettin Hasman, Eda Taşpınar'dan ayrıldıktan sonra gazetecilere “Dostluğumuz devam edecek. Sonuçta biz medeni insanlarız. Anadolu’da yaşamıyoruz...” diye bir beyanda bulunmuş.Şimdi bu muhtereme ne söylesek boş gibi geliyor bana, zat-ı muhterem anadoluya inmeyeli 80-90 yıl olmuş heralde ki böyle saçmalayabilmiş ne yani anadoludaki insanlar boşandıktan sonra eski eşleriyle medenice bir araya gelemiyorlar mı? çoluğunu çocuğunu göremiyor mu? ,millet birbirini kesiyorda bizim mi haberimiz olmuyor ? Nasıl bir bakış açısıdır bu nasıl bir cehalettir.Biz anadoludaki insanları eğitmeye çalışırken aslında istanbulun göbeğindeki bilgisizleri es geçmişiz galiba.Bir insan memleketinden bu kadar bihaber olabilir mi?Heralde ikoncanlar aleminde hayat böyle ...

27 Temmuz 2009 Pazartesi


Ankara'nın Yoları Taştan

0 Yorumgaçlı Okurcan
Çok güzel heveslerlerle yola çıkmıştım,otobüse binip Ankara yollarına düştüğümde sanki karada değil havada gidiyordum doğup büyüdüğüm şehre.Yol altımdan kayıyor yatağında akan bir nehir misali sessizce kendinden emin bir şekilde gidiyordum.Umutla dolu olarak...

Vardığımda pek çok şeyin değişmiş olduğunu gördüm.Demekki doğruymuş değişmeyen tek şey değişimin kendisiymiş.Ne Ankara benim bıraktığım şehirdi artık ne de ardımda bıraktığım insanlar.Hepsi değişmişlerdi,gerçi Ankara'ya böyle uçarak gitmemi sağlayan yegane insanla konuşmuyor olsakta belki bir an olsun onunla görüşme umudum vardı benden haber alabileceği tüm kanallarda ne zaman orada olacağımı öğrenebilirdi.Boş yere yıllarımı böylesi vefasız bir insana güvenerek harcamışım diye hayıflandım.("Ben, senin benimle Tunalı Hilmi caddesine gelebilme ihtimalini seviyordum" diyorum sadece)Eğer benim yerimde o olsaydı bir yolunu bulur onunla görüşürdüm.Ölümlü dünya sonuçta bu gün varız yarın yokuz son bir sefer görebilmeyi isterdim eski bir "sözde"dostumu.

Özlemle gezesim olan mekanların çoğunu gezdim,eski mekanların açık olması sevindiriciydi,ancak özgürce ve rahat bir şekilde gezemedim yanımda yurtdışından gelen akrabalarımda vardı onlara uymak zorunda kalmak beni bir hayli kısıtladı,tadına varamadım gerçi varılacak bir tadıda kalmamıştı ,Yüksel caddesi dışında (sokakta müziklerini icra edip gösteri yapan grup çok sevimliydi tipleri dışında elemanlar resmen mağara adamıydı insan azcık saçına sakalına dikkat eder) yabancıladım şehrimi itici geldi nedense yıllarca yollarını,sokaklarını arşınladığım memleketim başka bir kimliğe bürünmüştü.Belkide umduğumu bulamamak bu hale getirdi.

Aman neyse bitti gitti uzun uzadıya yazma isteği yok içimde aslında yazılabilecek o kadar çok şey varki yazsam en inceayrıntıya kadar hatırlayacağım, yeniden yaşayacağım yine keyfimin derecesi sıfırın altına düşecek.En güzeli mazide kalmalarını sağlamak.

Lerzan Mutlu Frikik verdi

0 Yorumgaçlı Okurcan
Lerzan MutluBu ara Lerzan Mutlu insanına takık vaziyetteyim.İlginç bir şahsiyet şarkıcı kisvesi altında dolaşıyor ancak bu güne kadar doğru düzgün bir işe imza attığını göremedim,görebilen varsa beri gelsin.Ne zaman medyada Lerzan Mutlu adı geçse verdiği firikikler,bikini,tanga görüntüleri ,abidik gubidik açıklamaları gündem oluşturuyor.Bu hanımefendi hakikaten çok zeki gündemde kalmak için medyayı muhteşem bir şekilde kullanıyor (reklamın iyisi kötüsü olmaz babında) nedense bu frikiklerde hep kazara veriliyor :) bana pek inandırıcı gelmiyor.En sonuncusunu türkbükü'nde duşa girerken vermiş lerzan hanım tabi yine kazara yerseniz...

Daybreakers Fragmanı

0 Yorumgaçlı Okurcan
Yeni gördüm ilginç bir konu var Daybreakers'da yıl 2017 dünyada bir salgın başlıyor insanların çoğunluğu vampirleşiyor geri kalan az sayıdaki insan kçıyor saklanıyor ve direniyor onlar için çok çetin bir hayat mücadelesi başlıyor.Böyle bir dünyada insan olduğunuzu düşünsenize ve bu insanlar vampirler tarafından kan sağmak için toplanıyor olsa (filmden ufak bir spoiler). Sinemalarda 2010 da gösterime girmesi bekleniyor. Yönetmenliğini Peter Spierig, Michael Spierig yapıyor,Senaryo: Peter Spierig, Michael Spierig Oyuncular: Ethan Hawke, Sam Neill, Willem Dafoe, Claudia Karvan, Christopher Kirby, Michael Dorman, Vince Colosimo; kadro oldukça sağlam.Sıradan bir korku filminden ziyade gerilim macera gibi unsurlarıda barındırması sayesinde bir hayli kaliteli bir yapım olacağa benziyor.Fragmanı izleyince ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız.Bu sefer fragmanı metacafeden verdim.Zırt pırt her sayfa yüklendiğinde açılmaz.

13 Temmuz 2009 Pazartesi


District 9 Fragmanı Yayınlandı

0 Yorumgaçlı Okurcan
District 9Uzun zamandır beklediğim filmlerden birisi "District 9" diğer bilim kurgu filmlerinden çok daha farklı bir noktaya değinilmiş. Mağdur taraf genelde biz olurken burada tam tersi sözkonusu.Daha çok insana özgü olan bir konuyu Mültecilik Kavramını uzaylıları içine alarak irdelemiş.Günün birinde uzaylılar dünyada mahsur kalıyorlar bir şekilde, evlerine gidemiyorlar.Bizimkiler rahat durur mu gemilerine el koyuyorlar ve onları mülteci olarak yaşamak zorunda bırakıyorlar.Problemler burada başlıyor zaten.Filmin fragmanından da anlaşılacağı üzere belgesel tadında başlıyor yapım, ilerleyen zamanlarda dram ve bilim kurgu bir arada devam ediyor.Biraz cloverfield havası sezinledim fragmandan olur o kadarcık...

Aslında Neill Blomkamp çektiği Alive in Joburg adlı kısa metraj filmi, arkasına Peter Jackson'ı alarak bir uzun metraja dönüştürmüş.Yurtdışında gösterimi Ağustos ayı Türkiyede ise Ekim ayı olarak düşünülmekte.Peter Jacson'un adı bile filmi izlettirmeye yeter.Belirli düzeyde kalitesi var demektir.Sharlto Copley, David James, William Allen Young,Jason Cope, Vanessa Haywood filmde rol almakta.Buradaki fragmanda diğerlerinden farklı olarak uzaylının yüzü mozaiklenmemiş ve ne dediği altyazı ile belirtilmiş acayip sesleri dinleyerek aval aval bakmayacağız yani..


Filmin sitesi:http://www.d-9.com ben bir göz attım oldukça güzel hazırlamış sizde bir bakın..

Fragmandaki sorgu sahnesinin türkçe meali.

İnsan: Neden burdasınız?
Uzaylı: Buraya inmek istemedik, seçenegimiz yoktu!

İnsan: Neden sadece ayrılmıyorsunuz?
Uzaylı Eğer gemimizi vermezseniz, nasıl gidebiliriz?

İnsan: Silahlarınız nasıl çalışıyor?
Uzaylı: Biz tehlike teşkil etmiyoruz, sadece eve gitmek istiyoruz...




Keyifli seyirler....

12 Temmuz 2009 Pazar


Ayşe Arman Türban takarsa

0 Yorumgaçlı Okurcan
Ayşe Arman Soyunduktan sonra gelen okur mesajlarından birinde "Soyunmakta ne var, kolaysa örtün güzelim! Örtün de, bu ülkedeki baskıyı, zulmü gör..." Yazınca heralde damarına basmış. Ayşe'de dururmu hemen takmış Türbanı, zulüm araştırmasına başlamış,yaşadıklarınıda çok güzel bir şekilde yazmış.Yalnız araştırmaya hatalı bir yerden başlamış örtünen kadınların zulüm gördüğü alan nişantaşı vb gibi elit bölgeler değil zulmün hası kendi içlerinde yaşanmakta.Söz haklarının bulunmadığı,adam yerine konmadıkları hanelerde yaşanıyor,dışarıda karşılaştıkları zorluklar bu zulümlerin yanında devede kulak bile kalmaz.Gerçi bu zulüm sadece örtünen kadının derdi değil ülkemizdeki geleneksel yapı kadınlara pek yaşam hakkı tanımıyor.Üniversite mezunu olması bile şiddet uygulamasını engellemiyor bizim insanlarımızın.

Ayşe Arman Türbanlı Ayşe Arman Mini etekli

Hesapta Türbanlı kadınların zulüm gördüğü elit semtlerde yaşananlar beni şaşırtmadı hiçte abartılacak tepkilerle karşılaşmamışlar normaldir, şahsen kendi adıma söyleyebilirimki tanıdığım en katı laik insanlar bile örtülü bir bayana ikinci sınıf insan muamelesi yapmaz.Rahatsız edici olarak nitelendirilebilecek tepkileri sadece abartılı süslenip püslenip örtündüklerinde görmüşler onuda çok görmemek lazım sanırım sonradan görmeliğe karşı duyulan bir tepkidir bu.Yazıda beni sinirlendiren ve üzen tek yer vardı İsmail Ağa caddesinde mini etekli olarak gezerlerken"Sözde" müslüman bir muhteremin bayanlara söylediği söz "Pislikten başka bir şey değilsiniz!" dehşete kapıldım neden bir insan kendisi gibi olmayan birine sadece bu sebepten pisliksiniz diyebilir ve bunu toplum içinde açıkça dile getirebilir nasıl bir nefrettir bu.Allahtan orada fazla kalmamışlar heralde biraz daha fazla orada bulunsalar şu anda linç edilişlerinin yazıyor olurdum...

Yazıma Kaynaklık Eden Ayşe Armanın Köşe Yazısı

11 Temmuz 2009 Cumartesi


Artık sevmecem gari

0 Yorumgaçlı Okurcan
Geçenlerde Facebook'ta görmüştüm bu gün paylaşmak kısmet oldu.Ege yöresinin şivesiyle çok sevimli bir şekilde yeniden düzenlenmiş.İzleyin yüzünüzde ufakta olsa bir tebessüm yaratacaktır eminim.

Artık sevmecem gari



Sigaram Gibisin

0 Yorumgaçlı Okurcan
Sigara

Ey Aşk
Sigaram gibisin
Hızlıca bitirdiğim.
İçime çektiğim her nefeste kendimi tükettiğim.
Hiç bitmesin diye dua ettiğim
Sigaram gibisin...

12.07.2009

10 Temmuz 2009 Cuma


Stargate Universe Geliyor

0 Yorumgaçlı Okurcan
Stargate Universe

Stargate fanatikleri yaşadı desem yeridir.SG-1 ve Atlantis bittikten sonra yeni macera Stargate Universe imdadımıza yetişti .Uzunca bir süredir beklenen dizi pek yakında gösterime girecek tahminen bu yıl ağustos gibi (bilmeyenler için söylüyorum) hatta video paylaşım sitelerinde fragmanları yayınlanmaya başladı.Saçma sapan 3 bölümde cortlayan yerli dizilere dünyalarca para döken kanallar stargate gibi bir fenomeni neden yayınlamazlar.Napalım kendi kanallarımızda izleyemiyorsak internetten izleriz bizde.

Kadro kimlerden oluşuyor diye soracaklar için : Ming-Na - Camille Wray; Justin Louis - Colonel Everett Young; Jamil Walker Smith - MSgt. Ronald Greer; Brian J. Smith - Lt. Matthew Scott; Lou Diamond Phillips - Colonel Telford; Alaina Huffman - MSgt. Tamara Johansen; David Blue - Eli Wallace ; Elyse Levesque - Chloe Armstrong; and Robert Carlyle - Dr. Nicholas Rush.

Stargate Universe

Stargate Universe'in konusuna gelince Kadim’lerin Atlantis şehrinden bile milyon yıl daha eski olan Destiny (Kader) olarak adlandırdıkları uzay gemisininin görevi tüm evrene stargate’leri (yıldız geçitlerini) yaymaktır, kadimler peşinden 2. bir gemi gönderip bütün galaksileri ve gezegenleri keşfetme amacındadırlar. Ancak Kadimler yükselme işiyle o kadar meşgul olurlar ki planlarına sadık kalmazlar.Yeni sg-1 ekibi yıldız geçidinde 9. sembolü keşfeder ve eski kadim keşif gemisini bulurlar. Gemiye bakmak için gittiklerinde geri dönemezler bir daha asla dönemeyeceklerinide anlarlar .(Startrek Voyager koktu galiba) Maceramız eve dönüş çabası ve farklı gezegenlerde yeni keşifler üzerine.Eskiye nazaran farklı bir durum yok.Ekip yine abidik gubidik gezegenlerde tuzaklara yakalanacak yeni medeniyetlerle tanışacak vs vs.Meraklıları için fragmanınıda vereyim tam olsun.

7 Temmuz 2009 Salı


Oyuncak bebekten tahrik olan insan tiplemesi

0 Yorumgaçlı Okurcan
barbieBuyrun akıllara seza bir mevzu daha efendim din konusu hassas olduğundan bu güne kadar yazmaktan imtina etmiş hatta uzak durmuştum ,değinmemiştim okuduğum bu haberden sonra yazmak farz oldu.Hürriyet Gazetesinde yayınlanan haberde pek çok konuda fetva veren Cübbeli Ahmet hocanın konuşmasına değiniliyordu.Oyuncak bebekler,Fotoğraf - heykel harammıdır değilmidir ?, Çocuğu olanların 2.çocuğu tüp olarak yaptırması caizmidir ? Kadın -Erkek doktor denklemi gibi akıllara seza konularda yorumlar yapmış.Okuduklarım arasında bana en çok bu ilginç geldi paylaşayım dedim.



Cüppeli Ahmet Hoca resmi internet sitesinde yayımladığı fetvasında oyuncak bebek kriterlerini açıkladı:

"Öyle bebekler yapıyorlar ki, saçlarını tarıyorlar, uzun bacaklı falan, bunlara izin yok. Normal insanı tahrik edecek gibi. Tıpatıp bebekler, üstelik çıplak gibi."


Bu sözlerin üzerine ne demeli diye düşündüm uzunca bir süre şimdi nasıl bir insan oyuncak bebekten tahrik olabilir acaba?El kadar bebeğe bakarak tahrik olmayı becerebilmek için insanda bir tuhaflık olması gerekir.Tamam takva konusunda hassas olabilirsiniz ancak bu kadarı anormal sayılmaz mı ? El kadar oyuncak bebekten tahrik olan küçük kızlardan da tahrik olabilir o zaman kolayca. Velev ki bu muteremlerin yanında bacılarımız, kız çocuklarımız bunların yanında 2 dakika boş ve yalnız kalsın büyük tehlike Allah muhafaza .Hüseyin Üzmez en basit örneğidir.Demekki Vakit gazetesi 6-7 yaşındaki bale yapan kızların fotoğraflarını boş yere sansürlememiş.Okur kitlesinin bu tarz bir fotoğraftan dolayı bile abdestinin bozulabileceğine eminler.Müslüman insan nefsine hakim insandır öyle oyuncağa bakmakla abdesti bozulacak adam varsa bir zahmet müslümanım deyipte diğer müslümanların adını kirletmesin.Hem bu oyuncak bir bebek adı üzerinde kız çocukları oynasın diye var.Bu oyuncak bebeklerin neden çıplaklıkları dikkatini çekmiş acaba zat-ı muhteremin? Büyüklerin oynaması için yapılan bebekler ayrı :)

Ne diyeyim Allah ıslah etsin,Akıl fikir versin...

Emeklilere Zam Müjdesi Komedisi

0 Yorumgaçlı Okurcan
emekliİnanılmaz gerçekten tek kelimeyle inanılmaz böylesi zor hayat şartlarında yaşandığı halde devletin çıkıp emeklilere ssk'lılar için 11, Bağ-Kur'lular için 5 TL zam yapması insanlarla dalga geçmek değilde nedir? Eminim hemen hemen herkesin evinde en az bir emekli vardır. Hali hazırda aldıkları ücret tatmin edicilikten çok çok uzak (asgari ücretli çalışanların haline değinmiyorum bile) üzerine böylesi komedilerde bile rastlanmayacak zam haberi tüy dikmiyor mu? Bu kararın altında imzası olan yetkililer ne kadar maaş alıyorlar açıkçası merak ediyorum.Başbakan ya da bakanlar kurulundan birilerine sadece deneme amaçlı verelim bir emekli maaşı bakalım kaç günde bitiyor.Ondan sonra çıkıp saçma sapan zamlara onay verebiliyorlar mı?

Milletten almaya gelince kepçe kazan vermeye gelince damlalık adalete bak vallahi helal.Tamam haklı oldukları bir tarafta var devletin bütçesinin durumu zor, ancak kendilerine hali hazırda 3 uçak varken 4.sünü alırken 60 küsür milyon dolar bayılmakta bir beis görmeyenlerin vatandaşa gelince bu şekilde davranması bana biraz tuhaf geliyor.Bütçendeki açığı milletin zaten kıt kanaat geçindiği maaşına düşük zam vererek kapatmaya çalışırsan zaten tüketim yapamayan insanlar, ülkendeki üretimcilerin ellerindeki malları almayacağından dolaylı yoldan da olsa kendi vergi gelirlerini baltalamana yol açmaz mı? Ekonomiyi bilzelerdi zaten bu günleri yaşıyor olmazdık.

3 Temmuz 2009 Cuma


Ayrılık

0 Yorumgaçlı Okurcan
yolAnkara yolculuğumuzun ilk etabı başladı ailemiz kısmi dalgala halinde ankaraya seyirtmekte, önden annem ve kardeşim gittiler, bana faturaları yatırmak akabinde Ankara'ya gitmek kaldı.10 gün nasıl geçecek bilemiyorum.Gerçi önceki seferlerden ders aldım bu defa aynı hataya düşmeyeceğim talimatları tek tek yazdım ve başucuma koydum.Anne fırçasından kurtulma ihtimalim yükseldi.Ankaradan döndüğümüzde ev fazla dağıtmamış olmalı.Yoksa kabak dolması olmak içten bile değil (Allahtan suç ortağı olarak babam var).Yemekten sonra ocağı silip temizleyi unutmamam , bulaşıkları pırılpırıl,mutfak ve mutfak tezgahı bal dök kıvamında temiz bırakmalıyım.Gerçi her anne gibi benimki de mutfakta 10 kaplan gücünde hata bulabiliteye sahip,ne kadar uğraşsamda mutlaka bir kulp takacaktır.Neyse yapacak bişey yok bekarlık günlerinin tadını çıkartmam lazım bu fırsat kolay bulunmaz ah keşke babamda gitseydi o zaman tadından yenmezdi.


Dün muhteşem bir gün olacak diye geçiriyordum içimden ertesi sabah nede olsa bizimkileri postalayacaktım kafamı şişirecek kimse kalmayacaktı evde,umudum vardı, keyfim gıcır kalacaktı nerden bilebilirdim ki günümü rezil kepaze edecek,keyfimin içine edecek biriyle karşılaşacağımı :) Olayımızın kahramanı bir bayan inanlımaz derecede snob kendisi ,inanın burnu düşse yerden eğilip almaz diyeyim gerisini siz anlayın.Bir hava bir afra tafra yani görseniz "Küçük dağları ben yarattım" edasıyla dolaşıyor.Dedikleri doğruysa tiyatro eğitimi alıyormuş hanımefendi dizi ve filmlerde rol alan oyuncuların hiçbirinin oyunculuklarını beğenmiyor, hatta dizi ve filmlerinde bile en ufak bir oyunculuk kıvılcımı görmediğini söylüyor.Ha diyeceksiniz o kendi görüşü saygı duyman gerekir napalım bende kıl bir kişiliğim emeğe saygısı olmayan birine saygı duyamıyorum hatta mümkünse uyuz oluyorum.Birinin emeğine laf edilmesi kadar beni hasta eden birşey yok özellikle kendini beğenmişlik,kibir, kıskançlık ve çekememezlik dolu bir ifade tarzıyla söylenirse sözler insan ister istemez tepki duyuyor.Diyecektim madem beğenmiyorsun daha iyisini sen yap o insanların yerinde sen ol kardeşim.Birisiyle papaz olup günümü iyicene mahvetmemek için söylemedim..Haspinallah.
Yeni kayıtlar Önceki kayıtlar Anasayfa